Herkes Girişimci Olabilir mi?
Bu yazı Kutlu Kazancı tarafından yazılmıştır
Herkes girişimci olabilir mi gibi büyük bir sorunun şüphesiz tek cevabı yok ve cevap girişimci olarak neyi kastettiğimize bağlı. Mühendislik iç güdülerimi serbest bırakıyorum ve değişik girişimci tanımlarına göre herkes o model girişimci olabilir mi olamaz mı olmalı mı sorularıyla ilgili görüşlermi paylaşıyorum.
Herkes VC yatırımı alan teknoloji girişimcisi olabilir mi? VC fonlarının baktıkları firmalardan (ki her firmaya bakmıyorlar) %1-2 arası yatırım yaptıkları ve yatırım yaptıkları firmaların 10’undan 1-2-3’ünden para kazandıklarını varsayarsak ve girişimciyi VC yatırımı alıp exit eden teknoloji girişimci olarak tanımlarsak; evet, herkes olamaz, olmaya çalışanların büyük bir kısmı da istatiktiki olarak ilk denemelerinde olamaz ve büyük ihtimalle de olmaya da çalışmamalı. Bu girişimciliğin en zoru ve büyük riskli olanı.
Herkes kendini döndüren girişim girişimcisi olabilir mi? Burada çok daha büyük bir evrenden bahsediyoruz. VC yatırımı alıp exit yapabilmek için firmaların muazzam bir hızla büyümeleri gerekiyor. Ancak pek çok firma daha yavaş büyüyerek kurucularını tatmin edecek bir yapıya ulaşabilir. Burada pazarın dinamikleri, büyüklüğü ve girişimcilerin profilleri çok önemli. Konuyla ilgili Digital Photography iyi ve uç bir örnek. Bu firma bir kişi tarafından kurulmuş bir fotografçılık portalı. Uzun seneler uğraştıktan sonra dışarıdan yatırım almadan girişimci tek sahibi olarak firmasını Amazon’a $40-60 milyon gibi bir rakama satıyor.
Tabi VC stili girişimlerle bu girişimler bazen çok kolay ayrıştırılamıyabiliyor; girişimcilerin, pazarın ve yatırımcıların etkileşimleri bu girişim ve girişimcilerin hangi kümede neticeleneceğini belirliyor. Tabi VC dünyasının dışında getiri beklentileri daha esnek olabilen melek yatırımcılar ve stratejik yatırımcılar da tabloyu genişletiyorlar. Amerika’da çok hızla büyüyen ve en son kanun tasarısıyla uzun süredir startupların direk kamudan hisse yatırımı almasını engelleyen yasanın kalkmasıyla çok önemli bir noktaya gelen crowdfunding’in de bu alanlarda müthiş bir gelişme yaratmasını bekleyebiliriz.
Herkes Yandan Çarklı Girişimci Olabilir mi? Bence bu çok önemli ve ihmal edilen bir alan. Eşim İngiltere’de doktorasını yaparken 20li yaşlarda 3 gençle bir ev paylaştı. Felsefe alanında okuyan bu gençler kapitalizmin ve geleceğin dünyasını tartışıyorlardı, gitar eşliğinde Marx ve Wittgenstein’ın teorilerine doğaçlama sarkılar yazıyorlardı. Ancak komünlerinde mutfağı temizlemek için oluşturdukları görev dağılımına uyamıyorlar ve devamlı dağınık ve pis mutfaklarıyla ilgili kavga ediyorlardı. 4 kişilik bir mutfağı idare edemezken dünyayı değiştirmeyi hayal ediyorlardı. Devrim yetenekleriyle mutfak temizleme ve organize olma yeteneklerinin çok farklı olduğunu düşünebilirsiniz. Ancak ben liderlik ve girişimcilik konularında büyük maceralara soyunanlarda tecrübe ve tarihçe arıyorum. Amerika’lıların girişimcilik ve iş hayatında başarılı olmalarının küçük yaştan proje ve para kazanma tecrübelerini kazanmaları olduğunu düşünüyorum. Artık hemen hemen herkes tam zamanlı bir işi varken bile yanda projeler yapabilir ve yapmalı. Bu şekilde öğrenme çok değerli, ilerde projeler veya tam zamanlı bir girişime tecrübe olarak da müthiş bir baz oluşturur. Arkadaşım Onur Aydın buna çok iyi bir örnek. Kendisi Harvard’da MBA yaparken Turk Leader diye bir portal başlatmıştı. BCG’de danışmanlık yaparken Bir Silgi Bir Kalem bağış portalı projesini başlattı. Şu anda Şehir Fırsatı’nın CEO’luğunu yaparken ve yeni girişimcilere mentorluk yaparken o tecrübelerden çok faydalandığını görüyorum. Gary Vaynerchuk de “Crush It” kitabında herkesin internet çağında tam zamanlı bir işe devam ederken haftada 10-20-30 saat çalışarak tutkulu olduğu konuyla ilgili bir yan iş başlatabileceğini, para kazanabileceğini ve hatta sonra bu yan işin ana bir işe bile dönebileceğini söyler.
Başkasının Projesinde Pişmek Bence bu da çok değerli bir ara alan. Bir startup başlatmak ne kadar zorsa bir startupa destek vermek ve öğrenmek o kadar kolay. Startupların ilk dönemleri tutunma mücadelesiyle geçtiklerinden o dönemde akıllı destek ve katkıya çok açık oluyorlar. Ufak miktarlarda emek ve sermaye ortaklıkları öğrenmek için ideal. Yatırımcı, emek sermayedarı, yarı zamanlı danışman-çalışan, danışma kurulu üyesi gibi pek çok opsiyon var. Startup dünyasıyla ilgileniyorsanız ancak henüz kendi projeniz yoksa veya hazır değilseniz bence bu kaçırılmayacak bir fırsat.
Herkes Daha Girişimsel Olabilir mi? Artık girişimin tanımı da genişledi. Yalın Girişim’in yazarı Eric Ries girişimi “yüksek belirsizlik içeren bir ortamda yeni bir değer yaratmak üzere organize olmuş her kurum” olarak tanımlıyor. Bu tanımla bir girişim bir startup da olabilir, bir kurumda veya hatta hükümette yeni bir insiyatif de olabilir. Zaten Yalın Girişim kitabında kurumsal dünyadan ve hükümet insiyatiflerinden de örnekler var. Bu tanımla ve bakış açısıyla bakarsak herkesin daha girişimsel olabileceğini düşünüyorum. Yani yeni şeyleri deneme, geliştirme ve destekleme.
Altı Patlar Ülkemizde yaratıcılığın ifade edilip hayata geçirilebileceği alanlar maalesef nispeten sınırlı. Bu sebeple biraz bastırılmış bir kendini gösterme enerjimiz olduğunu düşünüyorum. Bu hırs ve heves girişimcilik için iyi bir enerji. Ancak bir girişime girmek minimum 1-2 sene, başarılı oluyorsa da 3-5-10 senelik bir vazife. Bu sebeple projeleri, zamanlamayı ve ekipleri çok doğru seçmek çok önemli. Bu konuda en beğendiğim teşbihlerden birisi seri girişimcilerimizden Ersan Özer’e ait. Ersan abi girişimcilik altı patlar gibidir, tek kurşundan fazlası var ancak sonsuz da yok, iyi kullanmak lazım, der. Yan projeleri iyi antraman olarak kullanıp kurşunlarınızı iyi kullanmanız dileğiyle.