Girişim Şirketlerinde Pazarlama Nasıl Olmalıdır?
Bu makale Evrim Karahan tarafından kaleme alınmıştır.
Bir girişimci için fikrinin ürüne dönüştüğünü görmek oldukça heyecan verici bir süreçtir. Pek çok girişimci maalesef ürün geliştirme süreci tamamlandığında kendiliğinden müşterilerin kapıya dizileceğini, talebi karşılayamaz hale geleceğini düşünme eğilimindedir. Oysa ki başarılı girişimlerin hikayelerini incelediğinizde, bulunduğu noktaya gelene kadar çok çalışıldığını, ürün geliştirme kadar, hatta bazen daha fazla pazarlama faaliyetine emek harcandığını görürsünüz.
Geliştirdiğiniz ürün muhteşem olabilir, gerçekten büyük kitleleri peşinden sürükleyebilir eğer doğru kanaldan doğru hedef kitleye ulaşıp derdinizi anlatabilirseniz... Eğer bir girişim şirketi iseniz sahip olduğunuz kısıtlı imkanlarla bu süreç daha da zorlu olacaktır çünkü büyük kurumsal firmalar gibi ne pazarlamaya ayırabilecek milyon dolarlık bütçeniz, ne işinin uzmanı olan geniş bir pazarlama ekibiniz ne de yeterli zamanınız vardır.
Pazarlama adına yaptığınız her çalışma - ne kadar küçük olursa olsun - kusursuz bir şekilde planlanmalıdır. Girişim şirketi olarak boşa harcayacak kaynağınız olmadığından her ayrıntıyı planlamak zor da olsa gereklidir.
Girişim şirketinin pazarlamasını yapmak geleneksel pazarlama anlayışından farklı ilkelere dayanır. İşin sırrı doğru kanalları kullanmaktır. Nasıl bir şirketin temelleri doğru atılmalı ise, pazarlama konusunda çalışmaya da doğru planlama ile başlanmalıdır.
Doğru Pazarın Seçilmesi
Her ne kadar geliştirdiğiniz ürünün tüm dünyaya hitap ettiğini düşünüyorsanız da bundan vazgeçin. Ürününüzle ilgilenecek kitle dünya pazarının sadece küçük bir yüzdesini oluşturmaktadır. Eğer bunu göz ardı ederseniz vaktinizi ve paranızı boşa harcamış olacaksınız. Hedef, ürününüzle ilgilenen gerçek pazarı bulup agresif bir şekilde bu pazara yatırım yapmaktır.
Peki bu pazarı nasıl belirleyeceksiniz?
Pazarın büyüklüğü : Lokal bir hizmet mi geliştiriyorsunuz? Sadece çocuklar için ya da sadece kadınlar için bir ürün mü? Seçtiğiniz pazardaki potansiyel müşteri sayınızı hesaplayın.
Gelir düzeyi: Hedeflediğiniz kitle ürününüzü satın alabilecek gelir düzeyine sahip mi?
Rekabet: Pazara sizden önce aynı ürünle giren var mı? Kitle bu ürüne doymuş mu? Sizinle rekabet eden kaç rakibiniz var?
Değer önermesi : Ürettiğiniz değer pazarda yeterince yankı uyandıracak mı?
Anahtar Kelimelerin Belirlenmesi
Net olarak belirlenmiş bir pazarınız varsa anahtar kelimelerinizin listesini oluşturmaya başlayabilirsiniz. Bu anahtar kelimeleri blog yazılarınızda, sosyal medyada ve ürününüzün pazarlandığı web sitesinde kullanacaksınız. Kendinize şu soruyu sorun “Google’da birisi hangi kelimeleri ya da ifadeleri yazarak şirketimi bulacak? ”
Girişiminizi özetleyen 3-5 tane anahtar kelime belirleyin. Bu kelimeler ne iş yaptığınızı özetler nitelikte olsun. Örneğin Markafoni gibi bir alışveriş sitesinin anahtar kelimeleri; online alışveriş, seçkin alışveriş sitesi, ünlü markaların kampanyaları olabilir. Benzer şekilde işinizin yarattığı değeri özetleyen anahtar kelimeler belirleyin. Müşterilerinize yaptığınız girişimle ne öneriyorsunuz?
Püf noktası: Anahtar kelimeleriniz blog kategorileriniz için uygun başlıklar oluşturur.
Birincil anahtar kelimeleriniz ne iş yaptığınızı, nasıl bir değer yarattığınızı özetler. Bu kelimeleri destekleyen ikincil kategori anahtar kelimelere ihtiyacınız vardır. Örneğin içerik pazarlama birincil anahtar kelimeniz ise, alt kategoride kurumsal bloglama, en iyi blog yazma yöntemleri, e-posta pazarlama gibi başlıklar yer alabilir.
Anahtar kelimeleri seçerken Google Adwords Anahtar Kelime Aracını ya da Uber Suggest’i kullanabilirsiniz. Kelime seçerken önemli olan bir diğer nokta ise düşük rekabet fakat yüksek trafik oluşturan kelimeleri seçmenizdir. Diğer bir deyişle Google’a yazılacak ifade herkesçe kullanılan genel ifadeler olmamalıdır. Aramalarda üst sıralara çıkabilmek için rekabeti az, benzersiz fakat hedef kitlenizin yaptığınız işi ararken aklına getirebileceği ifadeler dizisini seçmelisiniz.
