Hadi Özışık - internethaber.com 18 Kasım 2009
Yer: İstanbul
Tarih: 18/11/2009
Konuşmacılar: Hadi Özışık
Şirket: internethaber.com
Konu: internethaber.com
Burak Büyükdemir:Hoşgeldin abi ben sözü uzatmadan sana vereyim.İnternet haberden önce aslında senin gazetecilik serüvenini dedinleyelim senden ve ondan sonra internet haberin kuruluş aşamalarında neler oldu.Senin ağzından dinleyelim.
Hadi Özışık:Merhaba iyi akşamlar.Hoşgeldiniz.Şimdi gazetecilik konusunda ben alaylıyım.Yani Karslıyım ben.Kars’ta 12 Eylül döneminin en şiddetli dönemlerini yaşadık.O dönemde kendi memleketimde okuyamadım liseyi.Başka bir şehirde okumak zorunda kaldık.Dödüğümüzde o 80 olduğunda biz liseyi bitirdik.Ben bi memur çocuğu altı kardeşiz.Gazeteciliği daha şeyde tatmaya başladım.Lise son sınıftayken edebiyat dersindeki kompozisyonda çok güzel yazılar yazdığımı söyledi edebiyat öğretmenim ve aldığım notlarda güzeldi.
Dediki daha lise son sınıftayken sen bu işe başlamadan tek başına mı okul bitirmeden falan fistan.Bilmiyorum hocam ne yapacağımı bilmiyorum.Sonra bi halk eğitim merkezine gittim ben.Benim bi arkadaşım vardı en önde oturmuş ayaklarını uzatmış üst üste atmış, önünde de basın diye bi ibare vardı.Bizim Karslı arkadaşımız var beraber yıllarımızın geçtiği başka bir arkadaş, oda biliyor ; bunun yanına gittim dedim ki : Yav Salih sen niye bu kadar önde herkesin önündesin falan.
Böyle Kars şivesiyle “Oğlum biz gazeteciyiz basınız basın. “ O dönemde benim gazeteciliğe çok merakım vardı.Yazmayı da seviyordum.Yerel gazetede yazı yazmaya başladım lise son sınıfta.Liseyi bitirdikten sonra yazılarım devam etti, üniversite sınavını kazanmama rağmen maddi imkansızlıklardan dolayı gidip okuyamadım.Sonra tesadüfen gazete ilanıyla gazeteciliğe başladım, Karsta devam ettim.Ulusal bir gazetenin Kars temsilciliğini yaptım.Koltuğumun altında gazete dağıttım.Sabah erken kalkıp her esnafa gazete dağıtarak, bir taraftanda zenit marka fotoğraf makinasıyla beraber yola koyulum.
Gazetecilik serüvenim öyle başladı.Sonra İstanbul sonra Günaydın gazetesinde, o eski bildiğimiz şaşalı dönemdeki Günaydın gazetesi, çok başarılı bir gazetecilik dönemi geçirdim.Akşam gazetesine geçtim, televizyonlarda çalıştım, Kanal6 da, HBurak Büyükdemir de, Milliyette, Sabahta çalıştıktan sonra Yeni Günaydının Ankara haber müdürü olarak 1997 yılında görev almaya başladım.Bu 97 yılı kırılma yılı, biliyosunuz aynı zamanda 28 Şubat süreci.96 yılında ilk Günaydın gazetesinde ilk yazımı yazmaya başladım.Yani yazarlığa 96 yılında Ankara’da başladım.Sonra o siyasi sürecin içerisinde de mevcut yöntimin 28 Şubat sürecinde ki o şaşalı döneminde biz muhalefet ettim.Yani kendime göre muhalif yazılar yazmaya başladım ve 97’den 2000 yılına kadar bu yüzden ben işsiz kaldım.
İşsizliğim süresince 3 yıl evde kaldım, çaldığım bütün kapılar benim yüzüme kapandı.Hiçbirşekilde kimse bana kapıyı açmadı.En yakın dostlarım bile bana şunu söylediler : Ya sen çok ............. olmuşsun.O zaman ne yapmak lazım? Ya gazeteciliği bırakacaksınız yani geçim derdine düşeceksiniz.Yani bişey yapmanız lazım. O dönem de internetin i harfini anlamıyorum, hiçbir şeyinden anlamıyorum. Hatta mail adresi kullanmayı bilmiyorum, arkadaşlara gidiyorum o dönemde çalıştığım gazetede 97 yılında ki dönemde henüz işsiz kalmamışken ordaki yazı işlerinde ki arkadaşlara diyorum ki bi baksana mailime bişey elmiş mi? Yani bana mektup gelmiş mi ? Üç tane w lar niye bu böyle falan diye kendi kendimizle sonradan dalga geçtik onlarla.Sonra bir gün kitap yazmaya karar verdim.28 Şubat sürecini yazmak için yola koyulduğumda bir bilgisayar aldım.
Ankara’da Eryaman’da bilgisayarla ozaman tanıştım ama hala internetle tanışmış değilim.İnternet bağlantısını da yaptım.Radikal gazetesine girdim.Sanal alem diye bir yer vardı.Oraya girip Allah Allah sohbet ediyor insanlar.Şimdi orda birisi bana sordu tanışmak için selam verdi. Nerdesin dedi Ankara Eryaman bilmem şu bloktayım. Ulan sus evinin adresini veriyosun dedi.Nerdesin hangi şehirde olduğunu soruyorum dedi.Bu şeyle başladım. Bir kaç gün böyle kendi adımla sohbet ettim.Birileri girip diyoki yav kendi adını kullanma nick kullan.Nick ne ? İşte nickide anlatıyolar öğreniyoruz yavaş yavaş.Sonra televidyonun bu çekim yapan kurucusu Serdar Kuzuoğluyla o yıllarda tanıştım.Serdar benimle kafayı yeni.
Günlerce bana ıcq yu kurmak için kafayı yedi. Ama hakkatten yazıyor.Ulan yazsana kardeşim şuraya gir diyor.Masaüstüne çık diyor ben hakkatten masaüstüne mi çıkmam gerek filan yapıyorum o dönemde.Sonra Serdar bana gerçekten çok önemli şeyler öğretti.Icq yazışmaları filan.Kitapta bir taraftan gidiyor.Yani çok güzel bir uğraş oldu bu sanal alemde serdar beni orda yönetici yaptı.İstanbulda kardeşimle yazışıyorum o şokta. Yani ben milleti izlerken şoktayım ama ben onun havasını attım.Bak Ankaradan yazışıyorum anlık görüşmeler yazışmalar yapıyoruz filan.Sonra Ankarada baktım iş bulamıyorum sonra kitabımı da bitirdim.Ordan biraz nemalandım.Para kazandım yani kitaptan.Kitabı kendim sattım yayınevlerine göndermedim.Eş dost arkadaş gönderebildiğime gönderdim.Kitabı çıkardık hiç olmazsa ayakta durabilelim.
İstanbula geldim.İstanbula geldiğimde şu kararı verdim.Ha bu arada bir ara İstanbula gelip gittiğimde bilgisayarımıda getirmiştim ozaman biliyorsunuz dizüstü bilgisayarlar çok kullanılır değildi.Bir arkadaş beni bir yere davet etti.Ben bilgisayara o kadar bağımlı hale gelmiştim ki bilgisayarı topladım arabaya götürdüm akçakocaya. otelde ilk iş burda internet var mı diye sordum. İnternet orda ne gezer, ozaman internet her yerde yok ki.
O dönemde mesela bilgisayar benim için çok değerli birşeydi, hiç ayrılamıyordum.İstanbula geldiğimde dedim ki ben bu yazmış olduğum kitabı internet ortamına alıym dedim.Başladım bu frontpage programını öğrenmeye.Başladım kitabı aktarmaya ama kafayı yiyorum sabahlara kadar onu yapıyorum bunu yapıyorum filan.Fena olmadı. Sonra link atmaya başladım sağlı sollu.Birisi bana Ayşe Külan: Ya abi bune dedi ya tren gibi bişey yapmışsın git git aşağı bitmiyor. Ee nasıl olacak bu dedim.Böyle olacak dedi.Bilmiyosan bu işi öğren dedi. Gel ben sana öğreteyim dedi.Gel öğret dedim.Bende adamı bilgili kelli felli bi adam zannediyorum.Gele gele 16 yaşında bir çocuk geldi.Ulan dedim bu işi sen mi bana öğreteceksin.
