Girişimciliğin keşfetme fazı
Bu yazı Maxwell Wessel'in Medium'de yayımladığı ''The Discovery Phase of starting up'' isimli makalesinin Türkçe çevirisidir.
Risk sermayesi oldukça açık bir endüstri. Günün sonunda, bir risk sermayecisinin amacı ortakları adına para kazanmak. Bir risk sermayecisi bu konuda başarılı olursa, ödülünü yeni fonlar ve başarı primi şeklinde alır. Gelmekte olan finansal düşüşün en açık göstergelerinden biri de portfolyo şirketlerinin büyüme metriklerinde gizli olma eğilimi gösterir.
Çoğu risk sermayesi paralı olduğundan – ve finansal metrikler gelecekteki paranın en kolay göstergeleri olduğundan – risk sermayecileri ürün odaklı konulardan daha fazla düzenli olarak büyüme metrikleri hakkında yazarlar.
Bir şirketin kuruluş aşamasında görev almış biri bir iş kurmanın Excel üzerinde modelleme yapmaktan çok daha karmaşık olduğunu bilir. Sadece kazanmayı hedeflediğiniz miktarla başlayamazsınız ve bir operasyon planı dahilinde çalışamazsınız. Önce bir problemi belirlemeli ve bu problemi çözmek için hem karlı hem de ölçülebilir bir yol bulmalısınız. Bunların ikisi de kolay görevler değil.
Geçtiğimiz yıllarda, ben ve iş arkadaşlarımın az bir kısmı büyümeyle alakalı konular üzerinde bir ses kalabalığı olduğunu fark ettik. Yatırımcılar gelişme aşamasına odaklandığından bu sesler bizim iyi anladığımız konulara değindiler. Büyüme oranları, marjin profilleri, geri ödeme dönemleri ve daha başka metrikler nasıl görünmeli?
Fakat geriye bakarak, startup yaşamının keşfetme periyoduyla alakalı neredeyse hiç yazı olmadığını söyleyebiliriz. Dolayısıyla biz de bu konuşmalara bu keşfetme periyodunun bir girişimci için ne kadar önemli olduğu ve uzunluğu konularına ışık tutarak katkı yapmak istedik.
Sapphire Ventures’un değerlendirme veritabanına döndük. 50’den fazla genişleme fazındaki işin tarihsel verileri, veritabanı şirketlerin bir düşünceden nasıl halka arz edilebilecek tüzel bir kişiliğe dönüştükleri konusunda bize pek çok bilgi verdi. Beklediğimiz gibi, edindiğimiz bilgilerden bir tanesi bu dönüşümün zaman aldığıydı.
Bu keşfetme dönemini şirketin yıllık geri dönen geliri 2M dolar olmadan önceki dönem olarak belirledik. Bu aşamadan önce, şirketin hala pazar için iş modelini ve ürününü nasıl en iyi şekilde konumlandıracağını bulmaya çalıştığını varsaydık. Bu aşamadan sonra, şirket işe yaradığını düşündüğü yöntemi büyütmeye odaklanıyor.
Bu iki periyot arasındaki fark inanılmaz. Veritabanında tam ortada bulunan şirketin yıllık 2M gelire ulaşması yaklaşık 4 yıl almış. Tam 4 yıl deneme yanılma süresi. Yıllık 24M doları geçen ortalama şirket için bu 8 yıldan daha az sürmüş. İş 12 katından daha fazla büyütmek için 4 yıl.
Her ne kadar veriler şirketten şirkete değişiklik gösterse de, hikaye kabataslak aynı. Ürün pazar uyumunu bulan gelişme dönemindeki şirketler oldukça benzer. Genel daha dar bir aralıkta performans göstermişler. Fakat bir füze gibi hız almadan önce, hepsi oldukça önemli bir gebelik dönemi geçirmiş. Kurucu ekiplerin ve ilk çalışanların işi çözmeye çalıştığı bu evre 18 ay ile 10 yıl arasında değişiklik göstermiş.
Risk sermayecileri olarak, biz genelde yaşlı işleri yargılama eğilimine sahibiz. Biz kuruluş zamanlarına bakarız ve şirketin büyümesinin neden hızlanmadığı üzerine konuşuruz. Yavaş büyümenin sebepleri inanılmaz ölçüde değişiklik gösterebilir:
Bazı şirketler kendi pazarlarının olgunlaşmasını beklemek zorundadırlar,
Bazıları oldukça karmaşık problemlere teknik çözümler bulmakla uğraşırlar,
Bazıları bedava veya destek ürünü üreterek uzun vadede yarışı kazanmalarını sağlayacak bilgileri edinirler,
Gibi …
Bir endüstri olarak, biz takımların pazara nasıl daha iyi uyum sağlayacaklarını buldukları sürede ne yapacakları hakkında yeteri kadar konuşmuyoruz. Biz değerlendirme ve kategorilendirmenin daha kolay olduğu şeylere odaklanma eğilimindeyiz. Umut ediyorum ki startup yaşamının bu periyodunun ne kadar önemli olduğu konusunda açık ve bilinçli olmak konuşmaları birazcık da olsa değiştirebilir. Çünkü startuplar yaşam döngülerinin keşif fazında dikkatli bir şekilde ilerlemezlerse, önlerinde ilerleyecek hiçbir şey yok demektir.