Küçük Bir Ofisten Türkiye'nin Lider Teknoloji Distribütör Ağına Erol Bilecik
Erol Bilecik, E-tohum Girişimcilik 2011 zirvesinde kendi hayat hikayesinde, başarısında önemli rol oynayan tutum, davranış ve süreçlerden anektodlar paylaşarak bahsetti. Daha sonra 'abi tavsiyeleri' ile sunumunu sonlandırdı. - Kısaca Erol Bey'den bahsetmek gerekirse, yaklaşık 2,5 sene süren bir profesyonel iş yaşamından sonra kendi girişimcilik hayatına teknik hizmet veren bir şirket kurarak başlıyor ve sonrasında fırsatları değerlendirerek, bugün Türkiye'nin en büyük teknoloji distrübütörlüğü ağına sahip Index Group A.Ş.'yi kuruyor. - Erol Bey, sunumu boyunca defalarca 'keyifle' kelimesini kullandı. Bence, Erol Bey'in aslında girişimcilik hikayesinin tamamında onun çevreleyen en büyük altın yıldızı buydu. Yaptığı işten her dönem keyif alabiliyor olmak. Girişimcilerin başarılarında rol oynayan fırsatlardan biriyle başlıyor öyküsü. Zarlar önüne düşüyor ve 3M firması 'back-up' ürünlerinin distribütörlüğünü teklif ediyor Erol Bey'e, konseptlerine (tamamen al-sata dönüşsün istemiyorlar) çok uygun olmasa da bu fırsatı kaçırmıyorlar ve Index Group A.Ş.'nin temellerini atıyorlar bir bakıma. Hayatta bu tarz fırsatlar hepimizin önünden geçiyor, belki kabul etmese olayların buraya geleceğini hiç düşünemeyecekti bile. Erol Bey, fırsata bakmıyor, fısatı görüyor.
Yenilgi. Erol Bey, ilk yenilgisini anlatırken, ona ne kadar çok değer verdiği apaçık belli oluyor, onda bir hüzün etkisi yaratmıyor, yenilgiyi sadece çok değerli bir öğreti olarak anlatıyor. 3M ile başlayan kontratlar silsilesi toz pembe devam ederken, artık sektörün birincil oyuncularından biri olma noktasına geliyorlar. HP'nin distribütörlük kontratına hazırlanıyorlar; Erol Bey, çok komplike süreçler olduğundan, iyi hazırlandıklarından, verdikleri emekten bahsediyor. Fakat, son ikiye kalmalarına rağmen kaybediyorlar. Bu yenilgi, onlara uzun süre onaramayacakları, yerini dolduramayacakları bir yenilgi olarak geliyor, fakat altını çizerek söylüyor: “Bu böyle olmadı” Mağlubiyetten bir süre sonra, IBM, CISCO gibi devlerle anlaşmalar, çeşitli uluslararası işbirlikleri, halka arzlar ve akabinde birkaç sene sonra HP ile distribütörlük anlaşmasını alıyorlar ve çok geçmeden güçlerine güç katıyorlar.
Erol Bey, HP ile ikinci görüşmeleri esnasında, özellikle genç girişimcilerin kulağına küpe olacak bir öğreti daha deneyimliyor. HP, Türkiye'de iş birliği yaptığı firmanın işten çekimesiyle yeni bir süreç başlattığını duyuruyor ve Index A.Ş. bu yeni süreçte HP'ye en yakın firma olarak görülüyor. Erol Bey, HP'ye sunumunu yaparken, o dönem yapım aşamasında olan merkez binalarını HP yetkililerine -içlerinde yabancıların bulunduğu heyet- göstermek, onları gezdirmek istediğini söylüyor. Yabancılar, bu gezmeden sonra hiç memnun kalmıyorlar. Erol Bey, bunun sebebini merak ediyor ve öğreniyor. 2 milyon dolar sermayesi olan bir distribütör şirketin, 1 milyon dolarını bir taşınmaza bağlaması onları rahatsız ediyor. İşinizin konseptine göre değişebilir fakat Erol Bey, işletmenin sermayesinin 1/10-2/10'undan fazlasını taşınmaza yatırması tehlikeli ve gereksiz olarak görüyor. Buradan, aslında çıkaracağımız genel öğreti şu ki, para kazanmaya başladığımızda, bu gelirleri şirketimizde konfor ve karizma öğelerine yatırmak, şirket ortaklarının kişisel servetine aktarıda bulunmak, şirkete eleman alımlarını hatır vasıtasıyla yapmak vs. gibi kurumsal bir şirkette vuku bulmayacak gereksiz hamleler yapılmamalı. Krizden, Erol Bey'de bahsetti, onlar da krizi leyhlerinde kullanabilenlerden. İki şirketin büyük hisselerini satın alıyorlar ve bu yatırımlar kısa sürede kendini amorti ediyor. Erol Bey, konuşması boyunca 'büyük tavsiyeleri'ne olan itimatından bahsediyor. Büyük tavsiyesi dinlemek hep zordur: Sigara içme derler, içeriz, pişman oluruz; sonra biz de gençlere anlatırız, biz de dinlemedik diye. Sonuçta insan, bir şekilde denemek istiyor, bir şekilde kendine güven ve enaniyeti karıştırabiliyor, mervidenleri çıkmaya üşenebiliyor bazen. Erol Bey de, bu konuda çok başarılı olmasına rağmen, bir sefer dinlemiyor tecrübe sahibi bir büyüğünü ve Dell Direct'in distribütörlüğünü alıyor. Direk satış ile çalışan dönemin Dell'inin kurmuş olduğu düzen distribütör konseptiyle çalışması çok zor bir sistemdi nitekim 600.000$ zarar ile Dell Direct dosyasını kapatıyor. 3-4 yıllık aradan sonra, Dell'in 'Dell Direct' konseptinden vazgeçmesiyle, Index A.Ş. şu an hala Dell'in Türkiye distribütörlüğünü yapıyor.
