Girişimci Olmak İçin Asla Geç Değil
Bu makale Grupfoni kurucu ortağı Burak Hatipoğlu tarafından kaleme alınmıştır.
Yıllarca Türkiye’nin elle tutulur şirketlerinde çalıştım. 12-13 yıllık Internet tecrübem ile sektörün en eskilerinden biriyim. Hiçbir zaman standart sabah 9, akşam 6 çalışanlarından olmadım. Yaptığım işi, çalıştığım şirketi her zaman için kendi şirketimmişcesine sahiplendim.
Girişimcilik ruhumun uyanması çocuklarımın doğumuyla gerçekleşti. Temel motivasyonum onlara maddi olarak daha güvenli bir gelecek bırakma ihtimali idi. Birde mezar taşıma “girişimciliği denemeden gitti” yazmamaları için. Yoksa Türkiye’nin sayılı şirketlerin birinde, tatmin edici bir maaş ile hayatıma devam edebilirdim.
Şirketimizi kurduğumuzda küçük de olsa yatırımımız hazır bizi bekliyordu çünkü 2010’un ikinci yarısında inanılmaz hızlı bir şekilde büyüyen grup satın alma, halk ağzı ile fırsat sitesi işine zayıf başlamanın herhangi bir anlamı yoktu. Kaşla göz arasında yok olup giderdiniz.
Bütçeniz olsun ya da olmasın, tüm start upların sıkıntıları aynı.
Ama başlangıçta grup satın alma işinde o kadar baş döndürücü bir tempo söz konusu idi ki, genel sıkıntıları gidermek için normalin yarısından daha az zamanımız oluyordu genelde.
Muhasebe altyapısı ve hukuki düzenlemelerde benim tecrübelerimi, birlikte çalıştığımız üçüncü partilerin ustalıkları ile yoğurunca hızla yol aldık.
Yazılım konusu ise gerçek bir kabus. Türkiye’de nitelikli yazılımcı talebi, arzın çok üstünde. Birçoğu zaten çok sağlam işlerde çalışıyorlar ve parayı verseniz bile bir start up ile birlikte yola çıkmak istemiyorlar. “Hisse verseydiniz o zaman” dediğinizi duyar gibiyim ama inanın Türkiye pazarı henüz buna alışabilmiş değil. Denemedik sanmayın.
Bir diğer zorluk ise satış ekibinin oluşturulması idi. Piyasada daha önce bu işi yapmış, “satmış” kimse yoktu. Nasıl ilan verecektik, hangi kriterlere bakacaktık gibi soruların cevaplarını hep kendimiz bulduk.Çünkü yol gösterecek kimse yoktu. Profesyonel bir IK şirketi ile çalışmaya başlayana kadar bu süreci şirket içinde yürüttük. Abartmıyorum 300’e yakın görüşme yapmışızdır.
İş delege etme konusunda çok başarılı biri sayılmam. Delege etsem bile yapılış akışı içinde mutlaka parmağım olsun isterim. Asla “iş bu, bana sadece sonucu bildirirsin” diyen yöneticilerden olmadım. Olmadığım için de çok ama çok memnunum. Acı ama gerçek, siz ne kadar ince eleyip sık dokusanız da, iş kalitesi dört dörtlük olan personel sayısı toplam personel sayınızın %5’ini geçmez. Ödediğiniz ücretle falan ilgili değil bu, şirketini ve işini sahiplenmek insanın içinden gelen bir şey. Şirkette her işi siz herkesten daha iyi bilmek zorundasınız.
Start up ya da değil, iş yaşamında hep asla bitmeyecek bir yapılacak işler listesi vardır. İşlere öncelik vermesini öğrenmeniz şart yoksa bir süre sonra boğulup gidersiniz.
Pazar şartlarının da zorlamasıyla asla küçük oynamadık. Asla “ilk 3” yeter demedik, agresif bir şekilde hep zirveye oynadık. Agresif iş yapmaktan çekinmeyin. Projenin ne olacağı ilk 6 ay sonunda belli olur zaten.
Tüm bu koşuşturmanın, stresin içinde Türkiye ve dünya piyasalarını takip etmeyi unutmayın. Kim satın alma yapmış, hangi şirket kiminle birleşmiş, kim nereden nereye transfer olmuş hepsine hakim olmak zorundasınız.
Tatsız konular ile ilgili kararları hemen alın ve uygulamaya sokun, yarına ertelemenin bir anlamı yok, daha da zor oluyor. Birisinin iş akdini fesih etmeniz gerekiyorsa gerekli işlemler tamamlanır tamamlanmaz hemen yapın. Birisinin iş akdini fesih etmeye karar verdiğinizde ikinci bir şans tanımayın, uygulayın. Bu söylediğimi ben ne zaman yapmadıysam, sonunda üzülen ben oldum. Siz üzüleceğinize başkaları üzülsün. Kolay değil ama işin psikolojik boyutuyla baş etmeyi hemencecik öğrenin.
Hata yaptıysanız dünyanın sonu değil. Neden hata yaptığınızı çözün ve bir daha yapmamaya çalışın. Hesap verdiğiniz kişilere mevcut durum neyse tüm açıklığı ile anlatın. Ikınmanın, sıkılmanın kimseye bir faydası yok. Aynı düşünce tarzını ekip arkadaşlarınıza da aşılayın. Siz onlara karşı açık olun, onlardan da aynı açıklığı bekleyin.
Her zaman için basiretli tüccar olun. Küçük hesaplarla, yalan dolanlarla vakit kaybetmeyin. Grup satın almada neler ama nelerle karşılaştık. Çıktığımız bir sağlıkgüzellik kampanyasında işletmeyi arayıp “biz Ankara’dan bilmem ne bakanlığından arıyoruz o kampanyayı kaldırın” diyenler mi istersiniz, sizin personeliniz olduğunu söyleyip kampanya sözleşmesi imzalayanlar mı istersiniz, hepsini yaşadık.
Dünya da da daha yeni ortaya çıkan bir iş modeli olduğundan hem iş çevresinde, hem özelde “tutmaz bu iş”cilerle uğraşmak ise ayrı bir efor kaynağı oldu hep.
İşin özeti son 2,5 yılda çok ama çok yoruldum. Ama her dakikasında da keşke bu girişimcilik macerasına daha erken atılsaydım dedim.
İşin en garip taraflarından biri de, daha iyi bir maddi ortam sağlamak için yola çıktığım çocuklarımın bu süre içerisindeki büyüme serüvenlerini neredeyse baştan sona kadar kaçırdım. Aşağı tükürsen sakal, yukarı tükürsen bıyık durumları.
Grupfoni Kurucu Ortağı