Giyilebilir Teknolojiler Nereye Gidiyor?
Giyilebilir teknoloji pazarı yeni doğmuş fakat büyüyen bir pazardır. Şu an pazarda yaklaşık 160 adet birbirinden farklı giyilebilir cihaz bulunmakta olup IDTechEx’in tahminlerine göre bu pazar önümüzdeki 10 yıl içerisinde 70 milyar dolarlık bir değere ulaşacaktır. Pazar payının büyümesine karşılık giyilebilir teknoloji pazarına henüz limitli bir bakış açısıyla yaklaşılmaktadır.
Giyilebilir demek ne demektir?
Sektörde giyilebilir cihazların ne olduğu ve hayatımızda ne gibi bir rol oynayacağı konusunda kafa karıştıran pek çok tartışma bulunmaktadır. Örneğin askeri alanda kabuk oluşturan uygulamalarla sporda kullanılan giyilebilirin anlamı bileğinize taktığınız bir cihazdan çok daha fazlasıdır. Ve bu teknolojiler yalnızca insanlar için değildir.
Örneğin Tokyo ve Osaka üniversiteleri iş birliği ile geliştirilen ve böcekler üzerine yerleştirilen yakıt hücresi bir felaket anında insanların ulaşamayacağı yerlerde araştırma ve kurtarma faaliyetleri için kullanılabilir. Ütopik gibi görünse de böceklerle uçan sensörlerin şekillendireceği kablosuz ağlar, çeşitli ilginç yetenekler oluşturabilir ve giyilebilir kavramının ne olduğunun yeniden sorgulanmasını sağlayabilir.
Neden şimdi?
Teknoloji her 10 yılda bir 100 kat daha küçülmektedir. 80li yıllarda herkes ayrı bir müzik çalar, telefon ve hesap makinesi kullanırken bugün tüm bu yetenekleri tek bir cihazda yanımızda taşıyabiliyoruz. Mikroskobik sensörlerdeki ve bilgisayar büyüklüğündeki değişimlere bakacak olursak, internetle ve mobille ilgili inovasyonların ve olasılıkların henüz ne kadar başında olduğumuzu görebiliriz.
Giyilebilir 2.0
Bugün pazarda olan giyilebilir cihazların çoğu bize “ne yapmamız gerektiğini” söylemek yerine “ne yaptığımızla” ilgili veri toplamaktadır. Piyasadaki giyilebilir cihazlara bakacak olursak neyi nasıl yaptığımıza odaklandıklarını görebiliriz. Örneğin bugünkü bir bileklik vücudumuzun hareket ettiğini algılarken kandaki şeker seviyesi ya da tansiyon gibi biyolojik sürecimizle ilgili herhangi bir bilgi verememektedir. Bu gelişmelerin olabilmesi için:
Aygıtlar vücudumuzla temas etmeli
Dünyayla bağlantı kurmalı
Bilgiye dayalı içerik üretmelidir.
Temas
Giyilebilir aygıt insan bedeni ile temasa geçmeden, onun hakkında yeterli bilgiye sahip olamaz. Örneğin Google diyabet hastalarının kanındaki şeker oranını kontak lens aracılığıyla ölçebilmek için yeni bir metot denemektedir. Çünkü lensler gözyaşı üzerinden anlık şeker seviyesini ölçebilecek kadar insan vücuduna temas etmektedir.
Bağlantı
Bağlantıların domine ettiği bir dünyada yaşıyoruz. Dünya popülasyonunun yaklaşık %90’ı kablosuz bağlantı kurmaktadır. Cisco VNI’in tahminine göre mobil cihazların sayısı bu yılın sonunda dünyadaki insan sayısını geçecektir. Bağlantı türlerindeki artış yalnızca kullanıcılara yeni yetenekler sağlamakla kalmayıp, giyilebilir aygıtlardaki zekanın artmasını da sağlayacaktır.
İçerik
İnternet temel bir bağlantıdan evrimleşerek dijital ekonomiye ve çevremizi sarmalayan sosyal ağ deneyimlerine dönüşmüştür. Geleceğin interneti yalnızca insanlarla ve süreçlerle bağlantı kurmanın ötesine geçerek doğru insanlarla, doğru süreçlerle, doğru veriyle bağlantı kurmak anlamına gelecektir.
Bu gelişme günümüz yeteneklerinin yerini almayabilir ama günümüz içeriklerini zenginleştirecektir. Günümüzde mobil veri, uygulama ve hayatımıza sızan diğer cihazlarla yaşanan bağlantı patlaması dramatik bir değişime ihtiyaç duyacak ve bu değişim son kullanıcı deneyimini değiştirecektir. Farkındalık yeteneği olan giyilebilir cihazlar doğru içerik, doğru zaman, doğru insan ve doğru formatı oluşturacak farkındalık stratejisinin önemli bir parçası olacaktır.
Artan temas, bağlantı ve içerikle birlikte giyilebilir teknolojiler; bireylerin, kurumların ve devletlerin kararlarını şekillendirmede ve yenilikleri tetiklemede bütünleşik bir parça haline gelecektir.
Kaynak: