Dijital Panzer (mi?)

Sanayi devrimi ile birlikte makine ve otomobil üretiminde dünya liderliğini elinde bulunduran Almanya, Mercedes, BMW, Volkswagen, Porsche ve Audi otomobil markalarının yanı sıra geniş ölçekli veya niş, teknoloji tabanlı sektörlerde global pazarı domine etti, yıllar içinde üretim, markalaşma ve uluslararası pazarlara ulaşma konusunda güçlü bir know-how’a sahip oldu.
Bununla birlikte aynı başarıyı yıllar içinde gelişen elektronik, bilgisayar ve yazılım teknolojilerinde tekrarlayamadı, bu konularda liderliği Japonya ve ABD’ye kaptırdı. SAP’yi bu konuda bir istisna olarak görebiliriz.
Alman İnternet ve E-Ticaret Pazarı
GTAI (German Trade & Invest) verilerine göre 82 milyon nüfusa sahip Almanya’da, 65 milyon internet kullanıcısı bulunuyor ve bunların 41 milyonu, yani nüfusun yarısı internetten alışveriş deneyimine sahip [1]. Türkiye’de bu rakam 10 milyon civarında [2].
2013 yılı sonunda toplam e-ticaret ve interaktif işlem hacminin B2C’de 43.5 milyar Euro (33.5 milyarı sadece e-ticaret olmak üzere) olması bekleniyor. Türkiye’de bu rakamlar sırasıyla yaklaşık 6 milyar ve 2 milyar Euro seviyesinde. Almanya’da online alışveriş yapan kişi başına yıllık 1060 Euro’ya varırken, Türkiye’de bu rakam 180 Euro civarında [1][2].
Sosyal medya mı? O da ne?
E-ticaret hacmi olarak dünya sıralamasında üstlerde bulunan Almanya’nın, sosyal medya kullanımında da üst sıralarda yer aldığını söylemek zor. Alman halkının kişisel bilgilerini gizli tutma konusundaki hassasiyeti, sohbet, spor ve politika ile paylaşımlar yerine bilgi ve tecrübe paylaşımına önem vermesi, Almanya’da sosyal medya kullanımının neden beklenenden az olduğunu açıklıyor.
Twitter’da %6’lık penetrasyon oranı (Türkiye’de %31) ve internet kullanıcılarının sadece %37,5’unun Facebook kullanıcısı olması (Türkiye’de %88,14) Alman internet kullanıcılarının alıştığımız profilin ne kadar dışında olduğunun göstergesi [3].
Buna karşılık, Almanca Wikipedia’nın İngilizce dışındaki dillere oranla ise çok zengin bir içerik sunması, Alman kullanıcıların bilgil paylaşımı konusunda ne kadar istekli olduklarının bir kanıtı.
“Avrupa’nın Silikon Vadisi” Olarak Berlin ve Merkel’in Çılgın Projesi
Doğu ve Batı Almanya’nın birleşmesinin ardından başkent olan Berlin, ekonomik gelişmişlik açısından Münih, Hamburg, Köln ve Frankfurt gibi şehirlerin çok gerisinde yer alıyordu. Avrupa’da ve hatta dünyada, başkent olmasına rağmen ülkenin en ucuz şehirlerinden biri olan başka bir şehir bulmak herhalde imkansızdı.
Merkel hükümetinin de Berlin’e el atmasıyla dev bir şantiyeye dönen Berlin, bir yandan da teknoloji odaklı şirketler için bir merkez haline geldi. Merkel’in çılgın projesi Berlin’in Avrupa’nın Silikon Vadisi haline gelmesiydi. Bunun için vize ve vergi kolaylıklarını içeren adımlar attığı gibi, içinde “Bunun için para mı ödüyorlar?” gibi soruları barındıran şirket ziyaretlerinde bulundu ve “yeni ekonomiyi” anlamaya çalıştı.
Avrupa krizinin de etkisiyle Avrupalı gençlerin akın ettiği şehir, ihtiyaç olan kalifiye iş gücü için bulunmaz bir fırsat haline geldi. Günümüzde artık şehirde yürürken Almanca duymak gittikçe zorlaşıyor. İngilizce, İspanyolca, İtalyanca ve Türkçe ise oldukça yaygın. Bu da girişimlerin globalleşme yolunda ihtiyaç duyacakları çalışanları bulma konusunda pek de sıkıntı yaşamayacağını gösteriyor.
