Devlet - girişimci bul(uş)macası
Bugün yazımı parçalara ayırmak istiyorum. Puzzle tadında bir yazı yazmaya çalıştım. Ancak bulmacanın tek bir cevabı yok kim nasıl isterse o şekilde bulmacayı çözebilir. Ben parçalardan ne anladığımı ve kendi çözümümü yazının sonunda anlatmaya çalışacağım.
PARÇA 1
TAI, ASELSAN ve ROKETSAN birçok başarılı insanın tercih ettiği kurumlar. Buralarda çalışmak isteyen binlerce kişi var. Belki istenen seviyelerde değil hiçbiri ama yaptıkları başarılı işler ve çalışanlarına sağlamış oldukları iş koşulları cazibesini artırmaya yetiyor. Yukarıdaki kurumları bir konuya dikkatinizi çekmek için yazdım sadece. Bu şirketler”’ “Kurulmasında devletin öncülük etmiş olduğu kurumlar ”’dır. Savunma sanayi firmaları olmalarına lütfen takılmayın.
PARÇA 2
Malatya’da tek derslikli köy okulunda eğitim hayatına başlayan Eren BALİ, ODTÜ Bilgisayar ve Matematik bölümlerinden mezun olduktan sonra Silikon Vadisi’nde şimdilerde dünyanın en büyük online eğitim platformları arasında gösterilen Udemy’i yönetiyor. Yalnızca 31 yaşında olan Eren Bali’nin kurmuş olduğu Udemy yarım milyar dolara yaklaşan piyasa değeriyle her geçen gün büyümeye devam ediyor.
PARÇA 3
Ülkemizde üst düzey devlet görevlileri girişimciliğin önemine sıklıkla vurgu yapmaktadır. Son yıllarda basına verilen demeçlerden bazılarını paylaşmak istiyorum. Hemen hemen herkes bu konunun ne denli önemli olduğunu biliyor.
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık, girişimciliğin yaşam biçimi olması gerektiğini vurgulayarak, ‘’Krizlerin en büyük zararı, tahribatı girişimcilik ruhuna vurduğu darbedir. Ama Türkiye'de gençlerin birçoğu önce okulunu bitirmek sonra Kamu Personeli Sınavı (KPSS)'ye girip devlet memuru olmak istiyorlar.'' ifadelerini kullandı." (2014)
Van'da birçok yeri ziyaret eden Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, vasıflı nesiller yetiştirilmesi gerektiğini söyleyerek, "Girişimci ruha sahip, 'Ben niye iş bulamadım?' kaygısında olan insandan ziyade 'Ben işimi niçin kuramadım?' diyen insanlar yetiştirmemiz lazım " dedi. (2006)
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün, Eskiden girişimci olan birine kız verirken bile tereddüt edildiğini anlatırken Ergün, şunları dile getirdi: "Ya memur olacak ya da işçi olacak. Birisi kefil olacaksa memurun kefaleti daha makbul bir kefalet sayılırdı. İnsanlarımız az ama sürekli ve garanti olan geliri, çok ama riskli gelire tercih etmiştir. Böyle bir ülkede gelişme olmaz, o kişiler de zenginliğin kaynağına ulaşamazlar. 'Azıcık aşım, ağrısız başım', böyle bir anlayış bizi zenginleştirmez." (2012)
PARÇA 4
2015 yılında Ar-Ge faaliyetleri ve teknogirişimcilik kapsamında TÜBİTAK’ın destek programları için ayırdığı devlet bütçesi 1,5 milyar TL’dir. Ayrıca Türkiye’deki hibe veren diğer kamu kurumları da dâhil ettiğimiz zaman bu rakam daha üst seviyelere çıkmaktadır. Bu hibe programlarını ise devletin kendisi memuru, uzmanı ve bürokratları yönetmektedir. Yani hayatları boyunca risk alamamış ve kolay yolu tercih ederek memur olanlar tarafından yönetilmektedir. ( Bkz. Parça 3)
PARÇA 5
“Girişimcilik Bakanlığı Kurulmalı mı?” diye bir yazı yazmıştım. Aslında o yazıyla bahsetmek istediğim şey girişimcilik politikasının daha etkin ve koordineli olarak sistematik bir şekilde yürütülmesi gerektiğine vurgu yapmaktı. Adının ne olduğu çok da önemli değildi. Esas mesele bir şeyler yapma konusunda hevesli ve yaratıcı olan Z ve Y neslinin artık X nesli metotlarla yönetilmesinin vakit kaybından başka bir şey olmadığını anlatmaktı.
ÇÖZÜM:
Evet, bu ülkede Eren BALİ gibi yetenekli bir insanımız var hem de sürekli eleştirilen eğitim sistemimizin içinden çıkarak başarılı olmuş. Ve nice Eren BALİ’ler var. Ben sadece bir ismi yazmakla yetindim. Birçok başarılı insanımız var ve birçoğu da büyük işler yapabilecek kapasiteye sahiptir.
Devletimiz girişimciliğin önemini çok iyi anlamış vaziyettedir. Gençlerimizin KPSS’ye girip memur olmasını değil girişimci olmasını istemektedir. Sosyal medyada forumlarda “Atanamayan Öğretmen, Memur” başlıkları gibi haberleri artık görmek istememektedir.
Nasıl bir aile çocuğuna sadece para vererek anne ve baba olamıyorsa devlet de sadece para dağıtarak girişimci yetiştirebileceğini düşünmemelidir. Bu iş paradan ziyade bilgi, tecrübe ve liyakat gerektiren bir konudur.
Bu ülkede eğer devletin sahip olduğu güzel kurumlar var ise devlet isterse girişimcilik konusunda doğru kurumları inşa edebilir. Özellikle teknoloji girişimciliği “gençlerin olması arzu edilmeyen memurluğun” eline bırakılamayacak ve profesyonel bir ekip tarafından yürütülmesi gereken çok hassas bir konudur. (Bkz. Parça 3) Ayrıca teknoloji girişimciliği savunma sanayi kadar belki de daha fazla önem arz eden bir konudur.
Kısaca artık Y ve Z nesli girişimciliğini anlayabilecek ve bu işi başarıyla yürütebilecek yeni bir kuruma ihtiyaç vardır. Çünkü teknoloji girişimciliğini yönetmek eski yöntemlerle yapılacak bir iş değildir. Bunu görebilmek için 2023’ü beklemeye gerek yoktur…
Not: Yazılarım çalıştığım kurumla bağdaştırılamaz. Görüşlerim tamamen şahsıma aittir.
Alper ŞAŞMAZ Sanayi ve Teknoloji Uzmanı – Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı