Girişimci olarak işe nereden başlamalı?
Bu makale Evrim Karahan tarafından kaleme alınmıştır.
Girişimci olmak günümüzde oldukça popüler bir kavram haline geldi. Hemen her gün yeni bir uygulama, yeni bir teknoloji ile karşılaşır olduk. Akşamdan sabaha hızla değişen bir dünya ile karşı karşıyayız. Dünya bu kadar hızlı dönerken fikirleri fırsata dönüştürmeyi hedefleyen taze girişimciler işe nereden başlamalı? Konu ile ilgili quora.com da girişimcilerin paylaştıkları deneyimleri sizler için derledik.
Bir girişimci olarak:
Kendinize güveniyor musunuz?
Fikrinizi ilk defa çevrenizdekilerle paylaştığınızda birçok insan- en yakın arkadaşlarınızdan ailenize kadar - buna kuşku ile bakacaktır. Aralarından bazıları destekleyecek fakat işler kötüye gitmeye başladığında fikrini değiştirecektir. Fikrinizin gerçekten uygulanabilir olduğunu düşünüyorsanız hiçbir olumsuz yorum sizi durdurmasın. Aynı şekilde birileri sizi destekliyor diye bu işe girmeyin. İşler zora girdiğinde tamamen tek başınasınız.
Hata yapmaktan, başarısız olmaktan korkmayın. İdolünüz olan kişiler, şu an hedeflediğiniz yerde olanlar tek denemede bulunduğu yere ulaşmadı. Şu an milyonlarca kez indirilen Angry Birds uygulaması Rovio’nun 51. oyun girişimidir. Eğer 50. denemede vazgeçmiş olsalardı şu an hiç birimiz Angry Birds adını duymamış olacaktık. Girişimci olmak 50 kez başarısız olduğun halde 51. denemeyi aynı tutku ve inançla sürdürebilmektir. 51. denemenizi yapmadığınızda asla o potansiyele ulaşmış olmayacaksınız.
Başarısız olmayı göze alıyor musunuz?
Her şeyden önce şunu unutmayın, başarısız olacaksınız. Bu size çok pesimistik bir yaklaşım olarak görünebilir. Fakat bir çok girişimci bulunduğu yere gelmeden önce pek çok hata yapmış ve başarısız olmuştur. Başarıya giden yolda daha iyi hatalar yapmayı ve ölümcül hatalar yapmaktan sakınmayı öğreneceksiniz.
Girişimcilikte her bir başarısızlığın rolünü ve amacını anlamak gerekir.
İş ve müşteri yönetim süreçlerinizin gelişmesi için hatalar gereklidir.
Vereceğiniz bazı kararlar düşük maliyetli kayıplara neden olacaktır.
Sizi kesin başarısızlığa götürecek kararlardan kaçınmayı öğrenmek bu sürecin en önemli adımıdır.
Seçtiğiniz iş modelinin başarısını ölçen metrikler oluşturmalı ve başarısızlığı olabildiğince erken tespit etmelisiniz.
Hatalarınızı motivasyon aracı olarak kullanın. Onları kontrol etmeyi ve yönetmeyi öğrenin. Doğru bir şekilde değerlendirilmeyen hatalar, seçtiğiniz stratejide her daim bir çatlak oluşturacak ve sizi başarısızlığa götürecektir.
Her başarısızlık bir öğretmendir. Dersinizi ne kadar iyi öğrenirseniz kendinize o kadar rekabet avantajı sağlarsınız. Başarısız olmaktan korkmak bu işe girmemek için en iyi nedendir.
Yeterince dürüst müsünüz?
Her insan bazı durumlarda kendini kandırır ki bu bazen başkasını kandırmaktan çok daha kolaydır. Eğer dünyaya daha dürüst bir şekilde bakarsanız, daha doğru kararlar verebilirsiniz. Kendinizden şüphe duyun. Sonuna kadar her bir detayı sorgulayın. Eğer biri başınıza bir silah dayasaydı hemen fikrinizden vazgeçer miydiniz? Fikrinizle ilgili planlar eğer ki her türlü zor durumla başa çıkmayı başarıyorsa devam edin.
“Hayır” demeyi biliyor musunuz?
İşe koyulduğunuzda her gün yüzlerce farklı fikir aklınıza gelecek ve birçoğunu uygulamak isteyeceksiniz. Her girişimcinin ruhunda dünyayı değiştirecek yüzlerce fikir vardır ve nereye baksa yeni bir fırsat görür. Fakat işinizin yürümesini istiyorsanız odaklandığınız fikir sayısı bir elin parmağını geçmemelidir. Tabi bu da geriye kalan yüzlerce fikrinize “hayır” demeyi öğrenmenizi gerektirir. Göründüğünden daha zor olan bu yöntem performansınızı oldukça arttıracaktır.
