NASA'nın Yeni Ufuklar Görevi'nden girişimcilere dersler
NASA'nın New Horizons (Yeni Ufuklar) isimli uzay aracı, 19 Ocak 2006'da Cape Canaveral'dan fırlatıldı. Görevi, Güneş Sistemi'mizin en uzak noktalarından birinde bulunan Plüton'a ulaşmaktı. Bilim insanları, fırlatıldığı ilk andan beri uzay aracının hedefine ne zaman ulaşacağını biliyordu.
Yeni Ufuklar, 5 milyar km mesafeyi dokuz buçuk yılda aldıktan sonra, 14 Temmuz Salı günü, bilim insanlarının hesapladığından 72 saniye gecikmeli olarak Plüton'a ulaştı. NASA tarafından yapılan zaman hesaplamasının doğruluk oranı yüzde 99,99 olarak tarihe geçti.
Cüce gezegenden ilk fotoğraflar ve yeni bilgiler gelmeye başladığında, kimi bilim insanlarını yıllarca uykusuz bırakan birçok soru işareti çözülmüş oldu. Tek kelimeyle muhteşem bir görev gerçekleştirildi ve karşılığında büyük bir başarım elde edildi. Bu başarının perde arkasında girişimciler için önemli dersler yatıyor.
1. Cesur hedefler, cesur vizyon ve yönetim gerektirir
İnsanlığın tüm başarımları, tekerleğin icadından Plüton'a ulaşmaya kadar, ortak bir noktaya sahip; en başında her biri bir fikirdi. Fikirler onları gerçeğe dönüştürecek tutkulu yöneticiler ve ekipler olmadan sonsuza kadar fikir olarak kalırlar.
Aklınızda bir iş fikri varsa, onu nasıl daha büyük ve ses getirecek hale getirebileceğinizi düşünmenin tam zamanı. Doğru ilhamla, fikriniz endüstrileri hatta dünyayı değiştirebilir.
2. Muhteşem başarılar muhteşem ekipler gerektirir
Son derece hassas bir bilimsel aygıtı 5 milyar kilometre öteye tek parça halinde göndermek ve sorunsuz bir şekilde çalışmasını sağlamak için çok zeki insanlar ordusuna ihtiyaç vardır.
Tüm başarılı girişimler övülürken liderlerine kredi verilirken, aslında tüm başarılı projeler, onu işler ve mümkün kılan ekibinin gücüne bağlıdır. Ekibin gücü de en zayıf üyesi ile ölçülür. Liderlik ise gerçekten tutkulu ve yetenekli bu insanların eforlarını doğru yöne sevk etmekte yatar.
3. Uzun soluklu hedefler sıkı hazırlık gerektirir
Büyük başarımlar çoğunlukla birkaç gecede elde edilmez. Yeni Ufuklar'ın Plüton'a ulaşması dokuz buçuk yıl sürdü. Fakat bunun öncesinde de yıllar süren bir planlama ve geliştirme süreci yaşandı.
Aşılan tüm zorlukların ve zamanın ardından, Yeni Ufuklar yalnızca birkaç saat Plüton'un fotoğraflarını çekti. Uzay aracının yedi aygıtıyla topladığı fotoğraf ve bilgilerin Dünya'ya ulaşması ise dört buçuk saat sürdü çünkü Yeni Ufuklar ile NASA arasındaki bağlantı, çevirmeli modemden 50 kat daha yavaş. Uzay aracının çok kısa süren Plüton araştırmasından topladığı tüm bilgilerin Dünya'ya ulaşması 16 ay sürecek. Bu uzun süre, en sabırlı insanları bile çileden çıkarmaya yeter.
NASA'nın her milletten bilim insanları gibi, girişimciler de ekiplerini, hedefe giden zorlu ve uzun görevlerde nasıl yöneteceklerini anlamalı. Ana hedefe ulaşırken elde edilen başarımları tanımak ve kutlamak, ideal çalışma ortamını kurmak ve ekipteki herkesin odağını korumak için iyi bir yöntem olarak öne çıkıyor.
4. Planlama asla küçümsenmemeli.
Yeni Ufukları Plüton'a gönderebilmek için bilim insanlarının Plüton'un Güneş çevresindeki 248 yıllık hareketlerini, ayrıca uzay aracının yer çekimini ivmelenmek için kullanacağı Jupiter'in hareketlerini analiz etmeleri gerekti. Planlama o kadar iyiydi ki, Yeni Ufuklar 5 milyar km mesafe kat ettikten sonra, Plüton'a istenen hızla ulaştı.
Çoğu girişim NASA'daki bilim insanlarının yaptığının daha azına ihtiyaç duysa da, planlamanın önemini anlamak ve gereken titizliği göstermek hayati önem taşıyor. Uzun soluklu bir stratejiye sahip olmazsanız, asla büyük başarılar elde edemezsiniz.
5. En önemli yakıtınız güven ve kararlılık
Yeni Ufuklar, ulaştığı 51 bin kilometre/sa hızla, Dünya'dan havalanan en hızlı uzay aracı olmayı başardı. Aracın bu denli büyük bir hızla seyahat etmesi, pirinç tanesi boyunda bir uzay cismi ile çarpışmanın bütün görevi suya düşürebileceği anlamına geliyordu. Bu büyük riske rağmen, bilim insanları takımlarına ve stratejilerine güvenerek görevi sonuna kadar götürdü. Sonuç ise başarı oldu.
Muhteşem bir şeyi başarmak hiçbir zaman kolay değildir. Plan üstüne plan ve en küçük detayların bile masaya yatırılmasını gerektirir. Girişimciler de tıpkı NASA'daki bilim insanları gibi, büyük hedefe giden yolda asla ürküp kaçmamalı, rakipleri karşısında şevki kırılmamalı. Zor zamanlarda ekibinize işaret edebileceğiniz bir hedef yoksa, işte o zaman başınız beladadır.