Girişim fikriniz hiçbir işe yaramaz…
Bir girişimin çıkış noktası elbette o cazip fikri bulmakla ilgilidir. Ancak milyarlarca insanın yaşadığı bu dünyada herkesin aklından o kadar fikir geçiyor ki. Önemli olan harekete geçmek, o yolda emek harcamak, zorluklara göğüs germek.
Girişimcilik yakın zamana kadar ülkemizde çok yaygın görülen bir şey değildi. Kişisel hamlelerle kurulan küçük işletmeler her zaman vardı. Ancak yeni ve farklı şeyleri hayata geçirmek için harekete geçen, bu yolda hayallerini ve kariyerini ertelemeyi göze alan insanları pek sık görmezdik. Özellikle konu başarılı girişimlerden açıldığında ise şunu hep duyardık ‘’bana imkan vereceklerdi, neler yapardım neler!’’. Oysa ki az çok aklı başında olan, toplum içerisinde ortalama bir özgüvene sahip herkes imkanlar müsait olduğunda başarılı olacağına zaten inanır.
Bazıları ise imkanların altın bir tepside kendisine sunulmayacağını bilir. Risk alır, mücadele eder, telefon edip ister, gerekirse kavga eder ve şartları sonuna kadar zorlar. Başarıya ulaşmanın yegâne yolu da budur. Öyle ki o kişiler, ilk başta çok da parlak görünmeyen bir fikirden inanılmaz büyük işler çıkarabilir. MySpace varken Facebook’u kurup inatla çalışan Mark Zuckerberg gibi.
Bugünkü başarı hikayeleri gözlerde parıltı yaratıp bize güzel hayaller kurdursa da belki biraz işin tozlu, kirli ve zorlu yönlerini göz ardı etmemize sebep oluyor. Kimse ilk ekip toplantısında bir ‘’Unicorn’’ olduğunu keşfetmiyor. Belki daha önce defalarca denenmiş ama başarılmamış bir fikri hayata geçirmeye karar veriyorlar, belki de tüm dünyada taksiciliği tümüyle değiştirecek bir proje üzerinde çalışıyorlar. Birçoğumuz o an bu işin bir ‘’çılgınlık’’ olduğunu düşünüp masadan kalkıp gidebilirdi. Ya da birçoğumuz, aklına bu fikir gelmiş olsa bile bugün Uber’i hayata geçiremezdi.
Dolayısıyla artık hiçbir fikir ‘’yer çekimini keşfetmek’’ kadar bariz değil. Başarıya ulaşmanın yolu çok karmaşık, görülmemiş fikirlerden de geçmiyor. Çoğu zaman basit fikirler daha başarılı oluyor. Çünkü onları uygulamak, üzerinde çalışmak daha kolay ve işin %95’i de çalışmakla ilgili.
Yani aklınızdaki fikir işin sadece %5’ini temsil ediyor. Geriye kalan %95’lik kısım ise çalışmak, çalışmak, çalışmak. Hiçbir zaman sadece fikrinize güvenmeyin.