Fikriniz olgunlaşırken:
Değişiklikten korkmayın
Hiçbir iş fikri ilk hali sonlanmaz. Süreç boyunca fikrinizi, planlarınızı değiştirmekten çekinmeyin. Bu sizi kararsız ya da zayıf biri yapmaz. Facebook ilk tasarlandığında hedef kitlesi sadece üniversite öğrencileriydi. Başlangıçtaki hedefinizi gerektiğinde değiştirmekten korkmayın. Değişiklikleri ne kadar erken fark ederseniz o kadar yararınıza olacaktır.
Fikrinizi bir başkasına açıklarken zorlanıyor musunuz? O halde değiştirin. İyi bir ürün olabildiğince basit ve sade olmalıdır. Fikir sahibi olarak siz, onu anlatmakta zorlanıyorsanız müşterinin kendiliğinden anlamasını ve almak, kullanmak istemesini beklemek bir mucizeden farksızdır.
Tek fakat güçlü bir odak noktası
Yola çıkarken fikrinizin ne kadar genişleyebilir olduğunu düşünebilirsiniz. Başlangıçta sadece kadınları ya da 18-25 yaş arası gençleri hedef kitlesi olarak belirlerken birden aslında fikrinizin tamamen farklı bir alanda da uygulanabilir olduğunu gördünüz. Burada durup karar vermeli ve tek bir odak noktası üzerine çalışmalısınız. Bunun dışındaki her şeye “hayır” deyin.
İhtiyaç mı tutku mu?
Bir fikir uygulandığında ya ihtiyaç duyulduğu için ya da sevildiği için başarılı olur. İkisinin bir arada olduğu senaryo oldukça azdır. Fikrinizin gerçekten gerekli olduğundan ya da gerçekten bir tutkuya dönüşeceğinden emin olun.
Eğer finans, hukuk gibi sektörel bazda bir hedef kitleniz olacaksa genellikle ihtiyaç duydukları, onlar için gerekli bir ürün tasarlıyor olmalısınız. Bir sektöre girişiminizi anlatırken çok açık ve net bir mesaj vermelisiniz “Bu ürün sizin probleminizi çözecektir ve ben bu alanda en iyisiyim.
Eğer tüketiciler sizin hedef kitleniz ise bu durumda iphone, moda ya da twitter gibi bir tutku uyandıran, sevilen bir ürün ya da hizmet tasarlamalısınız.
Bir yatırımcı olsaydınız
Kendinizi çok parası olan fakat hiç vakti olmayan bir yatırımcı olarak hayal edin. Fikrinizi dışarıdan dinleyen bir yatırımcı olarak nasıl buluyorsunuz? Gerçekten yatırım yapmaya değer mi? Tekrar tekrar sorgulayın. Düşünün, yeterince dürüst müsünüz?
Fikir sizi yeterince heyecanlandırıyor mu?
Gerçek tutku, tüm kuşkuların üstesinden gelir. İşinize olan tutkunuz, heyecanınız bu yolda sizinle beraber hareket edenler için, çalışanlarınız için motivasyon kaynağı olacaktır. İş ortağınız bile vazgeçerken devam edecek enerjiniz ve motivasyonunuz olacak mı? Eğer bu iş sizi o kadar heyecanlandırmıyorsa, bir gün uyanıp neden bu zorluklarla uğraşıyorum, nasıl bir durumun içine düştüm diyebilirsiniz.
Pazarlama aşaması
İşinizin reklamını yaparken hedefiniz insanların fikrini değiştirmek için onları ikna etmeye çalışmak olmamalı. Öyle bir pazarlama çalışması yapın ki insanlar ürününüzü kullanmak için ya da satın almak için kendi kendilerini ikna etsinler.
Logonuz, web sayfanız ve sloganınız müşterinizde bırakacağınız ilk izlenimdir. Eğer birebir satış yapıyorsanız kartvizitiniz de aynı derecede önem taşır. Bu alanlarda uzman değilseniz profesyonel destek alın. Daha düşük maliyetli olacak diye kendiniz yapmaya çalışmayın. İlk izlenim sizin işinize ne kadar değer verdiğinizi ve ne kadar profesyonel olduğunuzu gösterecektir. Bunun için bir servet yatırmanıza gerek yok. Gereksinimlerinizi belirleyin ve önceliklendirin.
İyi bir fikir kendini sattırır, muhteşem bir fikir hem satar hem de kulaktan kulağa yayılır. Zor olanı kötü bir fikri iyiymiş gibi anlatmaya ve satmaya çalışmaktır. Ne yapıyorsanız yapın işinizi basit tutun, ya da değiştirin. Satmayacak bir fikri daha da karmaşık hale getirmek sadece size zarar verir.
En önemlisi
Hayatın diğer alanlarında olduğu gibi bir girişim serüvenine başlarken her anından keyif almalısınız. Takım kurarken, network oluştururken, finansal zorluklarını yaşarken aklınıza gelen her anı deneyimleyin ve eğlenin. Unutmayın olay sadece hedefe ulaşmak değil, bu süreçte kendinizi tamamlamak, bolca öğrenmek ve tadını çıkarmaktır.
Gorsel: www.transitionaldata.com