Sadık Kocabaş ile Sunumax.com
Henüz, daha kurulalı bir buçuk ay gibi kısa bir zaman geçmişken, beş günde bir müşterisinin işlerini tamamlayabilmek gibi yoğun bir tempoda çalışır hale gelen Sunumax’ı, kurucusu Sadık Kocabaş’ın ağzından dinledik.
Satışları artırmak veya müşterilerin belli bir noktaya kanalize edilmelerinde çok büyük faydalar sağlayabilen Sunumax’ın, daha düşünce aşamalarında iken, ne kadar faydalı olabileceğini gören Sadık ve teknolojiye açık babası büyük ortakları olmuş. Neşeli ve güler yüzlü tavırlarıyla Sadık, gerçekten güzel ve performanslı bir iş üretiyor. Sadece tek satırlık bir kodla siteye eklenebilen Sunumax sunusu, deneyenlerin fark edeceği gibi, oldukça da hızlı çalışıyor.
Burak Büyükdemir: Mekanisti beğendin mi? Sadık Kocabaş: Mekanist zaten güzel çünkü hani nerde nasıl… Özellikle yani biz İstanbul’da daha çok zamandır yaşıyoruz. Ama İstanbul'a Ankara’dan yeni gelmiş bir adamın, pardon niye İstanbul diyorsam? Sonuçta hangi şehre gidersek gidelim “ya ben bu şehirde yeniyim, nerde ne yerim nasıl gezerim, kuru temizlemeye nasıl giderim?” dediği zaman ilk etapta girilebilecek en güzel yer. Burak: Diyorsun Sadık: Diyorum. Burak: Üye misin? Sadık: Hayır. Burak: Neden üye değilsin? Sadık: Ya çünkü girdim, daha önceden mekânlara vesaire baktım. Hani ben internetteki hani bu 90'lı kısımım, yani daha çok hani birileri bir şeyler yaptıkları yorum yaptıkları zaman o yorumlardan faydalanan adamım, hani “okudum tamam bu mekân böyleymiş, bu mekân böyleymiş” deyip çıkan adamlardanım. Burak: Katma değer sağlamıyorsun yani. Sadık: Aslında böyle yeni bir şeye ve güzel de… Burak: Açıkça.. Sadık: Katma değer sağlamak lazım. Burak: Peki, Sunumax nereden para kazanacak? Esas onu anlat bize. Sadık: Sunumax mı? Burak: Evet. Sadık: Sunumax zaten iş to iş, hani işten işe iş yaptığımız için bize Pamukkale turizm diyor ki; “Bizim bir sürü ziyaretçimiz var, sayfamıza giren insanlar var, fakat bunlar Pamuk Karta şey yapmadılar, kimse form doldurup satın almadı. Bunları nasıl satın almaya motive ederiz?” Bizde diyoruz ki, sayfada şey, “Pamukkale Turizmin kıyafetlerini giyen bir şey çıksın, kızımız çıksın, desin ki hani bunu siz de doldurun, siz de satışlarınızı arttırın.” Burak: Ne kadar arttırıyor bu? Sadık: Pamukkale Turizm’le zaten yakından temasımız var. Dediler ki, “Bize hani baya arttı” ama bize rakam söylemediler. Burak: Siz takip edemiyor musunuz? Sadık: Biz kızın kaç defa görüntülendiğini görebiliyoruz, kızın üstüne kaç defa tıklandığını görüyoruz, bu tıklanma oranları da yüzde 10-15 oranında. Bir klasik banner’a tıklama oranı %2’lerdedir, hani bu şeye göre kat kat fazla insanların algıları açık, o yüzden de insanlar tıklıyorlar buna. Burak: Bu modeli anlatsana. Kız dedik ama ne yapıyor bu internetteki görsel? Sadık: Anladım. Sunumax şunu yapar. Yani, bize firma der ki hani; “Benim bir satış amacım var. Şunu yapmak istiyorum”. Biz onları ilk etapta yaratıcı bir fikirle geliriz, deriz ki “Pamukkale kartı bir tane sarışın bir kız anlatsın, şöyle yapsın böyle yapsın”. Biz buna bir tane senaryo yazarız, senaryo yazdıktan sonrada biz buna uygun bir model buluruz. Bu modeli firma da onayladıktan sonra, çekimini yaparız. Çekimini firma onaylar, ondan sonra biz bunun “encoding”ini yaparız, işte kesimini biçimini montajını yaparız. Burak: Sonuç? Sadık: Sonuç olarak sayfanın içine tek bir satır konulabilir, sayfanın tasarımına hiç bir değişiklik yapmasına gerek kalmadan, bir karakter sayfanın içinde çıkar böyle. Burak: Bir daha göster. Sadık: İşte böyle, (kollarını havaya kaldırıyor) böyle ürünü anlatır veya firmayı anlatır neyi isterse anlatır hani yazılarla okunmayan şeyleri gösterir. Burak: Kaç firmaya yaptınız böyle internet sitesi? Sadık: Şu anda 10'uncu firmamıza geçen pazar teslim ettik. Burak: Ne zaman kuruldunuz. Sadık: 50 gün oldu ya 50 gün. Burak: Yani yaklaşık 1 buçuk ayı geçirmişsiniz devirmişsiniz. Sadık: Evet her 5 güne bir müşterimiz var. Büyük bir rakam. Burak: Sunumax’ta sadece sen mi kurucusun, ortakların var mı? Sadık: Büyük ortağımız babamız var. Bu kadar. Burak: ikiniz beraber kurdunuz. Babanı nasıl ikna ettin? Sadık: Babam sağ olsun, zaten teknolojik konulara çok açık bir adamdır. Ben hani iPhone aldığım zaman ona el koyan maalesef bir adamdır. O bunları gördü beğendi cidden satışların artacağını ve hani ölçeklendirilebilir ölçümlenebilir ve ölçeklenebilir bir şey olduğunu gördüğü için hani tamam, yürü oğlum.. Burak: Yürü oğlum.. Sadık: Yürü oğlum dedi bizde devam ediyoruz hocam. Burak: Peki çok teşekkür ederim .