-Erol Abi'den Tavsiyeler-
Fikirler projelere, projeler işletmelere, işletmelere büyük şirketlere dönüştüğünde çok daha önemli bir sorunsal olacak noktalardan biriyle tavsiyelerine başlıyor Erol Bey: Güne iyi başlamak. Günün geri kalanın iyi ve enerjik geçebilmesi için önemli bir nokta, klişe gibi durabilir fakat Erol Bey bunu uyguluyor olan iyi bir örnek. Pozitif ve iyimser olmak, bardağa dolu taraftan bakabilmek tüm yaşamda destekçilerimiz olduğu gibi, iş yaşamına da artı değer katıyor.
Dahası, bu büyük şirketlerde uzun yıllar başarılara imza attığınızda, artık sadece sizi büyük ihaleler, kontratlar, büyük işler cezbediyor olacak. Ama hayat takdir edersiniz ki bir yarış değildir ve bazen küçük, 'minnacık' başarılardan da zevk alabiliyor olmak gerekir.
Kişisel insiyatifinizi kullanın. Önümüzden akıp geçen fırsatlardan herhangi birini şayet yakaladığınızda, hesaplı riskler alma konusunda -tabii fikre de bağlı olarak- çekimser olmayın.
Rekabetle barışın. Rekabetin olmadığı yerde, gelişmekten söz edilemez. Yani, kendinize artı değerler katabilmek için, rekabeti bir yük, zorluk olmaktan ziyade, kişisel gelişim dostunuz olarak atayın.
Toplumdan alırken, vermeyi unutmayın. İşletmeler kurduğunuzdan toplumdan aldıklarınızı -para- eksiksiz olarak vermeyi -ürün ve/veya servis- asla unutmayınız hatta verebiliyorsanız, fazlasını.
Yaşamınızın her çeyreğinde destek alabileceğiniz üç mentorunuz olmalı. Üç mentor, üç farklı bakış açısı. Birincisi, girişimcilik öyküsü kuvvetli bir büyük. İkincisi profesyonel yaşamda belli evreleri deneyimlemiş, başarılı bir büyük. Üçüncüsü ise, mahallemizden bakkal, kasap vs. gibi bir esnaf, yaşam bağları kuvvetli halktan günlük yaşamı iyi okuyabilen ve aynı zamanda fikirlerinizi sorgulayabilecek biri.
İyi iletişim sahibi olabilmek ayrıca Erol Bey'in basamakları çıkışında uzun yıllar yol arkadaşlığı yapan özelliklerinden biriymiş. Kurduğu ekipler, astlar, üstler, müşteriler vs. her etkileşimde bulunduğu insanlarla iyi iletişim kurabilmek. Yani masanın hangi tarafında oturursanız oturun, insan ilişikerinde iyi olmanız şart.
Erol Bey'in son tavsiyesi: Teşekkür etmek. Çünkü Erol Bey, biliyor ki, şu an bulunduğu noktaya tek başına gelmedi, ona yaşamının farklı dönemlerinde el uzatan insanlar, ilham veren fikirler oldu, onun kulağına fısıldayanlar, onu dürtenler oldu. Bu yüzden, en dipte olmamanız takdirinde her güne teşekkür edebiliyor olmak gerekir.
Bu makale Fatih Utku tarafından kaleme alınmıştır.