E abi heralde filan yaptı.Sonra bana o kitabın tasarımını, bilmem nesini, frontpage, photoshop falan öğretmeye başladı.Ben şimdi üç kuruşluk birşey öğrendimya, gazetecilikte de herhangi bir yerde iş bulamıyorum dedim kesin ben bu işten çok sıkı para kazanırım en iyisi ben web tasarım işi yapayım.Cebimde 350 lira para var.Kadıköye indim, kardeşimle beraber mobilyalı dükkan buldum, hemen kiraladım.Ne yapıcaz web tasarımı.Web tasarımdan internette tanıdığım bir arkadaşımı aldım o da flash filan yapıyo.Beraber bu işi yapacağız.İlk bir ay iki ay güzel para kazanmaya da başladım.Ama gazetecilikte şöyle bişey var uğraştığınızda o meslekten kurtulmanız mümkün değil.Ben şimdi interneti karıştırıyorum.
Çok akıllıyım ya benden önce interneti keşfedenleri tanımıyorum ya internet.com ismini almaya çalışıyorum.Bir bakalım var mı diye girdim internete.Hedef çok yüksek.Orda internetnew i gördüm.Acaba internet haber boşmu diye düşündüm ve baktım ki internethaber.com boş.O zaman o dönemde 1999 yılının son aylarında ozaman kafam sadece haberciliğin dışında başka şeylere çalışsa yani anlayabilsem belkide bu gün o alıcam domainlerden çok ciddi paralar kazanabilirdim.Çok güzel isimler aldım: internethaber aldım internetsporu aldım gazeteokuyu aldım.Hepsi habercilik dikkat ederseniz.İşte haberciler.com hepsi habercilikle alakalı. Ya bitane oyun sitesi al bitane gençlik sitesi al onlar aklıma gelmiyor: gazetecilik.
Gazeteciliğe de başladık.İntenet ortamında 2000 yılının 5 mayısında internet haberin temelini attık yani yayın yaptık.İnternet haberin çıkışını yaptığımız zaman o kadar mutluydum ki artık bizim bir gazetemiz var.Gece gündüz sürekli yayın yapıyoruz .Şimdi ilk yayını yaptığımız zaman böyle bugünki gibi Hakkının yaptığı haberler tak diye çıksın diye birşey yok.Biz aynen gazetecilik mantığıyla sabah üçlere kadar çalışıyoruz güncelleme yapıyoruz sonra eve gidiyoruz ne kadar haber atmışız ne kadar okunmuşuz diye bakıyoruz.Haberler bizde ya 5 kişi okunur ya 8 kişi okunur ya da 10 kişi okur.Biz 1000 kişiye ulaştığımız da kendimizi türkiyenin en büyük medya kuruluşu zannetmiştik.İlk girişimizden bahsediyorum.
O dönemi hızlı bir şekilde anlatayım.Sıkıntılı dönemler henüz gelmemiş biz burda yavaş yavaş gün yüzüne bir takım şeyler çıkınca benim etrafımda ki insanlarda şey yapıyor.Abi çok güzel oldu çok güzel oldu diyince benim hoşuma gidiyo.Yani hakkatten güzel bişey yapıyormuyuz filan.Ben o dönemde çok genç bir arkadaşla tesadüfen karşılaştık.Bir mail attı: Ya abi siz böyle yapıyorsunuz ama bu böyle değil bu işin aslı böyle değil böyle olmamalı.Ne yapmalı dedim.Anlık güncelleme yapmalısınız dedi.Anlık güncelleme nasıl olacak o kadar kolay mı?Arkadaş geldi bize bi son dakika penceresi açtı ufak bişey. Yaklaşık 10 dakikada 20 tane haber attım ve okumaya başladım.Şimdi Atil.org vardı o zamanlar.
Atil.org a bakıyorum numaratörün karşısında eğik bi şekilde duruyorum.Ulan diyorum nebiçim atıyor şöyle dönüyor sürekli.Bir gün bizde böyle dönecekmiyiz dedim demez olaydım.İçerde bizim bir editör arkadaşımız geçmiş tıklıyor.Ben bakıyorum bizim sayı artarak devam ediyor.Ne oluyor dedim abi bizi okuyorlar.Ulan nerde okuyolar.Gidip baktım ki içerde tıklıyor.Bu çocuğu işten attım.Beni kandırma ben bu yola çıktım güzel birşey yapıcam beni sakın kandırmayın.Herkese söylüyorum beni kandırmayın. Benim alacağım yol burda aldatma üzerine olursa ben başarılı olamam.
Ben başarmak istiyorum.İlk patlamamız internet gazeteciliğinde Murat Savaş Kanal6 ya açıklama yapacak, çok önemli açıklamalar yapacak.Hulki Cevizoğluna günlerce yayını yapılıyor bekleyin yakında Vural Savaş açıklayacak filan.Bizimde Allah rahmet eylesin ertan uygun diye bir abimiz vardı hemde yazarlık yapıyordu.Beni aradı dedi Hadil Vural Savaşın Ceviz Kabuğunda anlatacaklarını yazmak istermisin.Abi sen ne diyosun dedim. Valla biz antalyada oturmuşuz içki masasında Vural bey herşeyi anlattı bana dedi. Abi hemen dedim ya nasıl yapıcaz?Bant dedi.Bant yok.Dedi sen bana soracaksın ben sana anlatacağım röportaj yapıcaz.Arkadaşlar bizim için için milat işte o haberdi.O haberi patlattığımız zaman Hulki Cevizoğlu çıldırdı.
Vural savaş neye uğradığını şaşırdı.Biz bütün gazetelerde bütün televizyonlarda birinci haber olduk, gazetelerde de manşet olduk.Çok sevindik ama sevincimiz 1 saat sürdü,1 saat içerisinde biz çöktük yani site açmadı. O kadar ziyaretci akımı geldi.Çöktük biz bir iki gün yayın yapamadık.Hemen bir tedbir almamız gerekiyordu.Yavaş yavaş burda sıkıntılar baş göstermeye başladı.Bu internet gazeteciliğinin bu günlerde bazı arkadaşlar geliyor : Sen yaparsan ben de yaparım diyor.Yapamazsınsın zor bir iş. Hadi canım sen yaptıysan bende yaparım diyorum.İnanın biz günlerce sıcak bir çorba içemedik.
Bizim en güzel yemeğimiz neydi biliyormusunuz Serasker caddesindeydik Kadıköyde, yakınımızda fırın vardı bir sana yağı alırdık birde ekmek alırdık.Bu Barış arkadaşımızda o zaman benimle beraber çalışıyordu.Sürekli bandırıp yiyorduk ama hergün.Birgün makarna yedik.(BARIŞ:Ben ozaman kilo aldım.). Yani böyle geçti.Burayı hızlı geçeyim.Baktık ki olmuyor olmuyor olmuyor, zorluyoruz olmuyor.Ben sitenin kapısına kilit vurdum 2001 yılının sonunda hoşçakalın dostlar dedim.Bu işi yapamadık kapatıyoruz.Kapattık.Bir son kez mailime bakıp ofisten çıkacağım.Adamın biriyle bayağı bi yazışıyorum.
Kardeşim diyor bu siteyi kapatamazsın.Ben de moralmen çöküntüde olduğum için bide o saatte başarı elde etmişiz site büyümüş trafik kaldırmıyor servera para yatırmamız lazım, bilgisayar almamız lazım,çalışma ortamı için hiçbirşey yok.Faturalardan dolayı elektrik kesilmek üzere.Bir telefonumuz var o da borcundan dolayı kapanmış ama biz bir adamını bulmuşuz yalvar yakar telefon kalmış, internete bağlıyoruz.Suyu da artık idare ediyoruz.Yani bu dönemde dedikki kapatalım. Kapatırsın kapatamazsın.Dedi sizin neye ihtiyacınız var. Bu yazan kişiyi hala tanımıyorum görmedim.
İsmide A.H.Dediki hadi bey sizin neye ihtiyacınız var.Dedim ki bizim servera ihtiyacımız var bilgisayara ihtiyacımız var.Bütün bunlar için hesabımızı yapmıştık 12 bin dolara ihtiyacımız var.Yazan arkadaş diyor ki siz o kapattık yazısını kaldırın ben size yarın bu parayı göndereceğim.Ben ha dedim küfür edicem artık dalga mı geçiyorsun diye.Niye dalga geçiyorsunuz filan dedim.Yok yarın siz ofiste olun ben size bu parayı göndereceğim. Kapattım iyi akşamlar beyefendi dedi.Gidiyorum Kadıköyden Yenisahraya yürüyerek gidiyorum yani cebimde para yok yürüyerek gidiyorum yürüyerek geliyorum.Yürüyerek gidiyorum acaba bu adam yarın dediğini yapar mı? Bu kadar kafayı yemiş adamlar var mı? diye de düşünmedim değil.
Ben yarın bir ofise gideyim dedim.Hayırlısı.Ofise geldim ben orda bi adam bekliyorum.Hadi bey?.Benim. Bu paket size gönderildi. Nedir bu paket dedim.Valla içinde ne olduğunu bilmiyorum.Sadece siz bunun karşılığında bir fatura vereceksiniz dedi.Adam 12 bin dolarlık parayı göndermiş.Girdim içeri o 12 bin dolarları her tarafa saçtım.Sabahtan akşama kadar da oturdum o paralara baktım.Bu para sen önceden gelsen biz bu kadar sıkıntı çekmesek diye parayla konuşuyorum.Bu gönderen kişiyi bilmiyorum tanımıyorum ama bu kişinin aracı olduğu vesile olduğu, bi adam beni aradı kim Atasayın sahibi Cihan Kamer.O da bizim gazeteoku.comu çok sevmiş.Ben bu sitelerin ayakta durmasını istiyorum, abi ben sana 12 bin doları gönderdim.
Bunu sen reklam olarak yayın yap.Ayda da 2bin dolar gidebildiği yere kadar ben size reklam veririm dedi.Ne isteye bilirsiniz ki bunun dışında artık her şey ters düz olmuş.Ne yaparsınız vergi borcu var elektrik borcu var.Bu arada bişeyler anlatayım elektriği kaçak kullanıyorum o dönemde.Adam fişi indirmiş ben kaldırmışım.Elektrikçi geldi beni yakaladı.Aldım adamı içeri adamı dedim ki daha paralar gelmemiş.Gel kardeş dedim sana bir çay ısmarlayayım.Adamın beklentisi ya 50 lira ya 100 lira ama ben içeri aldım kapıyı arkadan kilitledim.Dedim sana namusum üzerine yemin ederim sen bu elektriği kesip gidersen seni öldürürüm.Abi bu benim ekmeğim dedi.Ya bu ekmeği eğer sen kafamı kesersen hiç bişey yapamamış olurum.
Abi sana söz veriyorum kesmiycem dedi vezor kaçtı.Sonra benim elektriği indirdiler tabi.Şimdi o parayı aldım ben önce server işini halledeceğim sonra vergi borcumu ödeyeceğim sonra personel maaşını ödeyeceğim.Garibim barış bende aylarca parasız çalıştı.Herkese bişey yapıcam.Ama bu paranın herşeye yetmesi lazım hatta biraz da artması lazım.Gittim compaq tın genel müdürünü aradım.Dedim ki genel müdürüm bize bir server lazım, 5-6 tane bilgisayar lazım çokta güzel bir para var elimde dedim.6bin dolarda para verebilirim size.O zaman krizde vardı.Abi bu 12 bin dolar filan yapıyo dedi.
Yarısını da eklem yapıcaz çok güzel sitemiz var dönüyo filan dedim.Adamı zar zor ikna ettim.6 bin dolara 6 bilgisayar 1 tane de çok mükemmel bir server aldım. Tamam abi hayırlı olsun dedim ve çıktım siparişi verdim.Siparişi verdim parayıda verdim çekide verdim.Bundan 2-3 gün sonra compaq tan birileri beni aradı dediki Halit Bey o projeyi iptal etmek durumundayız. Başa döndük mü?Yandım para gitti.Diğer yarısını ödersem diğer tarafta yine açıkta kalıyoruz.
Ben ingilizce bilmiyorum Dedim ki sizin genel merkeziniz nerde amerika’da mı orayı arayıp sizi şikayet edicem.Genel müdürü aradım tekrar.Genel müdür önce bi diretti filan ama onlar genel merkezden çok korkuyorlarmış.Hemen bilgisayarları gönderdiler bizde yolumuza devam ettik.İnternet gazeteciliğine baktığımda o 2 bin dolarlık reklam devam ediyordu.Ben huzurlarınızda çok güzel bir reklamcı olmuştum.Türkcell’e gittim görüştüm o dönemde görüşmediğim kimse kalmadı.Çok güzel reklamlar almaya başladım.Bende ikinci bir meslek oluştu.Sonra Cihan Kameri aradım dedim ki sen bu reklamı kes bu reklam bizi tembelleştiriyor.Biz böyle yola devam edelim.Tekrar ihtiyacımız olursa size geri döner devam ederiz.
Bu süreç içerisinde bu yapmış olduğumuz çalışmalarda sürekli en güzel özelliklerimizden birisi yenilikçi olmamızdı.Ben bir yılda bir bir buçuk yılı hiç bulmadı siteleri yenileyerek yoluma devam eden biriyim.Arkadaşlar ben Hadil Özışık olarak arkamda bir sermaye gücüm yok.Beni destekleyen ne bir gazete ne bir televizyon ne bir radyo böyle birşeyimizde yok.Ama bugüne baktığımızda internet haberde o dönemde çok çok sıkıntılı bir dönem geçti.O sıkıntılı dönemden ben bugün internet haber yayın grubu ilk dördün arasında.Kim o ilk dörtte Milliyet, Hürriyet, Habertürk, İnternethaber var.
Geçen gün bir tartışma oldu bu toplanan girişimcilikle ne alakası var diye bir tartışma oldu Melih Bayramla. Dedim gel kozlarımızı paylaşalım geldi ofise çekim yaptı.Girişimcilikse bende şu an 30 kişi çalışıyor.Trafikler konuşunda Türkiye’de ilk üçe ya da dörde giriyoruz.Ankara büromuz var ve sürekli bir yenilik yapıyoruz sürekli yeni sitelerle yayına giriyoruz.Bu çalışmalarımızı yni dönemde bugünlerde yapacağımız bir anlaşma bizi bulunduğumuz yerden bir 5 misli daha büyütmüş olacak o yapacağımız anlaşma olursa.İnternet haber olarak ayağımızı sağlam yere basarak yola devam ettik.Bana Ciner Grubundan geldi dedilerki bana bu sitenin %50 sini bize ver 2- 2.5 milyon dolarda verelim yoluna öyle devam et, beraber olalım.
Az önce söylediğim şey oydu az olsun öz olsun.Başkasının memuru olmayayım, rahat bir şekilde rahat rahar gideyim.Ve gelen arkadaşa bu para bize çok güzel bir para değil.Biz bu parayı kazanacağız ama biz katlarda yatlarda ya Ciner ya bir başkasının memuru olmak gibi bir düşüncemiz yok.Bu girişimcilik ruhu içerisinde tabiki boş durmuyoruz.yeni bir takım şeyler yapıyoruz yenilikler yapıyoruz.Bugün yayında olan 7 tane sitemiz var.3 tane site de 2010 un 5 mayısına kadar yetişecek 10. Kuruluş yıldönümümüzü 10 tane siteyle bitireceğiz. Burak Büyükdemir :Büyüyüş sırasında yine paraya ihtiyaç olduğunda yine reklam modelimi devreye girdi? Rakamlarda hızlı büyüdü aslında değil mi ? Hadi Özışık :Birincisi Türkiye’ye bu oyun salonu adı altında bahis reklamları girdi.O dönemde bütün siteler kazandı.O sürec yaklaşık bi 6 -7 ay sürdü.7 ay sonra Türkiye’de bu bahis reklamları yasaklandı.İkincisi benim en önemli avantajlarımdan birisi gazeteci olmamdı.Yani gazeteci kimliğimle bu işe girmiş olmamdı.Bir başka şey inanmış olmam ve insanlara tebeden bakmam.Ben Hakkıyla görüşmem gerekirse Hakkıyla görüştüm.Tepesindeki adamla pek görüşmem.İlişkilerim çok çok iyi olmasına rağmen çok üstü tercih etmek yerine ya ben iyi bir gazeteci olduğumu da düşünüyorum.
Başbakanla oturdum cumhurbaşkanıyla oturdum bilen arkadaşlar bilirler Tansu Çillerin sağ kolu bir gazeteciydim.Ama ben her zaman şunu yeğledim.Dedim ki Çankaya’daki yerim başkadır köydeki çobanın yanındaki yerim başkadır öbür tarafta başkadır.Yani insanlara tepeden baktığın zaman kaybetmesini de göze alacaksın.Ben öyle yapmadım.Birebir kişilerle ilişki içerisine girdim.Gittim mesela o dönemdeki bize en hızlı reklam getirisi sağlayan arkadaşlardan Fatih Uslu Logaritmanın sahibi bugün.Türkcell reklamı satıyordu.Gökan Selamet gibi birkaç tane isim.Benim başarımın bir başka nedeni de ben inandığım ve güvendiğim insanlarla yola çıktım.O insanlar konusunda da ben biraz şanslıydım.
Reklam konusunda benim bir arkadaşım var Selim Kibar grubun sahibi ben onunla yola çıktım.Selimin başarılı olması Selimin elini taşın altına sokması ve arkadaşım olması.Selim önce benim yanımda çalıştı.Reklam işini beraber yaptık sonra o ajansını kurdu beraber çalıştık.Burda başarı şuydu: benimde katkım vardı ama benim reklamcı hırsızı değilim bunu gerçekten içtenlikle söylüyorum arkadaşımdır diye söylemiyorum heryerde de söylüyorum kızıyorum da kavga da ediyorum, burda eraber çalıştığı arkadaşları da var benim reklamcımın hırsız olmamasıydı reklamda başarılı olmama sebep.
Eğer reklamcım çalmış olsaydı ki ben tanık oldum.Benim başka bir ajanstan bana gelen bütçenin %60 nın çalındığını gördüm ve ne yapıyosun sen ya dedim.Ben o anda çok düşkündüm parayı nasıl çalıyorsun sen ya dedim.5 bin dolar gelen bütçe 75 bin dolara çıktı itirazım sonucu.Çaldı yani.Benim reklamcım bu hırsızlığı yapmadığı zaman ben internet haberin alt yapısıyla reklamıyla alın dedim.Sadece para mı verin aydan aya beni sıkıntıya sokmayın.Benim işlerim aksamasın paramı zamanında ödeyin.başarıların bir nedeni bu.İkincisi sitede tetikçilik yapmadık.
Ben Doğu Perinçekle karşılaştım.Dediki ya kardeşim siz kimi tutuyorsunuz ya.Nasıl Dğu Prençek Bey dedim.Dediki sen beni manşet yapıyosun Akp yide Chp yide Demokrat partiyde yapıyorsun herkesi yapıyorsun sen kimden yanasın ? Dedim ki işte en güzel şey bu.Bizim demokrat bir şekilde yayın yapmamızda da bir pay vardı.Dışardaki o reklam akışının hızlanmasında onun payı çok büyüktü.Şu site şuraya yayın yapıyor şuranın tarafını tutuyor filan değil.Bu gün burada çok övünçle bahsedilecek bir konu değil ama yeni bir mevzu.Genel Kurmay 430 a yakın siteyi yakından takip etmiş
.Biz genel Kurmayında nazarında da bağımsız olmuşuz ki kürtleride Mhp yede her tarafa eşit mesafede yayın yapmışız.Reklam arkasıda hiç tereddüt etmeden şunu söylemiş: internet haber mi tamam oraya reklam verelim çünkü tarafsız çünkü tetikçilik yapmıyor çünkü şantaj yapmıyor çünkü insanlara kan kusturmuyor.Örnekleri var diye söylüyorum sadece örnekleri bizim sitelerde değil hepimiz biliyoruz ki gazetelerde de böyle.En son Ali Ağaoğlu olayında habertürkün yayınlarının ne olduğunu aslında hepimiz biliyoruz.Dolayısıyla bu yayınları yapmadık göz dağı vermedik yolumuza doğru düzgün devam ettiğimiz için reklam akışımızda iyi noktaya geldi.Peki bu iyi mi oldu? Bizim kazancımız açısından iyi oldu ama bir bakımada iyi olmadı.
Bizimle beraber yola çıkanlar ya da bizden sonra Hadil Özışık yaptıysa bende yaparım diyip güdük kalan bazı insanlar bize sataşmaya başladılar. Hadil Özışık bu kadar parayı nereden kazandı? Ya da şöyle hiç abartısız söylüyorum :Hadil Özışık reklam alarak çok büyük pasta alıyor.Reklam alıyorum evet.Belediyeden reklam alıyor dediler.Belediyeden reklam alıyorum evet.Hırsızlık mı yapayım? Tek gelir kaynağı reklam olan sitenin başka yapacağı şey nedir?Ya da benim reklamın peşine koşturma gibi bir çalışmadan başka ne yapabilirim ben? Arada böyle iyi olmadı dediğim şey bu.Kıskançlıklar bizim alanımızda da başgöstermeye başladı.Şuanda da bayağı iyi bir noktadayız. Burak Büyükdemir: İlk günlerden itibaren haberleri nasıl temin etmeye başladınız , ekipte .............................bir kadroydu değil mi?
Hadi Özışık : Çok güzel bir soru. İlk günlerde çalıp çırptık.Kopyala yapıştır yaptık.Gazetelerden aldık, Anadolu ajansına abone olmadık ,bilmiyorduk.Haberimiz olsaydı bile paramız yoktu zaten.İnternet haber haberlerini bu şekilde yayınlayan siteler olunca Anadolu ajansı dava açtı.Kardeşim bu işi nasıl yapacaksınız şu kadar para vereceksiniz yok.Sonra ben Anadolu haber ajansının genel müdür yardımcısı Hilmi Beyi aradım.Dedim ki bakın gelin sürümden para kazanın bu kadar sitenin önüne geçemezsiniz.Nerden kimin sizden haber aldığı kimin çaldığı bunu çıkaramazsınızi başa çıkamazsınız
.100 liradan siz her siteye haber verin.Yüzlerce site abone oldu Anadolu haberlerini kullandı.Sonra gazetelerin haberlerini çok kullandık.Köşe yazarlarını çok kullandık.Ama yavaş yavaş insanlar rahatsız olmaya başladılar.Neden kopyala yapıştır başka bişey yapmak lazım.Piyasada biz bir yere gittiğimizde bize al yapıştırcılar geldi diye bizimle dalga geçerlerdi.Şimdi sorarsan İnternet Haber yayın grubunda yani intenet haberde internet sporda ve bizim gazeteciler.com çok etkili son üç yılda bizde kopyala yapıştır haberciliği bitti.Bizde asla herhangi bir köşe yazarının yazısı alıntılanmaz.Bizim kendi köşe yazarlarımıza biz para vererek yazı yazdırıyoruz.Başka gazetelerden alıntı yapmıyoruz. SORU :İnternette video habercilikle ilgili ne düşünüyorsunuz?
Hadi Özışık: Çok iyi şeyler düşünüyorum ama hosting ücretlerinin çok yüksek olması nedeniyle yıllardır yapmış olduğum hazırlığı öyle bekletiyorum.Birgün ücretler makul bir fiyata gelirse birgün mutlaka video yayıncılığı yapacağım. Yani bi televizyon bir sütüdyo filan kuracağım.Hazır herşeyi hazır.Zaten Türkiye ona doğru gidiyor.Iptv geldikten sonra onu yapmak zorundasınız.
SORU: Öncelikle haberde 5 kat büyüycez dediniz orda bir satış mı söz konusu paylaşabileceğiniz birşeyler var mı?
Hadi Özışık: Hayır satış söz konusu değil ama yabancı ortak gelirse oluruz.Büyümeye yönelik bir takım düşüncelerimiz var ama o değil.Ben reklam konusunda çıtayı yükselttim.Dolayısıyla Özal bir koyup üç alıcaz demiştiya ben reklamcılıkta çıtayı yükselttim.Bu çıtaya kobi reklamcılarına da yönlerek bunu yapmaya çalışacağım.Newyork Times’ın sadece internet sitesi geçen sene 56 milyon dolar bir ciro yaptı.56 milyon dolar ciroyu Newyork Times neresinde yayın yaptı.Anasayfasında mı yaptı alt sayfasında mı yaptı ? Hayır.Yerel yayıncılık yaptı.
Yanılıyorsam beni düzeltin.Türkiye’de reklam bilinci internet reklamcılığı konusunda henüz bir bilinç yok.Gazete sayfalarını açarsak tam sayfa bilgisayar reklamları var.Bilgisayar satıyosun internet ortamında bilgisayar reklamı yapmıyosun.Bimeks yeni yeni büyümeye başladı.Yereldeki insanın reklama ihtiyacı yok mu?Anadoludaki Antalyadaki turizm yapanın reklama ihtiyacı yok mu?Eğer hep beraber elele verip böyle bir şeyi yaparsak.E şimdi diyebilirsin kardeşim sen yapana ladar doğan grubu yapar.Yapar da Ertuğrul Özkök’le ödül töreninde karşılaştık Hadi internetten para kazanıyomusun para yok internette dedi.
Yok Ertuğrul Bey biz iyi para kazanıyoruz dedim.Ne kadar kazanıyorsunuz para yok bu işlerde dedi.Bunlar bu işin içini bilmiyor.Yani biz girelim biz son dakikaya ilk biz başlarsak , ilk son dakika haberlerini biz vermedik mi? Türkiye’de haberin altına ilk yorumu yerleştiren site biz olmadık mı?Hepsini bizden sonra gelip yaptın.Hürriyetin o zaman yakip edenler bilir Hürriyet güncelden mi yayın yapıyordu?Hayır bizle Habertürkle yayın yaptıktan sonra hürriyet nerden bakarsanız 3 yıl sonra bu yayınları yapmaya başladı.Dolayısıyla biz yerele yönelebilirsek mesela Erdem 11 muhabirim var diye övünüyor.Erdem bunu yapmış.Erdem bu işi Türkiye çapında reklamada dökersek ordaki çalışan adama kardeşim benim aldığım reklamın yarısı senin olsun.Hosting benden site benden herşey benden seninle kişisel bir sözleşme yapacağız benimle çalışacaksın, ordaki haberleri geçeceksin. MAÇKOLİK SAHİBİ: Şimdi sadece muhabir ya da yerel reklam satabilecek elemandan öte aslında çok daha kolay ve internetteki reklam pastasını en az 5 kat arttırabilecek bişey var.Şuan Türkiye’de şehir bazında ıp listesi doğru olarak verilmiyor.Ben biliyorsunuz adserverdan işletiyorum.Türkiyede bir çok büyük ajans bizim ad serverımızı kullanıyor. Bu ajansların hepsi sadece Türkiye çapında reklam yapıyor ama dünyada örneğin Almanya’da bende bir ıp database var Almanya’da Berlin’de Berlinin bir ilçesindeki bir semtte bile reklam yapabilir durumdayız.Ama Türkiyede yapamıyoruz.
Böyle olunca İnternet haber ana sayfada örneğin atıyorum Ispartalı ir kebapçı bir reklam yapmak istese yapamaz çünkü çok pahalı.Halbuki internet haberde ya da bizim sitemiz mackolik.com da o Ispartalı kebapçı deseki sadece Ispartalıların göreceği bir reklam yayınlatmak istiyorum dese atıyorum günlüğü 1000 lira yerine 10liraya ben yayınlatırım.Herbir kebapçı ona reklam verse ben bu parayı kazanırım zaten.81 ilden bir kebapçı reklam verse bu parayı kazanırım zaten.Böylece bütün reklamcılar google reklamı yapıyorlar.İnternet pastasının %70 i Google sayesinde yurtdışına gidiyor ve biz gerikalan %30 u paylaşıyoruz tüm binlerce site.
Sadece ıp listesinin Türk Telekom tarafından düzeltilip bizlere verilmesi sayesinde ilçeleri geçtim il il reklam yapıyo olabilek bizler şimdi böyle hiç dertli değil daha güzel şeyler konuşuyo olurduk. Hadi Özışık:Bende tam o noktaya geliyordum.Yerelede yayılmak ıp ile olabilir .Ben bizzat Ulaştırma Bakanlığınada söyledim bu çalışmayı yapıyorlar ama biliyorsunuz devlette bürokrasi çok geç çalışıyor.Hele hele internet konusunda bakan diyor ki şunu şöyle yapın öbürü oturuyo diğer hafta diğer hafta 1 ay 3 ay ben 3 yıldır böyle işlerle uğraşıyorum.Hakikaten öyle bir noktaya geldiki bıkıyorsun çıkıyorsun.Ama kendi başına bir çare bulmak mümkün.O pastayı büyüteceğim dediğim şey şu: pilot 20 tane il ile ben bu işi halledeceğim İnternet Haber Ankara, İnternet Haber İstabul, İnternet Haber erzurum, İnternet Haber Antalya ...böyle gireceğim ben bu olaya.
O az önce söylediğim kişiyide istihdam edicem ordaki kişi haberleride gönderecek, yereldeki muhabir sadece muhabirlik yapmakla yetinmiyor aynı zamanda ordaki reklamı da alıyor, orda üst düzey ilişkilerde sağlıyor, benzeri şeylerle yoluna devam edebiliyor.Eğer biz bunu en az 5 pilot ilde sağlayabilirsek yani reklama katkısını görebilirsek 80 kişi diyelim her ile bir kişi aylık giderleri 500 lira toplamda 40bin lira.Siz böyle bişey yaptığınız zaman sahayada 20 tane adam koyduğunuz da toplam aylık gideriniz herşey dahil 150-200 bin lira para yapıyor.
Ama siz Türkiye çapında bir reklam pastasını almaya kalkıştığınız andan itibaren geliriniz gideriniz 150-200 bin lira oluyor ama geliriniz ilk dönemlerde 500bin lira oluyor aylık yaptığım hesaplamalara bakarak.Dolayısıyla o pasta dediğim olayı bizim hedefimiz kobilerle ve yerele yayarak pastayı o şekilde büyütmeyi tasarlıyorum.
SORU:Ip sorunu olduğu için bunun en mantıklı çözümü subdomain olur bence.En azından geçiş döneminde kurtulmuş olursunuz.
Hadi Özışık:Zaten internet haber dediğmizde ayrı bir domain almayacaz.Sitenin altında ayrı bir şekilde olacak.Adam kendi ilinde yayın yapacak kendi ilinde kendini büyütecek.Biz İnternet haberin desteğiyle o siteyi kendi bölgesinde büyüteceğiz.İkinci deneme nedeni o zaten.
SORU: Reklamlar konusunda güzel bir plan var ama şimdi ben bu zamana kadar siz işin başında olan birisi olarak işin finans kısmınıda düşünüyorsunuz, ierik kısmınıda düşünüyorsunuz, alt yapı kısmınıda düşünüyorsunuz.Şu saate kadar da inanılmaz samimi şeyler paylaştınız.Bunları birbaşkasından duymak burdaki arkadaşlara ve izleyenlerin dışında herkese nasip olmaz.Çok samimi paylaştınız öncelikle teşekkür ederim.Reklamlara baktığımız zaman şimdiye kadar kendi içinizde çalışmak yerine hep ajansları tercih ettiniz.Buna nasıl bir stratejinin sonunda karar verdiniz de ajanslarla çalıştınız?Siteniz eklam verenler için zaten uygun bir yer bunu merak ettim.
Hadi Özışık:2010 un başından itibaren İnternet Haber Yayın Grubu olarak biz kendi çapımızın altında reklamlarımızı satma gibi bir düşünce içerisine girdik.Bu düşüncemi kendi reklam şirketimle anlaşarak dostça ayrılmaya karar verdikten sonra devreye diğer ajanslar girdi.Diğer ajansların devreye girmesiyle beraber benim az önce söylediğim çıta yükseldi.Yani bir fiyat ortaya çıktı.Bu reklamların daha da yüksek fiyatlara satılabileceğini gördük.Onlarda o şekilde bir kobi işine veya detaylı bir çalışmalarla daha yüksek fiyatlı teklifte bulundular.Sonuçta bir iki maddede anlaşmazlık çıktı ve masadan kalkıldı.
Ben şu anda kendim yapacağım diye yola çıkmama rağmen hergün neredeyse iki ajansla görüşme halindeyim, görüşmelerim devam ediyor.Eğer bir ajansla anlaşırsam ki %97 gibi görünen 2010 da da ajansla çalışacağım.Tek şartım şu, o şartıda oturduk kabul ettirdik: :Kardeşim gelen herşey senin değil yani reklamcıya hep bana hep bana demiyceksin dedim.Ya ne olacak? Dedim ki benim kendi becerilerimle, çalışmalarımla ve ilişkilerimle almış olduğum, alacağım reklamların pastası senin aldığın pastanın üzerine yazılmayacak.O benim haneme yazılaca.
Orda komisyon ödemiycez.Orda seni işin içine katmayacağız.Neden?Hepimizin muzdarip olduğu bişey var.Özellikle yayıncıların çok büyük bir sıkıntısı var.
