Fiziksel Ortamınızda Sizi Daha Üretken Yapacak 3 Değişiklik
Nerede ve nasıl çalıştığınız ne kadar üretken olacağınızı belirleyebilir.
Ernest Hemingway hiçbir zaman çalışma masasında yemek yemezmiş. Aynı zamanda asla masasında gazete okumaz, telefonda konuşmaz veya mektuplarını açmazmış. Çalışma masasında sadece yazı yazarmış. Hepsi bu.
Mason Currey Hemingway’in yazı sürecinin ayrıntılarını Daily Rituals: How Artists Work’de şöyle anlatıyor:
Hemingway ayakta, göğüs uzunluğunda üzerinde bir daktilo bulunan ve onun da üzerinde bir okuma tahtası bulunan bir kitaplığa bakarak yazı yazardı. İlk örnekleri kurşun kalemle yazan Hemingway, yazısı güzel gidiyorsa daktilo ile yazmaya devam ederdi.
Hemingway, kendine has ortamını yaratmıştı. Yazma zamanı geldiğinde, her gün aynı yere oturur, aynı aletleri aynı şekilde kullanırdı.
Bugün, çoğunlukla dijital olan iş dünyasında zar zor fiziksel çevremizi fark ediyoruz. Bu bir hata. Bizim alışılagelmiş bilinçaltımız yer ve zaman gibi ipuçlarını kullanarak çevremiz hakkında bizden daha fazla bilgiye sahip, ayrıca duyularımız otomatik düşünceleri ve hareketleri tetikliyor. Bunlardan bazıları bizi daha üretken yapmak amacıyla yararımıza çalışıyor. Diğerlerine gelecek olursak aynı şeyi söyleyemeyebiliriz. İşte üretkenliğinizi arttırmak için fiziksel çevrenizde yapabileceğiniz 3 değişiklik.
1. Sadece çalıştığınız bir alan belirleyin
Hermingway için çalışma masası onun sadece yazmaya odaklanmasını sağlayan yerdi. Oradayken çalışıyordu. Orada değilken çalışmıyordu. Bu fiziksel ortamınızda yatan ve sadece bir tipteki mental süreci tetikleyen bir yöntem. Nerede, nasıl olduğumuz ve en iyi çalıştığımız ortamı kurmak bizim elimizde.
Fiziksel ortam bunlardan en açığı ve etkililerinden biri. Zihniniz yaptığınız eylemlerle bu eylemleri gerçekleştirdiğiniz ortamları birleştiriyor. Dolayısıyla, belli bir işi yaparken daha fazla odaklanmak ve dikkat kesilmek istiyorsanız nerede bu işi yaptığınızı bilinçli bir şekilde seçmelisiniz.
Cihazlarımız her şeyi her yerden yapmamızı sağlıyorlar fakat tek bir yerde birden fazla şeyi yapmaya çalıştığınızda, elinizdeki işe odaklanmanız oldukça zor. Eğer yatağınızda çalışırsanız, yatağınızda E-Maillerinizi kontrol ederseniz ve yatağınızda film izlerseniz beyniniz yatağınızı iş, eğlence ve uyku ile birleştirir. Bu da yatağınızda asıl yapılması gereken eylemi zorlaştırır: Uyumak.
Bir başka deyişle, bu tarz bir kodlama, siz bu konuda bilinçli olarak bir şeyler yapmadıkça dünyanızdaki bütün yerler için olacaktır. İşteki masanız, evdeki masanız, koltuğunuz, yemek masanız, arabanız – her biri belli bir tarzdaki düşünce ve tutumları tetikle. Bu da beyninizi farklı şekilde çalışmaya zorlar.
Dolayısıyla, bu tetikleme durumundan olabildiğince faydalanmak en akıllısıdır. Örneğin, eğer yaratıcı fikirler bulmak için beyin fırtınası yapıyorsanız bunu genelde E-Maillerinize cevap verdiğiniz ve projelerinizi yönettiğiniz yer olan masanızda yapmak yerine, bilgisayarınızı toplayın veya elinize bir kalem ve kağıt alın ve beyin fırtınasını başka bir yerde yapın. Daha fazla enerjiye sahip olan, konforlu ve üretkenliğinizi arttıracak elementlerle çevrili bir yere gidin. Yakındaki bir bank veya manzarası olan bir ofis seçebilirsiniz.
