Girişimlerin ihtiyacı geleneksel pazarlama müdürü değil...
90'ların sorunda internet balonu şiştiğinde, şirketler büyümek için rakiplerinden daha fazla kazanmaları ve pazarlamaya daha çok yatırım yapmaları gerektiğine inanıyordu. Bu strateji Yahoo, eBay ve Amazon gibi birçok internet şirketini başarıya ulaştırdı. Öte yandan, bu üçlü ile aynı dönemde pazarlamaya milyonlarca dolar harcayan birçok internet şirketi de artık faaliyet göstermiyor. İsimleri, birkaç eski hayranının sayesinde forumlarda ya anılıyor ya da anılmıyor...
Bugünün Silikon Vadisi'nde, daha çok kullanıcı veya müşteri kazanmak için para harcamak nihai bir zorunluluktan ziyade son çare olarak ele alınıyor. En çok ve en hızlı büyüyen olmak için, dev firmalar ürün ve hizmetlerine birbiri ardına yeni özellikler ekleyerek, yeni kullanıcıları hızlı bir şekilde aktif kullanıcılara dönüştürmeye odaklanıyor. İşte bu bir growth hacking örneği; yaratıcı mühendislik ile empati gözlüğüyle yapılan veri analizinin ideal bir birleşimi. Süreç çok basit; veri analizi ile ihtiyacı kavra, yaratıcı mühendislik ile ortaya çıkar, test et, sun ve doğru özelliklerle sürekli zenginleştirerek, halihazırda satılmış olanı kuvvetlendir. Kullanıcıları aktifleştirmek ve sadıklaştırmak için yapılabilecek en ideal hamle growth hacking'den başka bir şey değil. Çoğu firma, büyümek için harika bir ürün veya hizmet yapmanın tek başına yeterli olmadığını veya 90'larda olduğu gibi kasadan çıkartacakları parayla bunu başaramayacaklarının farkında.
Twitter, LinkedIn, Dropbox ve Instagram gibi şirketler yüz milyonları aşkın aktif kullanıcı sayılarına ulaştılar. Facebook'un aktif kullanıcı sayısı ise 1 milyarın üzerinde gösteriliyor. Bu şirketler nasıl böyle büyüdüler sanıyorsunuz? Sıradan reklamlara ödedikleri paralar sayesinde mi? Kesinlikle hayır. Geleneksel yöntemlerle para karşılığında reklam vermek yerine, kullanıcılarını ürünlerini daha da fazla kullanmaya ve ürün hakkındaki görüşlerini arkadaşları ve iş arkadaşları ile paylaşmaya teşvik eden özellikler geliştirdiler. Pahalı televizyon reklamları yerine, YouTube ve Twitter'da hızla yayılan, paylaşım rekorları kıran videolar yaptılar. Tüm potansiyel müşterilerine CD'ler göndermek yerine, Google'da onlarınkine benzer bir ürün veya hizmet arayan kişilerin işini iyi bir SEO çalışmasıyla kolaylaştırdılar.
Yukarıda saydığımız firmaların her birinde, işleri yalnızca growth hacking stratejileri geliştirmek ve uygulamak olan kalabalık departmanlar bulunıyor. Müdürler, analistler ve PR'lardan oluşan geleneksel pazarlama departmanının aksine, growth hacking ekibi mühendislerden, tasarımcılardan, ürün müdürlerinden ve veri uzmanlarından oluşuyor. Tek hedefleri büyümeyi yakalamak olan bu insanlar, sürekli olarak kullanıcılarını nasıl kendi ürünlerini pazarlar hale getirmek olduğunu bulmak için çalışıyor. Ürün ve hizmetlerin YouTube, Facebook, Twitter, Vine, Instagram ve diğer sosyal ağlar yoluyla nasıl popüler olduklarını anlamak için kafa patlatıyorlar ve ardından kendi ürün ve hizmetlerini edindikleri bilgiler ışığında geliştiriyorlar. Bu konuda uzmanlaşmak için, Facebook'un en yoğun olduğu saatlerden, hangi saatin tweet atmak için en doğru olduğuna ve hatta e-postaların nasıl kullanıcıları etkileyeceğine kadar birçok yorumlanması güç teknik anlayışa sahip olunması şart.
Bir ürün veya hizmetin sunulduğu ilk günlerde büyüme yolunun bulunması hayati önem taşıyor. LinkedIn bunun harika bir örneğini bize göstermişti. Sosyal ağ ilk açıldığında, Reid Hoffman 1000 ünlü iş bağlantısını LinkedIn'e davet ederek, domino etkisi yaratmayı başardı. Dropbox'ın da zeki bir hamlesi olmuştu; davet ettiği arkadaşı servisi kullanmaya başlayınca, kullanıcılara ekstra depolama alanı vererek kullanıcı sayısını katladı.
Günümüz girişimlerinin en ihtiyaç duyduğu işe alımların başında, büyümeyi her yönüyle anlayabilen ve artık growth hacker dediğimiz bu kişiler geliyor. Zaten başarılı girişimlerin neredeyse tümü, bir pazarlama müdürü yerine growth hacker ile çalışarak, ihtiyacımız olan ipucunu veriyor.