Biz 90 gün için reklamı alıp satıyoruz 180 günde bile para dönmüyor. Eğer bunu biz kendi içimizde de yaparsak sapla samanı karıştırırmadan ajansın dışında kobilerle çalışırsak ordaki vade nerden bakarsanız 1 aydır.Burda bir ayık bir çlışmayla ayakta durbileceksiniz , diğer alacaklarınız da sizin kasanızda kar olarak kalır ve sizde onunla yatırım yaparsınız.Ve yeni dönemde benim çalışmalarım içerisinde katiyen ajans istediği gibi hareket etsin olmayacak.Bir vade istiyor 90 ya da 120 gün ama bunun karşılığında çek istiyorum diyeceğim.Ona göre bizimde yatırım yapmamız lazım. Biz eğer bu yatırımı yapamazsak sürekli para peşinde koşarsak biz geriye doğru gideriz. Çünkü rakiplerimiz Milliyet rakiplerimiz Hürriyet rakiplerimiz gruplar Ciner Grubu.Siz geri kalırsanız hiçbir şekilde büdük kalırsınız amaçlarıda o zaten.Buna göre tedbirlerimiz almak zorundayız.Biz derken yayın yapan herkes için söylüyorum.
SORU:İçerik üretirken sosyal ağlarda en büyük eleştiri buydu.İçeriğini kendi üretmiyo özgün değil gibi eleştiriler vardı bunların bir kısmına cevap verdiniz.O konuyu biraz daha açarsanız sevinirim. Hadi Özışık: Az önce de ifade ettiğim gibi 30 kişiyi çalıştırmaya başladım.Ankarada ofisimiz var.Ankara ofisinde 5 kişi istihdam ettik.Ankara meclisten haberlerimiz geliyor.Orda bizim şöyle bir sıkıntımız var.Yasamız olmadığı için başbakan muhabiri gönderemiyoruz.Ben bu yasayla ilgili 3-4 yıldır çığlık atıyorum.Ben toplantıdaydım Conrad ‘da başbakan konuşuyordu gündem dışıydı kalktım ayağa dedim sayın başbakanım biz yasamızı istiyoruz dedim.Acaba yasamızın çıkması için sanatçının biri Çankaya Köşkünün önünde soyunmuştu öylemi yapmak lazım dedim.
51 sayılı yasayla ilgili biliyorsunuz herkes bir muzdarip herkes sıkıntı yaşıyor.Bu yasa ilk çıktığı zaman bize şu söylendi :56 51 sayılı yasa asla internet medyasını ilgilendirmiycek, sizin yasanız çıkacak .Yasamız meclise kadar gitti.Bizim özel çalışmalarımızdn dolayı bi yasa hazırladık yasa taslağı meclise kadar gitti.Biz gazeteci sayılacaktık.Yani sarı basın kartlı elemanı bende çalıştırabilecektim.Meclise adam gönderebilecektik.Bu olmadı Ankaraya gittik.
Ankarada internet aşt komisyonundan milletvekilini aradım.Sayın milletvekilim dedim siz ben bir tane yasa taslağımızı gönderecem.Mail olarak göndermek istiyorum mail adresinizi verirmisiniz.İki kişi vardı birisi bana şöyle dedi:Ben size bu konuda geri döneceğim diğerinede benim mail adresimi verdim boş mail atsın diye.Ben et diyince o kasaptaki et anladı ve bu adam internet alt komisyonundaydı.Biz Beşir Atalaya takıldık şuandaki içişleri bakanına.O internet konusunda erken uyanmadığı için bizim ne demek istediğimizi anlamadı seim devreye girdi yasa bu döneme kaldı. SORU:Bişey söyliycem ben bir dönem gazetecilik yaptım bu işin çok kolay bir yolu var.Böyle yasalarla filan hiç uğraşmayın çünkü o yasa çıkmaz.Bu dönemde akreditasyon almanın yolunu ben size söyleyeyim.Herhangi bir basın kuruluşunun temsilciliğini alın hemen sarı kart verirler, hiçbir kriteri yoktur.Herhangi bir Azeri bilmem ne gazetesi Kazak bilmem ne gazetesi Türki Cumhuriyetleri özellikle söylüyorum çünkü ordan temsilcilik almak çok kolaydır.Bunu kullanırsanız hemen sarı basın kartınızı alırsınız ve işinizi yapabilirsiniz.
Hadi Özışık: Benim sarı kartım var.O yetmiyor.Yıllardır gazetecilik yaptım.En son Star gazetesinde yazıyordum ordan emekli oldum.Benim beraber çalıştığım sarı basın kartı olduğu halde aslında bu patronların işine çok gelen birşey değildir.Sarı basın kartı elemana sen 212 ye göre adamın kadrosunu yapacaksın.Aydın Doğan bile bunu yapmıyor diyor ki diğer maddeden yapın.Bende diyorum ki yalvarıyorum gelin ben çalıştıracağım.İnternet medyasını konuşuyoruzya bukadar herşey günlük gülistanlık değil. Sorumluyum ben diyorum.
Beni sorumlu yapın bakana söylüyorum başbakana söylüyorum cumhurbaşknına 2 gün önce söyledim.Öbürü çıkıyo ekrana diyor ki Hadi Bey bana söyledi ama kafamız karıştı.1 madde asıl kanuna eklenecek benim sarı basın kartlı arkadaşım da dışarda çaşılmak yerine kadrosunu mahalli gazetede yapmak yerine bende yapacak.Benim derdim sarı basın kartım olsun değil .Eskiden olsaydı derdim ki herşey %50 faydalanıyoruz ne güzel faydalanalım. Ama ben şimdi meclisten faydalanmak istiyorum.Sarı basın kartınız yoksa meclise giremiyorsunuz.Parlemento muhabirleri derneği almıyor.
Başbakanlığa ben muhabirimi akredite yapmak istiyorum, sarı basın kartı olmayanı almıyor.Genel kurmay almıyor cumhurbaşkanlığı almıyor.İnteret medyası olarak meclisin içerisinde sizin odanız olmuyor.Benim sarı kartım olmuş yada olmamış bişey değiştirmiyor ki.Ben istediğim yere gazeteci olarak gidiyorum.Ben diyorum ki benden sora veya benimle çalışan arkadaşlarım bu konuda sıkıntı yaşamasınlar, stada girip gazeteci gibi onarda haber geçebilsinler.Ne kadar güzel oldu ya ben başbakan bu Akif Bekirliyle konuştuğunda dediki sen kafayımı yedin ben seni yurt dışına götürürmüyüm dedi . Niye? Dedi elinin altında bilgisayar öbür kelli felli yazarlar gelicek sen anında haberi geçeceksin öbürü ertesi gün bana küfür edicek.Esas mesele bu.Cumhur başkanluğı köşküne internet medyasını davet ettiler.Küçümsemiyorum herkesi davet etsinler.Ama aleyhlerine yazı yazılmasın diye akla hayale gelmeyecek siteler davet ettiler.Bunun bir dengesi vardır, internetinde bir hürriyeti vardır internetinde bir sabahı vardır, radikali de vardır diğeride vardır.Ama sen kalkıp ta kapalı yayın yapan bi siteyi davet edersen olmaz. SORU: Az önce sizinde bahsettiğiniz ajanslar bukadar sakınılacak yapıya mı sahipler ? Ajanslar bu kadar çakal mı ?Ajanslar bu kadar öcü ve ya hak yemeyen insanlar oldukları biraz daha netleşsin.
Hadi Özışık: Her oltanın mutlaka bir çürüğü vardır.Ben bugün beraber çalışmış olduğum Medya Guru reklam ajansının bana verdiği şeyleri veya veremediği şeyleri anlatıyoum.Ben diyorum ki ben 10 yıl bu adamla çalıştım.Memnun olmaya bilirim, kavga ediyoruz.Benim büyümemin internet haber akışta büyümesinin ana nedenlerinden birisi benim bir reklam ajansıyla çalışmamdır zaten.Çünkü reklam ajansı sizi potaya sokuyor.Gerisi size kalmış bir şey.Siz onun hakkını verirseniz gerisi gelir.Bende biliyorum sende biliyosun ki Selim Bey gibi iyi olan ajanslar da var çakal ajanslarda var.Bunların ierisinde benim Selimle çalışmamın ana nedenlerinden birisi hırsız olmamasıdır.Yani daha ötesi yoktur.
