Güçlü bir rakip her zaman kötü haber değildir
Özellikle pazarlama konusuna harcayacak yeterince bütçesi bulunmayan küçük girişimler, büyük şirketlerin gölgesinde kalmaktan çekinir. Ancak büyük oyuncunun pazara girişi her zaman kötü haber anlamına gelmeyebilir. Apple Watch'un pazara girişiyle artan Pebble Time satışları bunun en canlı örneği. Pebble'ın ilk akıllı saat üreticilerinden biri olduğunu biliyoruz ancak bir girişim için büyük olmasına rağmen Samsung, LG, Motorola gibi devlerin giriş yaptığı akıllı saat pazarına çok küçük oldukları bir gerçek. Fakat şirketin pazarın ihtiyaçlarını doğru görmesi bugüne kadar yaşamasını ve 3. seri modelini geliştirmesini mümkün kıldı. Pazarda çok şık, çok yetenekli akıllı saatler bulunmasına rağmen en büyük eleştiri pil ömrü konusunda geliyor. Pebble ise ilk modelinden bu yana e-ink ekran kullanarak bu sorunu bir nebze olsun çözebiliyor. Pebble, yeni ürünü Time'i piyasaya sürerken de çok iyi strateji sergiledi. Apple'dan birkaç hafta önce yeni ürününü Kickstarter üzerinden duyuran Pebble, böylece pazarın sessiz olduğu bir anda dikkati çekmeyi başarmıştı. Üstelik ürünü Kickstarter üzerinden piyasaya sunmaları da onların kitlenin dikkatini çekmesini kolaylaştırdı.
Apple'ın Watch lansmanında ise nefeslerini tutup beklediler. Apple'ın fiyatlar, özellikler ve pil ömrü konusunda yaptığı açıklamların ardından zarlar istedikleri gibi gelmişti ve Pebble Time'a olan ilgi devam etti. Hatta Watch lasmanının ardından Pebble Time için önsipariş verenlerin sayısı günlük bazda 3 kat artmış. Bunun iki sebebi var. Birincisi elbette Apple'ın milyonlarda heyecan yaratan lansmanı. Günümüzün en ilgi çeken markası olan Apple dokunmatik ekranlı akıllı telefon ve tablet pazarını da canlandırmayı başarmıştı. Apple Watch'un gelişi de akıllı saat pazarına olan ilgiyi artırıyor ve insanlar Apple'ın ürününü almasa bile bir akıllı saate ihtiyaçlarını olduğunu düşünmeye başlıyor. Bu anlamda daha uygun fiyatlı olan ve tüm cihazlarla uyumlu çalışabilen Pebble Time iyi bir alternatif haline geliyor. İkinci seçenek ise Pebble Time'ın pil ömrü. Apple bile henüz bir kol saatine sığacak pil ile LCD ekranı bir günden fazla idare edemiyor. Pebble Time'ın e-ink ekranı ise çok etkileyici bir görüntü kalitesi sunmasa da 3-4 günlük bir pil ömrünü mümkün kılıyor. Üstelik eğer iPhone'a bağlı bir kullanıcı değilseniz, farklı markaların akıllı telefonlarıyla uyumlu çalışabilen Pebble Time daha mantıklı hale geliyor. Pebble, Time için istediği rakamı (500 bin dolar hedeflemişlerdi ama 19 milyon doları geçtiler) çok kısa sürede elde etmişti. Şimdi ise hem imajlarını kuvvetlendirdiler hem de çok önemli satış rakamlarına (yaklaşık 76 bin) ulaştılar. Bu pazarda birkaç yıl içinde neler olacağını bilmek güç. Fakat Pebble, bir sonraki modelini üretip yeni bir hamle yapabilecek kadar sağlam durmayı başardı.