Girişimcilikte Günün 24 Saati Akıldan Çıkmaması Gereken 24 Şey
Bu makale BuldumBuldum.com kurucusu Güçlü Gökozan tarafından kaleme alınmıştır.
Bundan 6 sene önce üniversite 1. sınıfa giderken yurt odamdan siparişleri kargolayarak başladığım ve şuan 50 kişilik ekibiyle Türkiye’nin en büyük online hediye sitesi haline gelen BuldumBuldum.com ile girişimcilik maceramda, benim için en önemli olan ve günün 24 saati aklımdan çıkarmamaya çalıştığım 24 maddeyi bir araya getirdim.
1. Girişimci olmayı gerçekten isteyip istemediğinize karar verin. Girişimcilik mesleklerin en zorlusu ve en streslisi. Başkalarının ağız kokusunu çekmeyeyim ya da kendime daha cok zaman ayırayım diye girişimci olmayı düşünüyorsanız mutluluğunuz için en baştan girisimci olmayın derim. Çünkü bu işin ne saati var, ne doğru dürüst bir tatili, ne de düzenli bir hayatı. Girişimciliğe adım attığınızda, 2 günlüğüne tatile kaçıp denize girerken bile iş düşüneceğiniz bir ruh haline giriyor ve o en rahat ortamda bile stres içinde düşüncelere dalabiliyorsunuz. Kurumsal bir firmadan daha rahat bir ortama geçmek için girişimci olmak istiyorsanız girişimcilik bunun için en yanlış meslek.
2. Yapacağınız işe ufak da olsa en hızlı şekilde başlayın. Hep dedikleri gibi, eğer çıkarttığınız ürün mükemmelse maalesef o ürünü çıkarmak için çok geç kalmışşınız demektir. İşe başlamak için koca bir ofisinizin, bir sürü çalışanınızın ve ciddi bir para birikiminizin olmasını bekliyorsanız çok geç kalacağınız garantidir. Üniversite 1. Sınıftayken kurduğum şirketimde ilk kargoları 10 metrekarelik yurt odamdan tek başıma faturasını kesip kargoluyordum, ne zamanki odamda artık adım atılacak yer kalmadı o zaman bir ofise geçtim. İşin ilk ve en zor zamanlarında ihtiyacınız olmayan şeylere para ve zaman ayırırsanız o en zorlu zamanları maalesef atlatamazsınız. Daha sonra bunları yapacak zamanınız da maddi gücünüz de oluyor. Şuan 1000 metrekarelik operasyon merkezimiz ve 6 alışveriş merkezinde şubemizle birlikte 50 kişilik bir ekiple çalışıyoruz.
3. Girişimciliğin belki de en önemli kuralı herşeyden biraz, birşeyi de çok iyi bilmek. Üniversitedeyken tüm arkadaşlarımın garipsediği ve not ortalamamı düşüren, bölümüm olan Endüstri Mühendisliği ile alakasız java dersleri ile yazılım mantığını anlayıp yazılım ekibimizle aynı dilden konuşmanın, yine aldığım alakasız bir ders olan sosyal psikoloji ile crm ve müşteri ilişkilerini daha iyi yapmanın, pazarlama yönetimi dersleri ile en vurucu reklam çalışmaları yapmanın hep çok faydasını gördüm. Kendimi halen daha hakkında hiç fikrim olmadığı konularda geliştirmeye çalışıyorum çünkü hep gördüm ki herşeyden bir miktar bildiğinizde işi tüm yönleriyle görüp konusunda uzmanlaşmış kişilere göre daha iyi kararlar alabiliyorsunuz. Ancak eğer herşeyi az bilirseniz bu da bir yerde yetmiyor, bu sadece sizi genel kültürü iyi olan birine dönüştürüyor. Eğer bildiğiniz tüm diğer şeylerin yanında bir konuda da o alandaki en iyi kişi sizseniz o zaman da diğer konularda bildiğiniz herşey sizi çok daha üst noktaya taşıyor. Bunu aynı bir konuda uzman olmayı 1 sayısına, diğer konulardakini de 0 sayısına benzetebilirsiniz. 0 ların tek başına bir anlamı yok ancak uzman olduğunuz konunun yani 1 in yanına geldiğinde değerinizi ve yeteneklerinizi onlarca katına çıkarabiliyor.