SORU:Cihan Kamer destek olduktan sonra Türkcelle gittim dediniz.Peki Türkcelle ne sundunuz ki karşılığında yeni yeşeren bir sitede böyle bir reklam verdi? Hadi Özışık: Türkcellden önce Cihan Kamer olayı olmadan önce ben Soyaka gittim.1000 kişi siteye asla girmiyor.Oturduk toplantı yaptık.Bizim ordaki acemiliğimiz şuydu:Biz doğru adrese yönelmedik sonradan onu farkettik.Soyakta dedimki bizim siteye 1000 kişi giriyor dedim.Ama 100 kişi filan giriyordu 1000 kişi dedim ben.Kadında bu işte profesyonel ama beni orda bozmadı çok sonra hatırlıyorum çok güzel rakammış dedi.Biz kesin reklam alırız diye çıktık ama soyaktan reklam alamamıştık.Biz renaultun mail adreslerine bize reklam verirmisiniz diye mail atıyorduk asla cevap gelmiyordu.
Ben gazetecilik hayatım boyunca yaşadığım en büyük sıkıntıyı reklamcılığa ulaşmakta çektim.Ben ulaştırma bakanını arıyorum sadece ulaştırma bakanını değil siyasileri de arıyorum başka kişileri de arıyorum gazeteci kimliğimle, ben bir reklamcıyı aradım 3 ay bana geri dönmedi.Döndüğü zaman Hadi nihayet görüşebildik dedi hiç bir şey olmamış gibi.Ben Türkcelle gittiğimde Bahar Hanım vardı onunla toplantı yaptım.
Genç, tıfıl, delikanlı, kendi halinde bir arkadaşıda bizi dinliyordu.Ben mücadelemi anlatıyorum Bahar Hanım tamam Hadi Bey biz size destek olacağız dedi.Destek istedimi ilk tecrübeme çıkıyorum.Destek verirseniz biz böyle yapacağız şöyle yapacağız, biz işsiz gazetecileriz.Tamam biz size destek olacağız dedi.Çok teşekkür ettim çıktım.Bahar Hanım toplantıyı bıraktı o Fatih Muslu: abi sen bu boş laflara boş vaatlere kanma ben sana hafta sonu reklam gönderirim bunlar hikaye dedi.Ben seni dinledim abi be sana hafta sonu ilk reklamını göndereceğim dedi.
Hafta sonu oldu biliyorsunuz cumadan cumaya reklam gönderiliyordu sitelere.Küt diye ilk reklam geldi Türkcellden 1000 dolar.1000 dolar 1000 dolar 4 tane bin dolar Türkcelle öyle çalışmaya başladık.
Burak Büyükdemir: İnternet Medyası Derneği nasıl kuruldu? Neden 3 dönemdir Hadi Özışık başkan olarak devam ediyor?
Hadi Özışık:Bu akşam böyle samimi bir ortamda konuşuyoruz. İnternet Medyası Derneği kurulmadan önce bu Akp’nin üst düzey yetkilileri bizimle bir toplantı yaptılar.Dediler ki gelin bir sorunlarınızı dinleyelim.Biz 10 kişiyle gittik oraya.Ben bişey söylüyorum öbürü bişey söylüyor öbürü bişeey söylüyor her kafadan bir ses çıkıyor. En son Murat Bey dedi ki ya arkadaşlar bi dakika ya sizgidin kendi içinizde bir kimliğe sahip değilsiniz neyini sorguluyorsunuz her kafadan bir ses çıkıyor olmaz dedi.Gidin kimliğinizi kurun gelin dedi.Ben geldim Nevzat Basın’a Nethaberin sahibi.
Gel dernek kuralım seni başkan yapalım dedim Nevzat’a. Yok dedi.Aydın başkan ol yok öbürüne söyledim yok.Sen ol dediler.Peki madem kimse talip olmadı.Derneği 2005 Mayısta kurduk.Tek şartımız künyesi olmayan site içimizde olmayacak.Öyle bir habercilik ypıyorduk ki biz o zaman bazen hayatlar karartıyorduk.Adam başlık atıyor “Reha Muhtar az önce tuvalete gitti” devamınıda yazmıyorlar ee çişini yaptıda çıktı.Öyle kirlenmişki.İçimizde oturuyoruz yanyana bişey konuşuyoruz ertesi gün flaş flaş flaş işte Ertuğrul Özkök bilmem ne yaptı şöyle yaptı böyle yaptı.
Kim bu adam yok nerde yayın yapıyor yok.Derneği kurduğumuz zaman şunu söyledik gizli hiçbir şey kalmayacak.Slogan şu medyada gizli hiçbirşey kalmıyor.Medya sitesi gizli hiçbirşey kalmıyor.O zaman sende gizlenme.O zaman çıksana ortaya künyen belli olsun adresin belli olsun sorumlu yazı işleri müdürün belli olsun herşey belli olsun.Biz derneği o şekilde kurduk 2005 mayısında ve Ertuğrul Özkök’ün dernekle ilgili künyeyle ilgili bize ayırdığı çok güzel bir yazı vardı.
Künyesiz site kalmadı diyebiliriz içimizde bazı münafıklar olsada.Dernek başkanlığını neden ben 3 dönemdir üst üste yapıyorum.Bu arada dernekle ilgili bişey daha anlatayım.İçinde olan biliyor yaşayan biliyor ama dışarda olanda Hadi Özışığın derneği kendi menfaati için kullandığı yolunda dilden dile dolaşan bir efsane var.Senin siten var mıydı vardı.Peki sen dernekte yönetim kurulunda bulundun.Peki dernek sayesinde birtane reklam alabildin mi alamadım.
Hiç adını vermekten çekinmeyeceğim Objektif Haberin sahibi Kadir Çelik beni aradı, dernek kurulalı 15 gün olmuş.Alo Hadicim nasılsın iyimisin hani hiç reklam gelmiyor.Abi nerden reklam gelmiyor? Abi derneği kurduk reklam gelmiyor.Ben dernek başkanı oldum reklam kurulu başkanı olmadım ki dedim ve Kadir Çelik hemen derneği bıraktı.Derneğin içinde olan biliyor dedim ya derneğin bana vermiş olduğu sıkıntı var, bir lira dahi bana faydası olmadı ama hep sıkıntı oldu.
Hatta geçen biz Çankaya köşküne çıktığımızda arkadaşlardan bir tanesi şöyle yaptı: Bu iş Hadi Özışık ile olmaz.Hadi Özışık Çankaya köşküne çıktıktan sonra internet medyası sitelerini yanına alıp cumhurbaşkanı köşküne internet sitelerinin sorunlarını anlatmak yerine egosunu tatmin ederek cumhurbaşkanıyla tek başına görüştü.Bunu yazdılar.Cumhurbaşkanlığı köşküne çıkıyorsuni kurum olarak davet edilmişsin ama benim katkım liste oluşturulmasında adamlar beni aradılar şu şu siteleri ekliyim mi demişim adamı ben Çankaya Köşküne çıkarmışım.Cumhurbaşkanıylada dernek başkanı olarak siz bana yetki vermişsiniz bizim sorunlarımızı heryerde anlat diye, adam diyor ki kendisi giderken niye bizi götürmedi egosunu tatmin etti.
Az önce ben sarı basın kartımı gösterdim gazetecilikte en üst noktaya kadar çıktım, cumhurbaşkanıylada görüştüm ego değil ki bu.Ama içimizde bu şekilde derneğin aslında benim menfatim için kullanıldığını söyleyenler oluyorlar derneğede zarar veriyorlar.Ben neden 3 dönem üst üste başkan oldum şunun için oldum ben bu yasayı çıkarttıracağım ondan sonrada diyeceğim ki arkadaşlar o yasanın çıkmasının dışında şöyle birşeyde var siteler ekonomik bağımsızlığına da kavuşacak.Nedir o? Gazeteler basın ilan kurulundan ilan alıyor yani kapalı devre yayın yapan gazeteler devletten para alıyor.
Ama internet siteleri bundan faydalanamıyor.Şimdi biz Basın İlan Kurulunda o yasa taslağında Basın İlan Kurulundan İlan alır hale geldiğimiz zaman parasal bir problem kalmıyor.Yayın yapacak o küçük site dediğimiz sitelerde kendine göre yayın yapıp para kazanabilecek.Ben bunu yaptıktan sonra benden bu kadar diyeceğim.İçimizde hep konuştuğumuz hep şu içimizde çok güçlü siteler var.3 senedir uğraşıyorum Genel kurmay baikanı dediki bak yazdın yazdın davet ettik.O davette bile bazı arkadaşlarımız muhtira verdi biz niye yokuz.Bu kadar kötü şeylerde yaşayabiliyoruz.