Eviniz ve ofisiniz çevresindeki farklı yerleri deneyin. Beyin fırtınası yaptığınızda yeni düşüncelerin hızlıca aklınıza geldiği bir yer bulursanız, oraya tekrar gidin ve sadece o işin yapın.
2. Doğru müziği seçin
Ses ipuçları belki de göreve göre atayabileceğiniz en kolay elementler. Genellikle fark etmeyiz, fakat çevremizdeki sesler de aynı zamanda üretkenliğimizi etkiler.
Örneğin, gelen kutunuzdaki bütün E-Mailleri temizlemeye çalışırken, monitörünüzün etrafındaki bütün dağınıklığı toplayın, kulaklığınızı takın ve sadece belli bir tarzda müzik dinleyin. Bu işi her yaptığınızda aynı işlemleri gerçekleştirin. Bunu her yaptığınızda, beyninize “Şu an gelen kutumuzu temizleme zamanı- hadi bunu yapalım.” diyorsunuz.
Değişik görevler için değişik çalma listeleri yapın. Bir görevi bitirirken zorlandığınızı hissediyorsanız, kulaklıklarınızı takın ve müziğin size yardım etmesine izin verin.
Yazar Michael Lewis yazmaya odaklanmak için tekrar eden çalma listeleri kullanır. Meredith Maran’ın Why We Write: 20 Acclaimed Authors on How and Why They Do What They Do kitabında yazma sürecini şu şekilde anlatmıştır:
Eskiden gece yarısı yazı yazmaya tutkundum. Gündüz saatleri yazı yazmak için uygun değildir dolayısıyla telefonların fişini çekerim. Perdelikleri indiririm. Kulaklıklarımı takarım ve 20 şarkılık sürekli tekrar eden çalma listemi tekrar ve tekrar dinlerim ve onları duymam. Bu müzik listesi benim için geri kalan her şeyi susturur.
Ryan Holiday aynı şarkıları (özellikle sevmedikleri olsa bile) tekrar tekrar dinlemenin nasıl onun yaratıcı yönünü arttırmaya yardım ettiğini anlatan yazılar yazmıştır.
Üretken olmak için kendinizi sıkıcı müzikler dinlemek zorundaymış gibi hissetmeyin, fakat sizin için neyin işe yaradığını deneyerek öğrenebilirsiniz. Pandora ve Spotify yüzlerce iş dostu çalma listesine sahip.
3. Cihazlarınıza belirli görevler verin
Teknik cihazlar ve dijital ara yüzleri fiziksel çevrenizin bir parçası olarak düşünmeyebilirsiniz, fakat öyleler. Sonuç olarak cihazlarınızda odaklanmanızı tetiklemek amacıyla kullanılabilir. Eğer laptobınızda hiçbir zaman Netflix, Hulu veya diğer video platformlarını açmazsanız laptobınızı kullanırken favori televizyon programının son bölümünü izlemeyi düşünme olasılığınız oldukça düşüktür. Belli cihazları sadece belli işler için kullanarak, her oturumda daha fazla odaklanabilir ve daha üretken olabilirsiniz.
Yazı yazmak için eski bir laptop kullanın. Favori yazma aracınız dışındaki diğer bütün dosyaları ve uygulamaları bu laptoptan kaldırın. Kablosuz ağı kapatın ve bilgisayarı sadece yazı amacıyla kullanın.
Ardından, iPad’inizi sadece eğlence amaçlı kullanabilirsiniz. Favori televizyon programınızı izleyin veya satın aldığınız online dersi buradan takip edin. En son çıkan Ted konuşmalarını dinleyin veya Kindle’dan online kitap okuyun. Eğer iPad’inizi kullanıyorsanız, izleyin, okuyun veya öğrenin; E-Maillerinizi kontrol etmeyin veya yapılacaklar listenize yeni maddeler eklemeyin.
Dış ortamınızı daha pozitif ve üretken çalışma alışkanlıkları oluşturmak amacıyla kullanmak için sayısız yol var. Ufak ufak başlayın ve sizin için hangisinin çalıştığını görün. Koyduğunuz sınırlar tamamen sizin elinizde.