4. Ekibinizi, alanında en iyi kişilerden ve en önemlisi de şirketinizin kültürüne en uygun olan kişilerle kurun. Biz girişimcilerin belki de en çok düştükleri tuzak, kendimizin her konuda çok iyi olduğunu düşünüp diğer ekip arkadaşlarımızı vasat ya da vasatın biraz üstü kişilerden seçmemiz. Maalesef biz girişimciler olarak herşeyi en iyi bilmiyoruz ve ne kadar çalışırsak çalışalım billmemiz de imkansız. Bu yüzden ekibinizi en iyi kişilerle kurun hatta bu kişiler kendi konularinda o alandaki en iyi kişiler olsun. Bu kişilerin sizden iyi olduklarını bilmenin çok önemli iki faydası var, Birincisi onlara içiniz rahat olarak sorumluluk verip kendi işlerinizi delege edebilirsiniz, ikincisi de onları bir ajan gibi kontrol etmek zorunda kalmayıp her yaptıklarına karışmamış olursunuz. Böylelikle de onların kendi gerçek potansiyellerini göstermelerini sağlarsınız. En iyi kişileri ekibinize katmak için zaman ayırın, birçok kişi ile görüşüp şirketinizin yapısına ve kültürüne en çok uyacak kişiyi ekibinize katın. Eğer şirketinize uymayan biriyse o kişinin en iyi kişi olması hiç önemli değil, onu kesinlikle işe almayın. Mesela BuldumBuldum.com olarak en büyük amacımız müşterilerimizi gönderdiğimiz hediyelerle çok mutlu etmek bu yüzden ekibimize yeni arkadaşlar katarken en önemsediğimiz kriterlerin başında onların mutlu ve güler yüzlü kişiler olması. Bu sebeple saçma görünse bile yaptığımız iş görüşmelerinde gülümsemeyen, mutlu gözükmeyen kimseyi işe almıyoruz. Kendisi ve karakteri mutlu ve güler yüzlü olmayan bir kişinin insanları mutlu etme hedefinde olan bir yerde çalışmaması gerektiğini düşünüyoruz.
5. Tezcanlı olmayın, business plan ve benchmarklar ile yapacağınız işi planlı olarak yapın. Girişimcilerin belki de hem en yararlı hem de en zararlı özelliği tez canlı olmaları. Bu tezcanlılığı maalesef yapacağımız işi seçerken ve nasıl yapacağımızı planlarken de yapıyoruz. Eğer yapacağınız işe Business plan yapmadan başlıyorsanız ve dünyadaki en iyi örnekleri yani benchmarkları araştırmadan başlıyorsanız yapacağınız iş ölü doğmaya mahkum. İş planı derken aylarca uğraşacağınız 10 senelik bir plandan bahsetmiyorum ama az da olsa bir zaman harcayarak en azında 3 ila 5 senelik bir plan yapmanız hem işleri doğru kurgulamanıza hem de planınızdaki işleri başardıkça motivasyon kazanmanıza yardımcı olur. İş başladıktan sonra tabii ki iş planınızda önceden planladığınız şeylerin çok yanlış olduğunu görmüş olacaksınız ama hiç sorun değil, iş planınızı belirli aralıklarla revize ederek nerede olduğunuzu ve nereye gideceğinizi çok daha doğru planlamış olursunuz.
6. Fikrinizin çalınmasından korkmayın, doğru kişilerle fikrinizi paylaşıp önerilerini alın. Birçok konferansta tanıştığım ve fikirlerimi almak isteyen girişimci arkadaşlardaki en büyük sıkıntı fikirlerinin çalınacağından korkup onu kimseye anlatmaması. Hatta bir keresinde benimle işi hakkında görüşmek isteyip daha sonra iş fikrini söylemeden fikirlerimi soran bir arkadaş bile ofisime gelmişti. Fikrinizi tecrübeli ve doğru kişilerle paylaşırsanız onlardan daha işe başlamadan çok doğru tavsiyeler ve öneriler alıp işinizi hiç olmadığı kadar iyi başlatabilirsiniz. Fikrinizi baskalarina anlatmaktan çekinmeyin, çalınacağından da korkmayın. Çünkü eğer o işte başarılı olmanızı sağlayacak tek şey sadece fikrin kendisiyse zaten o işe hiç başlamayın. Fikir hiç, uygulama ise herşeydir. Hepimizin aklında güzel bir portre yapmak var, ben çöp adam çizemezken Da Vinci Mona Lisa yı yapabiliyorsa bunun tek sebebi fikir değil kişinin kendisidir. O işe girecekseniz en önemli sebebi sizin veya ekibinizin o işi herkesten çok daha iyi yapacak olması olmalıdır. Eğer o fikri sizden daha iyilerinin çıkıp yapabileceğine inanıyorsanız o fikri bir kenara bırakın ve en iyi yapacağınız fikri bulmaya çalışın.
7. İşe başlarken size yıldırmak isteyenleri, küçük görenleri aldırmayın. Maalesef bazen insanlar sırf kendileri yapamadiklari icin sizin de başarısız olmanızı isterler. Üniversitede okuduğum sırada kişiye özel ürünlerin nasıl yapılacağını araştırmak için Taksimdeki tüm pasajları ve fotoğrafçıları gezerken, o işi hiç yapmamış kişiler daha henüz bir üniversite öğrencisi olmamdan ötürü küçümseyip böyle birşey varsa biz yapardık zaten diyerek kapıları yüzüme kapamışlardı. O zamanlar araştırarak öğrendiğim teknikle şuan sadece kişiye özel Oscar ödülü ve kupalardan ayda binlerce satıyoruz.
8. Odaklanın, alakasız işlerle ya da projelerle uğraşmayın. Bazen biz girişimcilerin en büyük sorunu çok heyecanla birçok projeye atlamamız oluyor. Eğer şuan 2 projeye başladım 3 tane de yolda diyorsanız bilin ki o 5 inden de hayır gelmeyecektir. Savaş Sanatı nın ünlü filozofu Sun Tzu ya göre Kamutanlığın en büyük meziyetlerinden biri düşman güçlerinin birleşmesini engellemektir. Kendi kendinizin düşmanı olmayın ve tüm gücünle bir konuya yoğunlaşın. Bu şekilde fethedilemeyecek kale, kazanılamayacak başarı kalmayacaktır.
9. İşe ilk başlarken de daha sonraki yıllarda da hep B ve C planlariniz olsun. İşler istediğiniz gibi gitmezse nasıl ayakta duracağınızı ve nasıl büyüyeceğinizi yedek planlarla kurgulayın. Planlama yaparken her zaman kötü, orta ve iyi olarak 3 farklı senaryoya göre bütçenizi, nakit akışınızı, büyüme planlarınızı yapın.
10. Nakit akışınızı herseyin üstünde tutun. Kar ve ciroyu azaltıp arttırarak işinizi bir şekilde ayakta tutabilirsiniz ama eğer nakit akışınız bir gün aksarsa yarına devam edemeyebilirsiniz. O yüzden günlük, haftalık ve aylık olarak ne kadar gelirinizin ve giderinizin olduğu, ne kadar working capital gerektiği gibi konularda her zaman titiz olun.
11. İşiniz küçükken ve işin başındayken dahi işinizi hep çok büyük olacakmış gibi kurgulayıp ona gore adımlar atın. Çünkü bazen işin başında yaptığınız yanlış bir kurgulamayı işin devamında değiştirmeniz ya çok maliyetli ya da imkansız olmaktadır. Biz internet işinin yanında perakendeye girmeye karar aldığımızda ve Capitol de küçücük bir stand açtığımızda perakende devleri Sarar, Chico, Polo Garage gibi firmaların kullandığı Nebim stok takip sistemini kurduk. Şuan 6 şubemiz var ve bir sene içinde bu sayı 20 ye ulaşacak, bunu yaparken başta almış olduğumuz doğru karar sayesinde çok kolay şekilde sistemimiz hazır olarak büyüyoruz. Eğer ilk şubemizi açarken kapasitesi Küçük bir Satış program alsaydık şuanda hem sistemi değiştirmek çok daha maliyetli olacaktı hem de çok uzun bir süre gerektirecekti.
