Silikon Vadisinin Yazısız Kuralları

Nerede ve ne şekilde çalıştığınız önemli değil, eğer bir girişimciyseniz Silikon Vadisinden öğrenecek mutlaka bir şeyleriniz var demektir. Küçük bir şehirde yerel bir işletme dahi olsanız işinizi daha inovatif, daha ölçeklenebilir hale getirmeniz mümkündür. Silikon vadisinde olanların bildiği fakat herhangi bir yerde yazılı olmayan, bir insandan diğerine aktarılan bir takım kurallar mevcuttur. Bu görünmez kurallar tüm pazarın dinamiklerini belirler.
1. Güvenilir ve sözünün eri olmak : Silikon vadisine yeni gelen birinin bu kuralı fark etmesi zaman alabilir. Normalde farklı bir ülkede biriyle bir iş yapacaksanız ona güven duymak için ticari geçmişini araştırmak, başlangıçta küçük işler yapıp gidişata bakarak karar vermek istemeniz normaldir. Fakat söz konusu Silikon Vadisi ise küçük bir kafede yeni tanıştığınız biri ile gerçekleştirdiğiniz mini toplantı ertesi gün size iş ortaklığı olarak dönebilir. Sosyal statünüz, hangi coğrafyadan geldiğiniz, cinsiyetiniz yani doğumunuzla gelen ve seçme şansınızın olmadığı durumlar burada sizi avantajlı ya da dezavantajlı duruma düşürmez. Önemli olan geçmişteki başarılarınız, iş ağınız ve sahip olduğunuz yenilikçi fikirlerdir.
2. Avantajlı değil adaletli olmak : Pazarlık ederken insanın kafasında tek bir düşünce vardır “Kazanan ya da kaybeden taraf olmak”. Hele ki yatırımcılarla görüşüyorsanız belli bir miktar para alabilmek için şirket haklarınızdan bazen önemli bir kısmını feda etmek durumunda kalırsınız. Tam tersi durum da mevcut. Çok az şey feda ederek çok büyük adımlar atabilmek… Oysa ki durum burada oldukça farklı. Birçok risk sermayesi girişimcilerle adaletli bir pazarlığa oturma peşinde. Şu düşünceyi kafada oturtmak oldukça zaman alabilir, tek başınıza inovasyon yapamazsınız. Bu yolculukta sizinle beraber seyahat edecek iş ortaklarına ihtiyacınız var. Uzun vadede size pozitif katkı sağlayacak paydaşlar ile karşılıklı kazanç elde edebilecek ortaklıklar kurmalısınız.
3. Karşılık beklemeksizin adım atmak : İnsanlarla kendi çevrenizi tanıştırın. Sizi arayanlara mutlaka geri dönün. Başkalarına mentörlük edin. Tüm bunların karşılığında hiçbir şey almayacağınızı düşünebilirsiniz fakat elde edeceğiniz muazzam bir değer olacak o da “İtibarınız”. Başkalarının güvendiği, tavsiye ettiği ve günün sonunda yatırım yapmak istediği insan haline geleceksiniz.
4. Can kulağı ile dinlemek : Kiminle görüşüyor olursanız olun mutlaka tüm dikkatinizi ona verin. Konuşma esnasında maillerinizi kontrol ederken kaçırdığınız bir nokta size burada milyon dolarlık fırsatlar kaybettirebilir. Dinlemek; ihtiyaçları belirlemek ve doğru iletişim kurmak için gerekli ilk ve en önemli adımdır. Mark Zuckerberg’e bir sunum yaparken farklı işlerle ilgilenmesi ne kadar sinir bozucu ise, bir konuşmanın monolog halini alması o derece kötü bir durumdur.
5. Birlikte geliştirmek ve deneyimlemek : İşinizde herkesin rahatlıkla fikrini ortaya koyabileceği bir ortam oluşturmalısınız. Tabi ki her fikre evet demek durumunda değilsiniz. Fakat en azından şirketinize “Kötü fikir yoktur, yeterince olgunlaşmamış fikir vardır “ kültürünü aşılamalısınız. Unutmayın ki Thomas Edison bugün her evde kullanılan ampulü 2000 farklı yolu denedikten sonra icat etti. Yapılan hatalar sizi kötüleştirmez, aksine daha iyisini yapabilmeniz için size yeni yollar vadeder. Kaynaklar http://www.entrepreneur.com http://anthillonline.com