Metriklerin Belirlenmesi
Pazarlama faaliyetlerinin ana unsurlarından biri de gerçekleştirdiğiniz faaliyetleri hangi metriklerle ölçeceğinizdir. Yanlış metotlarla faaliyetlerinizi ölçerseniz ne durumda olduğunuzu, gelişme gösterip göstermediğinizi bilemezsiniz. Kendinizi tatmin etmek adına hatalı metrikler seçmeyin. Geçici başarılar sizi yanıltmasın. Girişimciliğin temeli olan kendine karşı dürüst olmak ilkesini elden bırakmayın.
Doğru ve net metrikler belirleyin. Örneğin “Web sitem için bu ay 500 yeni kullanıcı kaydı hedefliyorum” diyebilirsiniz. Bu durumda bir ay süresince siteniz hakkında kim ne demiş takip edin. Ay sonunda hedefe ulaşıp ulaşmadığının kayıtlarına bakın.
İşinizle ilgili her şeyi ölçmeye çalışmayın. Sizi başarıya götürecek doğru kriterleri belirleyin. Eğer hedefiniz şirket olarak Twitter’da gündemde olmaksa sizi hashtag olarak ne kadar kullanıyorlar, yeni bir duyuru yaptığınızda ne kadar süre ilgi çekiyorsunuz, takipçi sayınız ne kadar artıyor ölçmelisiniz.
Püf noktası: Kayıtlarını takip edebildiğiniz metrikler, büyüme oranınızı görmenize olanak sağlar.
Dönüşüm Oranının Ölçülmesi
Bir sonraki aşama şirketinizle ilgili dönüşüm oranının ölçülmesidir. Örneğin yayınladığınız bir haber bülteni ile her ay 100 yeni kayıt alıyorsanız ve dönüşüm oranı %20 bu sizin için muhteşem bir büyüme olabilir. Dönüşüm oranı, ulaştığınız kitlenin % kaçını müşteriye dönüştürdüğünüzün oranıdır. Bu durumda her 100 kişinin 20si size ödeme yapan müşteriye dönüşecek demektir. Eğer dönüşüm oranı %1e yakınsa ve bir bülten yayınladığınızda bununla 100 kişi ilgileniyorsa, 100 kişide 1 kişi o kadar heyecan verici bir büyüme olmayabilir.
Tarih bazlı olarak dönüşüm oranınızı belirleyin. Bir müşterinin yaşam döngüsü süresi içerisinde size ne kadar kazandıracağını hesaplayın. Örneğin 0-3 yaş grubu için bebek bezi üretiyorsanız bir müşteriden aylık ne kadar kazanacağınız ve ne kadar kazanmaya devam edeceğiniz bellidir. Bebek 3 yaşını geçtiğinde müşterinin yaşam döngüsü sonlanmış olacaktır. Eğer bir pazarlama faaliyetinizin size ne kadar kazandırdığını ve daha ne kadar süre kazandıracağını bilirseniz, hedeflerinizi daha net koyabilirsiniz.
Bütçenin Belirlenmesi
Girişim şirketinizin pazarlama bütçesi nedir? Pazarlama stratejilerinize ne kadar harcayabilirsiniz? Girişiminizin en başından bütçenizi ve sınırlarınızı belirlemelisiniz. Daha önceki yazılarımızda da belirttiğimiz gibi ürün ne kadar karmaşık hale gelirse, pazarlanması da o kadar zor olacaktır. Bu yüzden ürününüzü nasıl geliştireceğiniz kadar nasıl pazarlayacağınıza karar vermelisiniz.
Aynı şekilde bu bütçenin ne kadarını hangi faaliyete harcayacaksınız? Eğer bir blog oluşturmanın şirketiniz açısından daha güçlü bir pazarlama aracı olacağını düşünüyorsanız, bütçenizin %40’ını bu kanala yatırabilirsiniz. Ya da bütçenizin %35ini online bir kitap oluşturmaya ve bunu yayınlamaya harcayabilirsiniz. Bütçenizi nasıl böleceğiniz size kalmış. Önemli olan kısıtlı kaynaklarla en verimli sonucu nasıl alacağınızı planlamaktır.
Ürün ne kadar kaliteli olursa olsun, kimsenin haberi olmadığında ölü bir yatırımdır. İşinizin belli bir noktaya kadar geliştirildiğinde kendiliğinden satacağını düşünmeyin. Bir şekilde duyurmanız, pazarlamanız gerekecektir. Doğru planlama ve stratejilerle üstesinden gelinemeyecek iş yoktur. Bu yüzden pazarlamanıza diğer süreçler kadar, hatta daha fazla önem vermelisiniz.
Kaynaklar:
http://blog.kissmetrics.com/ultimate-guide-startup-marketing/
http://marketingbeforefunding.com/2012/12/27/best-of-2012/
http://mashable.com/2013/06/03/marketing-startup/
Görsel: www.omnibeat.com