12. Ortak alacağınız kişileri seçerken önem gösterin. Ben işime ortaksız başladım ama hem babamdan hem de yakın arkadaşlarımdan hep gördüm ki ortağınızı doğru seçmeniz ortaklı bir şirketteki en önemli konu. En iyi arkadaşınız çoğu zaman en iyi ortak adayınız olmayabilir. Dışarıdan bir göz olarak çevremdeki tüm iyi ve kötü ortaklıkları gözlemledim, bana göre ortağınızı seçerken ortakların herbirinin işin farklı bir tarafını üstlendiğine ve enazından işi sizin kadar sahipleneceğine emin olmanız bence en kritik konular. Ortağınızın işinizin ilgilendiği kısmında sizden daha iyi olduğuna emin olursanız ortaklığınız daha sağlıklı yürüyor. Bu ortaklık sorunlarını işin başında çok iyi şekilde düşünüp eğer varsa çekincelerinizi en başından gidermeye çalışın. Çünkü işin başında aklınızda “acaba mı” diye duran ama tam olarak sorun olarak görmediğiniz şeyler iş başladıktan sonra size batmaya başlayabilir, bu da maalesef ortaklığınızın bitip para ve prestij kaybetmenize sebep olabilir. Yakın zamanda bazı medya önündeki örneklerle gördük ki; hayatınızın bir yerinde yanlış bir ortakla iş yapmış olmak, ortaklığın bitmesinden yıllar sonra bile her iki ortağın da prestij kaybedecek şeyler yapmasına sebep olabiliyor.
13. İşinizin ve şirketinizin her bölümüne ve her aşamasına her zaman hakim olun. En çok hangi ürünü satıyorsunuz, geçen ayki cironuz ve karlılığınız ne, en karlı ürünleriniz hangileri, en iyi tedarikçileriniz kimler en büyükk müşterileriniz kim gibi basit sorulara akıldan yanıt veremiyorsaniz işinizi maalesef yeteri kadar sahiplenmiyor ve üzerinde çalışmıyorsunuz demektir. Bunun dışında başarının ayrıntılarda gizli olduğunu unutmamak gerek. İşinizle alakalı spesifik ve detaylı bilgileri sürekli gözlemleyip öğrenmeye çalışmak gerekiyor. Depoda paket yapan ve hatta gün içinde hiç görmediğiniz ekip üyeniz kaç dakikada bir paket yapabiliyor, nerelerde sorun yaşıyor, nelere ihtiyacı var gibi şeyleri bilmez ya da araştırmaz iseniz ne maliyet analizi yapabilir ne de iş geliştirme üzerinde çalışabilirsiniz. Çok yoğun olsanız dahi ayda bir kez kısa bir süre için dahi olsa call center a geçip müşterilerinizin sorularını cevaplamak, bazen depoya inip paketleme yapan ekibinize yardımcı olmak hem işin iç yüzünü daha iyi görmenize ve sorunları çözmenize çok yardımcı oluyor.
14. Sürekli kendinizi geliştirin. En iyi üniversiteyi bitirip en iyi doktorayı yapmış da olsanız bir girişimci olarak sürekli seminerler, kitaplar ve makaleler ile kendinizi geliştirmeye çalışın. Günümüz internet dünyasında herşey çok hızlı değişiyor, bazen bir gün bile bildiklerinizin tümünün değişmesine yetebiliyor. Sürekli öğrenen ve kendini geliştiren bir girişimci olursanız hem rakiplerinizden hep daha ileride olursunuz hem de başarıya daha çabuk ulaşırsınız.