SORU: Bu Türkiyedeki ismi okunan gazeteyle ilgili internet siteleri bence bu trafiği daha çok foto galeri gibi kategorilerden sağlıyor kadın cinsellik içerikli kategorilerden sağlıyor.Milliyet, Hürriyet, Vatan gibi gazeteler çok fazla okunuyor.Diğer haber siteleri aynı şeyi yapmazsa bu gazetelerin geldiği trafiğe nasıl gelicek?
Hadi Özışık: Ben İnternet Haberde foto galerimiz var ama bu konularda böyle bir yayın yapmadığımız için size çok samimi bir şey söyleyeyim belki uçtu diyebilirsiniz ama ben Hürriyetden daha itibarlıyım.Dışarda eğer bazı yabancı ülkelerde filitre konuluyorsa Hürriyet ve Milliyete benim sitemde her yerde açıksa ben ondan daha itibarlıyımdır.Ben bunu Starda da yazdım İnternet Haberde de yazdım.Fatih Çekirge Hürriyetin başına geldiği zaman bize yazılı bir taahhütte bulundu.Bundan sonra Hürriyet.com.tr de çıplak kadın fotoğrafı görülmeyecek.Hürriyet küt diye düştü.
Hürriyetin aslında balon bir ziyretcisinin olduğu çıplak kadın fotoğrflarını kaldırdıktan sonra düştü.Ben bir yazı yazdım bravo dedim Fatih Çekirge’ye.Beni aradı teşekkür etti.Hadiciğim ne kadar güzel yapıyosun örnek alıyorum diye beni övdü.Sonra çıplak kadınları tekrar koydu.Bir kadın vardı ünlü 50 tane fotoğraf verildi 1.resimden sonraki bütün resimler çıplak.Ben yazı yazdım bu kadın ticaretidir dedim.Bu kadın rezaletine Fatih Çekirge söz vermedi mi? Adam beni aradı yav sen kim oluyorsunda ahkam kesiyorsun ben senin derneğine üyemiyim dedi .Yok değilsin dedim.
Sen kim oluyorsun dedi.Kardeşim sen üç kuruşluk bilginle benim sektörümü kirletemezsin dedim bunu Fatih Çekirge’ye.Cephe aldı beni çok enteresan bir şeyle tehdit etti.Ben internet günleri adı altında çok güzel 3 tane organizasyon yaptım İnternet Medyası Derneği olarak.Ben dedi ulaştırma bakanıyla konuşurum dedi.Ulaştırma bakanı benim amirim mi? Git kozunu Hürriyette paylaş.Bu sandiki internet günlerini ulaştırma bakanlığı yapıyor.Halbuki bizim sponsorlarımız var. Sonra Fatih Çekirgeyle barıştık.Kadın ticareti yaparak başarılı oluyorlar.O fotoğrafları kaldırsınlar bütün siteleri çöker. SORU:Sitenizde e-ticaretle ,lgili reklam verildi daha önceden.Şuanda sanırım eticaret.com reklamları var.E ticaret siteleri size vermiş olduğu reklam sonucunda nasıl bir geri dönş oluyor, gelen ziyaretcilerin alışverişe dönme oranı yüzde kaç bu rakamlardan biraz bahsedebilirmisiniz ? Hadi Özışık: Onu ben bilmiyorum ama galiba çok düşük.Reklamcılar çok memnun değiller o konuda.E ticaret reklamı bir hatır reklamı.Onlarda satış yapmıyor ürün karşılaştırma yapıyorlar.
SORU: Etohuma sponsor olan sitelere bakıyorum bu sitelerin tamamı platformu hazırladıktan sonra kullanıcıların içerik ürettiği siteler.Biz işin zor kısmını seçtik aslında bakarsanız.İçeriği biz üretiyoruz haberi biz yazıyoruz.Alanımız farklı biz sadece teknoloji içeriği üretiyoruz.Bu içeriği üretecek insanları bulmakta çok büyük sıkıntılar yaşıyoruz.Yeni internet gazetecileri yetişmiyor.Gerçek gazeteciler sizin gibi kolay adapte olamıyor.Bunun sonu nereye varacak? Hadi Özışık: Ben çok güvendiğim gazetecileri yanıma aldım.Gel beraber çalışalım dedim.Bir buçuk gün ancak kalabildi.Bir kere internet gazeteciliği yapacaksan 10 parmak yazmak kesinlikle şart.Adam geliyor yıllarca gazetecilik yapmış bi adam 2 parmakla yazı yazıyor.İnternette bir haberi iki dakikada ya da beş dakikada atman gerekiyor.Bu arkadaşlar Türkiye’nin en tecrübeli gazetecileri olmasına rağmen bir baktım ki bir haberi bir saatte attığını gördüm.Haberi hazırlıyor, süslüyor, yarın gazetede çıkacak ekliyor.Bir sürat yani 10 parmağı bilecekler iki bizim jenerasyonumuzdaki internet gazetecilerinin mutlak suratle photoshopu bilmesi lazım.
10 parmağı niçin bilecek?Ekranda izlerken canlı yayın verecek.Tayyip erdoğan ekranda konuşurken canlı yayını verecek ve kaçırmayacak. İndir bindir fare klavye kısayol tuşu photoshop derken canlı yayın bitecek.Bu konudaki sıkıntının giderilebilmesi için tecrübeli kişilerin üniversitelerde internet gazeteciliği dersi vermesi gerekir.Adam okulu bitiriyor yanıma geliyor sıfır.Sana hiç mi bişey öğretmediler diyorum.Şimdi Türkiye Odalar ve Borsalar birliği yurt dışına ingilizce öğrenmesi için gazeteci gönderdi.
Ben kıskandım.Bende orda medya meclisin de üyeyim.Gittim TOBurak Büyükdemir başkanı Rifat Hisarcıklı Oğlu’nun yanına: başkam çok kıskandım dedim.Niçin? dedi. Başkanım biz internet medyasında ne yapacağız.İnternet medyasınada bir çalışma eüitimi verelim, gazeteci yetiştirelim dedim.Nasıl olacak dedi.Photoshopla 10 parmakğı öğret yeterli dedim.Photoshop bilmeyenler 1 saate ,10 parmak bilmeyenler 3 günde öğrenebilir. Burak Büyükdemir:İnternet değişiyor.Artık kişiler herhangi birşeyden bağımsız olarak kendi bloglarında, Twitter da , Facebook, sosyal medyadan hızlıca kişisel haberleri yaygınlaştırabiliyorlar.Bir kaynaktan çıkmış haber değil burda bir haber konuşuyor mesela arkadaşlar da twitterdan bunu yaydılar.Belki İnternet Haberde yayınlanmayacak ama 5 bin kişiye ulaşacak ve bu 5 binde hedef kitle.Önümüzdeki dönemde bu hızla artacak.Uzunkuyruk teorisi dediğimiz kuklalarla ilgili kişiler hiçbir zaman İnternet Haberde kuklayla ilgili haber bulamazlar veya atıyorum bira sevenler bira sevenler hakkında internet haberde yayın bulamazlar.
Önümüzdeki dönemde her konuda dikey anlamda, insanlar özellikle sosyal medyanın networklerin yaygınlaşmasıyla beraber kendi çevrelerini, kendi topluluklarını kendi haberler kaynaklarını oluşturmaya başlıyorlar.Özellikle yurt dışında seçimlerde çok etkisini gördük ABD seçiminde.Önümüzdeki dönemde internet haberin buna yönelik planı varmı?
Hadi Özışık: İnternet Haber önümüzdeki dönemlerde yabancı bir ortak gelip bu işi birlikte yapalım derse 1 sene içerisinde çok iddaalı birşey söylüyorum hertürlü yeni teknoloji internet haberde olacak.İnternet Haber o teknolojiyle ve o güçle Hürriyet ile kapışma noktasına gelecek eğer yabancı ortak gelirse.Yok eğer böyle birşey olmazsa 5 yıl içerisinde İnternet Haber ekranından Hadi Bey bize böyle söylemişti ve yaptı diyecek. Burak Büyükdemir: Son olarak girişimcilere söyleyebileceğin üç tane nokta nedir?
Hadi Özışık: Sabır ,sabır, sabır.
Burak Büyükdemir:Çok teşekkür ediyorum Hadi Bey katıldığınız için.