Başarıya ulaşan girişimler
Her girişim ekosisteminde olduğu gibi Almanya’nın da gelişmek için başarılı rol modellere ihtiyacı var. Bu rol modellerin en önemlisi kuşkusuz Rocket Internet kurucuları Samwer kardeşler. Önce başarılı girişimleri klonlamakla itham edilen, sonrasında da agresiflik üzerine kurulu stratejileriyle gündemi sürekli meşgul eden kurucular, Zalando, Home24, Westwing, StudiVZ, Limango, Alando, Lokalisten, Wimdu ve CityDeal gibi Almanya’nın önde gelen girişimlerini oluşturdu ve çoğundan başarılı bir şekilde çıkış yaptı.
Bunların dışında ResearchGate, Soundcloud, Lieferando, MyTaxi, Scout24, Xing, Amiando, Wooga, SponsorPay, 6Wunderkinder ve - Shoppala ile Türkiye‘ye giren ve operasyonunda da payım bulunan- Visual Meta gibi şirketler de Almanya’da girişimini kurmak isteyen Avrupalılar için motivasyon kaynağı olmaya devam ediyor.
Bu girişimlerden özellikle Soundcloud, kurucularının İsveçli olmasına rağmen, şirketi kurmak için Berlin’e taşınmaları ve başarıya ulaşmaları ile dikkat çekiyor.
Yatırımcı ve Hızlandırıcılar
Başarılı girişimler çıkarmak için gerekli olan ekosistemin en önemli saç ayaklarından birisini de kuluçka merkezleri, hızlandırıcı ve yatırımcılar oluşturuyor. Berlin’in bu konuda da başı çektiği Almanya’da, özellikle son iki yıl içerisinde çok sayıda kuruluş girişimcileri kendine çekmek için uğraş vermeye başladı.
Alman medya devi Axel Springer’in Plug&Play’i, Hub:raum, Scout24 grubunun kurduğu You Is Now, Project A Ventures, HackFwd, Team Europe, Rocket Internet, Springstar, Rheingau Founders ve Startup Bootcamp ilk akla gelen hızlandırıcı ve kuluçka merkezleri...
Frauenhofer Enstitüsü verilerine göre Almanya’da sadece 2011 yılında 926 milyon Euro erken aşama (early stage) internet yatırımı yapılmış. Bunda büyük pay iş meleklerinin yanı sıra Holtzbrinck Ventures, Bertelsmann Digital Media Investments, Point Nine Capital, e.ventures, Earlybird ve Deutsche Telekom’un kurduğu T-Venture gibi geniş portfolyoya sahip yatırımcı şirketlerine ait.
Eleştiri ve Geleceğe Bakış
Berlin ve genel olarak Almanya’nın internet girişimciliği macerasının umut verici olduğunu düşenenler çoğunlukta olmasına rağmen, gereğinden fazla şişirildiğini düşenenlerin sayısı hiç de az değil. Eleştrilerdeki temel dayanak noktası, çok sayıda girişimin belli bir büyüklüğe ulaşabilmesine rağmen, küresel anlamda ses getiren veya getirebilecek girişim sayısının çok az olması.
Almanya’da kurulan girişimlerin Silicon Vadisi’ndekilere göre çok daha az parayla onlarla rekabet etmeye çalışması bunda en önemli etken gibi görülüyor. Tohum yatırımında milyon euro seviyesine ulaşmak Almanya’da istisnai bir durum olarak görülüyor.
Avrupalı yatırımcılar Amerika’dakilere oranla çok daha garantici ve gelir modeli odaklı hareket ettikleri için, kısa bir süre içinde global anlamda başarılı olacak bir Alman girişimin çıkması ancak süpriz olur gibi görünüyor. Bu yüzden uzun süre para kazanmayarak yayılmaya odaklanan Twitter ve Instagram gibi girişimlerin Avrupa’dan çıkması da kısa vadade mümkün değil gibi.
Almanya sadece kendi iç ekonomisi ile bile çok büyük bir pazar. Bununla birlikte Merkel’in çılgın projesinin Silikon Vadisi ile yarışmak için daha çok uzun bir yolu var gibi görünüyor. Bakalım tüm çabalara rağmen girişim ekosistemi sıralamasında 15. sırada bulunan [4] Berlin önderliğindeki Almanya, yeni ekonomi düzeninde dünya liderliğine soyunabilecek mi?
Alper Öztürk
Kaynaklar
[2]http://www.sinaafra.com/digital-bosphorus-the-state-of-the-turkish-ecommerce-2013
[3] http://www.internetworldstats.com/
[4] http://venturevillage.eu/startup-genome-report-europe
Görsel: meditatoday.com