15. Değişimden korkmayın. Tüm şirketlerde ve kişilerde gözlemlediğim ve kendi işimde de üstesinden gelmek için uğraştığım en önemli şeylerden biri her zaman değişimden korkup direnç göstermemiz. Yeni bir prim sistemi, yeni bir muhasebe programına geçecekken bir bakmışsınız ekibiniz bir anda yararlı olduğu çok bariz olan o yeni şeyi hiç istememeye ve kötülemeye başlamış. Sürekli o yeni şeyin kötü özelliklerinden yakınmaya başlamış. Oysa biraz inat edip yeni şeyi devam ettirmeye çalıştığınızda bir de görürsünüz ki o yakaran kişiler şimdi artık ona alışıp işlerini ne kadar kolaylaştırdığını anlatıp onu öve öve bittiremez olmuşlar. İlk anda yakarışlara aldınıp yeni ama çok yararlı şeyi rafa kaldırdığınızda neleri kaybedebileceğinizi düşündünüz mü? Maalesef hepimiz yeniliklerden ve değişimden korkup sürekli eski düzeni devam ettirmeye meyilliyiz, bunu yaparken de birçok fırsatı kaçırabiliyoruz. Değişimi korkulacak birşey olarak değil, işinizi büyütmek ve geliştirmek için çok güzel bir fırsat olarak görmek gerekiyor.
16. Kendi hatalarınızdan ve hatta mümkün olduğunca kendiniz yapmadan daha önce benzer hataları yapmış kişilerin hatalarından sürekli ders çıkarmaya çalışın. Kendinizin hata yapması o konuyu çok iyi öğrenmenizi sağlar ama size çok pahalıya mal olabilir. Eğer başkalarının hatalarından da öğrenebiliyorsanız çok şanslısınız demektir çünkü bedava tecrübeler kazanırsınız. O yüzden kendi adıma biyogrofileri çok yararlı bulup çokça okumaya çalışırım. Üstelik sadece iş dünyası yerine diğer kişilerin biyogrofileri de işinize çok yarayabiliyor. Napolyonun hayatını okuyup Avrupa’nın çoğunu fethettikten sonra Avrupa’da kurduğu kendine bağlı devletlerdeki gücünü pekiştirmeden St Petersburg’a saldırması hatasını okuyup, başarılı giden şirketinizde henüz mevcut pazarınıza tam hakim olmadan diğer yeni pazarlara girmemek gibi benzer ve çok güzel tecrübeler ile stratejiler edinebiliyorsunuz.
17. Bir işi o alanda yapan en iyi kişi olma hedefinde olun. İkinciliği bile hedefliyorsanız orada sorun var demektir. SEOda, adwordste, ürün kalitesinde, hızlı gönderimde rakiplerinizin kat kat önünde ve her zaman en iyi olmaya çalışın. Unutmayın, pazarlama araştırmalarına göre müşterileriniz ilk 3 marka dışında neredeyse hiçbir markayı hatırlamıyor. Eğer 1. olmak için uğraşmazsanız ilk 3 te bile olamamanız çok muhtemel.
18. Hem müşterilerinize hem de rakiplerinize karşı etik ve ahlaki kuralları herşeyin üstünde tutun. Biraz daha fazla kazanmak için sağlıksız ya da orijinal olmayan ürünleri müşterinize sunarsanız belki bugün ona kanan müşterilerden çok kazanabilirsiniz ama ileride kazandığınızın mislini kaybedeceğiniz garanti. Biz kurulduğumuz günden beri BuldumBuldum.com da dünyada çok popüler olmuş ancak Türkiye’de olmayan en ilginç ürünlerin sadece orijinallerini ve tüm sağlık kontrollerinden geçenlerini sattık. Bu yüzden ürünlerimizin maliyetleri ve fiyatları bazen fırsat sitelerinden y ada Tahtakale deki kopya ürünlerden yüksek kalsa da müşterilerimiz bizim ne kadar titiz ve mükemmeliyetçi olduğumuzu görerek hep bizi tercih etti. Bu yüzden fiyatı yüksek orijinal ürünlerimiz, fiyatı bizimkinin çok altında olan kopya ürünlerden kat ve kat fazla talep gördü. Müşterilerimiz bizi herkese tavsiye etti ve birçoğu tüm hediye alışverişlerinde sadece bizi kullanmaya başladı. Eğer müşterileriniz, iş partnerleriniz ve hatta rakipleriniz bile arkanızdan etik ve ahlak konusunda iyi şekilde konuşup saygı duyuyorsa bu bence sonsuz paradan çok daha değerli. Prestiji ve saygınlığı paraya tercih etmek iş dünyasında olabilecek en kötü şey. Paranız biterse prestijiniz ve saygınız ile çok kısa zamanda tekrar kazanabilirsiniz ama prestijiniz ve saygınlığınız yok olursa bunları hiçbir parayla satın alamazsınız.
