İşte mutlu olmanızı engelleyen 5 neden
Önce inkar aşaması gelir. Ardından öfke. Anlaşmaya varmaya bile çalışırsınız. Bu da işe yaramadığında hevesiniz kırılır. Sonunda şunu kabul edersiniz: İşinizle istediğiniz ölçüde tatmin olamıyorsunuz.
Sizi memnun etmeyen şey işiniz, ofis ortamı veya kişisel yaşamınız olabilir. Fakat her ne olursa olsun yalnız değilsiniz. Yakın zamanda yapılan bir araştırma insanların 52.3%’ünün işlerinden daha fazlasını istediğini gösterdi. Peki bu duruma çare bulmak için ne yapabilirsiniz? Bu durumu çözmenin ilk adımı sorunun köküne inmektir.
İşte iş hayatınızda mutlu olmanızı engelleyen en büyük nedenlerin beş tanesi;
1. Tutku hissetmiyorsunuz
Eğer işinize karşı tutkulu değilseniz, kendi kendinize “Ben işimde iyi miyim?” diye sorabilirsiniz. Ciddi bir şekilde bu soruya verebileceğiniz en dürüst şekilde cevap verin. Bazı işler zamanla hoşunuza gitmeye başlar. Uzmanlık belki de işinize karşı hissettiğiniz tutkuyu ortaya çıkarmak için anahtar noktadır.
Ve yeniden, çözüm bu olmayabilir de. İşinizde oldukça iyi olup, tutkusuz da olabilirsiniz. Eğer bu durum söz konusu ise, bunun altında yatan nedenleri araştırın. a) Yaptığınız iş için tutkulu değil misiniz? Eğer cevabınız evet ise, çözüm oldukça basit: Hem tutkulu olduğunuz hem de size para kazandıracak bir iş bulun.
Veya b) İşiniz için tutkulu olabilirsiniz fakat sizin keyfinizi kaçıran çok fazla neden olduğunu mu fark ettiniz? Eğer durum böyleyse ve siz bunların herhangi birini çözemiyor musunuz? Eğer çözemeyecek durumdaysanız, kendi yolunuzu çizmelisiniz.
2. Kendinizi zorlamıyorsunuz.
İşiniz, ilişkilere benzer. Hem ilişkilerdeki hem de iş hayatındaki en büyük sorunlardan biri sıkılmaktır.
Arada sırada sıkılmanın hiç bir kötü yanı yoktur—bu tamamen normaldir. Ama masanızı terketmek için neden aradığınız veya yöneticiniz ofiste olmadığı her an, zaman geçirmek için çeşitli yollar buluyorsanız, bu bir uyarı işaretidir.
Bu durum harıl harıl çalıştığınızda ve çok meşgul olduğunuzda bile geçerlidir. Meşgul olmak, sıkılmayacağınız anlamına gelmez. Başka bir deyişle, zorlu bir iş, ilginç iş demek değildir. Örneğin, emekli olana kadar hayatınızın her gününü kendinizi üniversitede olarak hayal edebiliyor musunuz? Peki ya lise? Yaşam öğrenme, geliştirme ve değişimle alakalıdır, yerinde saymakla alakalı değildir.
3. İş arkadaşlarınızla geçinemiyorsunuz.
Hiç iş arkadaşlarınızın sizi sebepsiz yere sevmediğini düşündünüz mü? Çünkü bu durum gerçekleşebilir.
Eğer şirket kültürü kötüyse, ofis dünyanın en düşmanca ortamlarından biri olabilir. Toplantılarda sizin hakkınızda konuşsunlar, siz ofiste değilmişssiniz gibi davransınlar veya sizin dahil olmadığınız gruplar oluştursunlar, kötü bir iş ortamı sizi aşağıya çekebilir ve çekecektir de. Bazı insanlar bundan zevk alırlar. Eğer normalseniz ve düzgün bir insansanız büyük olasılıkla siz bundan zevk almayacaksnız.
Eğer düşmancıl bir iş ortamında çalışıyorsanız iki seçeneğiniz var. Ya problemli iş arkadaşlarınızla yüzleşecek ve anlaşacaksınız ya da işten ayrılacaksınız. Eğer şirket kültürü bozuksa ve bunu düzeltecek güce sahip değilseniz, bunu yapamayacağınızı kabul edin ve kendi yolunuzu çizin. Ne yaparsanız yapın, bu kültürü benimsemeyin, bu size yarardan fazla zarar getirecektir.
4. Kariyeriniz hakkında iyimser değilsiniz.
Güzel bir maaşa, hoş iş arkadaşlarına ve yeterli ölçüde sevdiğiniz bir işe sahip olabilirsiniz. Fakat, işin garip tarafı, yine de güvende hissetmiyorsunuz, kariyerinizde ilerleme görmüyorsunuz ve umutsuzsunuz.
Belki fazla çalışıp, aynı ölçüde kazanıyorsunuz. Veya yolun sonunda ne olduğunu gördünüz ve bunu özellikle sevmediniz. Durum ne olursa olsun, güçlü devam edebilmek için iyimser bir gelecek görüyor olmanız lazım.
Kendinize işlerin iyi gideceğini söylemeyi bırakın ve iş bulamama korkusunun sizi işinizi bırakmaktan alıkoymasına izin vermeyin. Bunun yerine, bir parçası olmak istemediğiniz, yetersiz bir ilişkinin içinde olduğunuzu kabul edin, sırf siz kabul etmediğiniz için ilişkiniz zehirli anlamına gelmiyor. En azından şimdilik.
5. Daha fazlasını yapabileceğinize inanıyorsunuz.
Yukarıda bahsettiklerimizin hiç biri sizin probleminiz olmayabilir. Belki de sadece işinizde sıkışıp kaldınız ve bu durumun nedeni hakkında emin değilsiniz. Veya şimdiki işinizde olduğunuz kadar zayıf bir çalışan daha önce hiç olmadınız. Bu belki de yeteri kadar yükseği hedeflemediğiniz için olabilir.
Eğer yıllardır süregelen insan kaynağı bize bir şey öğrettiyse o da en iyi çalışanların her zaman yönetici kumaşına sahip olmadıklarıdır ve bu yönetici kumaşı her zaman en parlak çalışanların arasından bulunmaz.
Fakat kendinizi değersizleştirmeyin. Eğer işte iyi değilseniz bu sizin akıllı, disiplinli ve güvenilir olmadığınız anlamına gelmez. Kendi yolunuzu çizmenizle alakalı olabilir. Bunun tam olarak ne anlama geldiği sizinle alakalı.