19. Müşterilerinize kulak verin, herşeyi en iyi sizin veya ekibinizin bildiği konusunda inatlaşmayın. Bazen sitenizin tasarımı bazen de sitenizdeki ufak bir butonun nerede olması gerektiği konusunda bile ekip içinde saatlerce tartıştığımız zamanlar oluyor. Bu konu derinleşmeye başladığında benim en hızlı şekilde tepkim en iyi alternatifleri seçip müşteriye bırakmak oluyor. Bunu ürün seçimimizden satış prensiplerimize kadar herşeyde yapıyoruz. Her zaman müşterilerinizi gözlemleyip onların nelerden daha çok hoşlandığını bularak sunmak, sizin doğru olduğunu düşündüğünüz şeyden çok daha önemli.
20. Networking’e önem verin, networkünüzdeki kişilerle tecrübelerinizi karşılıklı olarak paylaşın. Bazen doğru insanlarla daha önceden iş yapmış olmak veya onları tanımak hiç olmadık kapıları ardına kadar açabiliyor. İş dünyasında çevre oluşturup doğru kişilerle tanışmak ve bilinçli bir şekilde networking yapmak çok önemli. Bunun dışında yakın iş çevrenizle tecrübelerinizi paylaşıp onlardan öğrenmek paha biçilemez. Maalesef kitaplar ve röportajlar sadece iyi ve başarılı şeyleri yazıyor, iş dünyasındaki dostlarınız size gerçekleri, başarılı ve başarısız tecrübelerini tüm içtenlikleri ile anlatabilir, size çok şey katabilir.
21. Müşterilerinizin memnuniyeti konusunda takıntılı olun, eğer siz bu konuda takıntılı olursanız müşterileriniz de hep sizin markanızı kullanma konusunda takıntılı olurlar. Sorunu olan müşteriye fırsat gözüyle bakıp en iyi şekilde memnun edin. Şundan emin olabilirsiniz ki sizden bir ürün alıp da sorun yaşamayan bir müşteriniz zamanla sizi unutabilir. Ama eğer sorun yaşayan bir müşterinizin sorununu en hızlı ve en iyi şekilde çözme fırsatını iyi değerlendirirseniz o müşteriniz sizi hayatı boyunca unutmaz ve her fırsatta sizden sipariş vermeye ve tüm çevresine sizi mükemmel şekilde anlatmaya başlar. Biz BuldumBuldum.com da müşterilerimizin sorunları konusunda ciddi anlamda takıntılıyız, Facebook sayfamıza ya da email adresimize kargo gibi bizden kaynaklanmayan bir sorun mesajı geldiğinde bile alarma geçip anında müşterimizin sorunlarını çözüyoruz. Ne kadar işim olursa olsun ve müşterimizin sorunu ne kadar ufak olursa olsun tüm müşterilerimizin sorununun çözülüp çözülmediğini bizzat tek tek kontrol ederim. Ekibimiz de çoğu zaman yoğunluktan yemek yemeye bile vakti olmayan biri olarak benim, sorun yaşayan müşterilerimizin sorunlarının çözülüp çözülmediğini o iş yoğunluğunda tek tek kontrol ettiğimi görünce en üst derecede hassasiyet gösterip müşterilerimizin şok olacağı hızda sorunu çözerler. Bu sorun çözme konusunda müşterilerimizden o kadar hayret dolu ve müthiş teşekkür mesajları alıyoruz ki, bazen kargonun siparişi götürürken ürünü kırmasına ve sorunu çözmek için bize fırsat vermesine mutlu olduğumuz zamanlar bile oluyor J (Düğününde uçurmak için Dilek Feneri adlı ürünümüzü sipariş veren bir damat adayı müşterimiz kargo firmasının geç teslim edeceğini bize bildirmesinden sonra ücretsiz olarak ikinci Dilek Fenerleri paketini kurye ile düğün yerine teslim ettik. Bu yaptığımız karşısında şok olan ve çok sevinen müşterimiz kendi düğününde mikrofu alıp tüm davetlilere sitemizden alışveriş yaparlarsa her zaman müşterilerinin yanında olduğumuzu anlatıp sitemizin reklamını tüm davetlilere yaptığını öğrenince inanılmaz mutlu olmuştuk.)
22. Hukuk, muhasebe, vergi, gümrük (ithalata dayalı bir işiniz varsa) konularında çaylak bir avukat ya da çömez bir muhasebeci gibi bilgili olmaya çalışın. Bu konuda kendinizi geliştirmeyi sadece üniversite ile sınırlamayın, sürekli eğitimlere ve seminerlere katılarak güncel uygulamaları öğrenmeye çalışın. Bugün bir vergi eğitimine vereceğiniz 100 TL gözünüzde büyürse yarın bunun zararları size 1 milyon TL olarak geri dönebilir. Bu konularda bilgili olarak hem herşeyi kurallara ve kanunlara göre yapıp geleceğinizi garanti altına almış olursunuz hem de sizin bilgili olduğunuzu gören muhasebecinizin gözünde saygı kazanıp onların da işlerini daha iyi yapmalarını sağlayacak etkiye sahip olmuş olursunuz.
23. Yaparken en mutlu olacağınız işi bulup onu yapmaya çalışın. Girişimcilik maalesef dikenli tellerle dolu bir yol, çoğu zaman bırakın koşmayı emeklemeye çalışırken bile bu dikenli teller her yerinize batıp sizi çok zor durumda bırakıyor. Bazen öyle bir an geliyor ki tüm sorunlar üstüste geliyor ve istesem olmaz diyeceğiniz şekilde zor durumda kalabiliyorsunuz. Bu en zor anlarda dahi sizi girişimcilik maceranızda mutlu edecek ve pişman olmanızı engelleyecek şey yaptığınız işi sevmeniz oluyor. O yüzden sırf daha çok para getirecek diye asla yapmak istemediğiniz bir işe girmeyin, unutmayın ki kötü günün akşamında herkes uyurken işiniz ve siz başbaşa kalıyorsunuz, başbaşa kaldığınız işin hep sizi mutlu edecek bir iş olduğuna emin olun.
24. Ne olursa olsun yılmayın, hedeflerinizi belirleyin ve onun için sonuna kadar savaşın. Sabah ofise gittiğinizde o gün cebinizdeki paranın 10 katı ödemenizin olduğunu, en iyi çalışanlarınızın sizi yüz üstü bırakıp rakip firmaya gittiğini, en iyi müşterinizin artık sizinle çalışmak istemediğini öğrendiğinizde emin olun ki bunları çalışarak ve inanarak zor da olsa bir şekilde atlatacaksınız. Eğer idealleriniz belliyse ve bunun için tüm gücünüzle çalışıyorsanız günün sonunda başarılı olacaksınız. En zor zamanlarda hep doğruluğuna tanık olduğum ve aklımdan hiç çıkarmadığım bir sözü siz de hep aklınızda bulundurabilirsiniz:
“Nereye gittiğini bilen insana yol vermek için Dünya durup kenara çekilir ve ona yol verir.”
BuldumBuldum.com Kurucusu