Bir şeyi yapmanın en iyi yolu: “Zorunda kalmak.”
Bu makale Botego kurucu ortağı Ekim Nazım Kaya tarafından kaleme alınmıştır.
“Zorunda kalmak” olumsuz bir deneyimi çağrıştırıyor, değil mi?
Haftada 40 saat çalışmak zorunda kalmamak için haftada 80 saat çalışan insanlarda durum farklı olabilir.
Ütü yapmak çok zevksiz bir iş olduğu için, internette evlere ütü servisi olması gerektiğini düşündünüz. Ya da mevcut dijital ajansların, şirketlerin talepleriyle ilgili bir şeyi gözden kaçırdığını. Veya, bebek elbiselerinin kullanım süresinin çok kısa olduğunu, ikinci elde değerlendirilmesi gerektiğini…
Bu sorunları çözmek istiyorsanız, harekete geçmek zorundasınız. Aksi taktirde, -fikir ne olursa olsun, henüz yapılmamışsa-, en fazla iki yıl içinde başkalarının deneyeceğine sizinle bahse girerim.
Kimse size şimdilik havada uçuşan bir fikir için kolay kolay para vermeyeceğinden, kaynak yaratmak zorunda kalırsınız. Çalışıyorsanız, başta işinizden ayrılmadan. Geceleri, haftasonu çalışarak.
Fikrinizi uygulamaya dökmek kolay değildir. Gözünüzün önünde çok güzel bir hayal olan projeyi gerçeğe çevirmek için gereken adımları gördükçe, belki de hedef küçültmek zorunda kalırsınız.
İnsanları (birlikte çalışacağınız ekip arkadaşlarınızı, potansiyel müşterilerinizi, eş-dost-akrabanızı) başaracağınıza ikna etmek için dil dökmek zorunda kalırsınız. Siz somut şeyler başarana kadar da size inanmak zorunda değillerdir. İnanç, hak edilmelidir.
İşin nasıl yapılacağını öğrenmek zorunda kalırsınız. Fatura kesmek için şirket kurmanız gerektiğini, giderlerinizi ne kadar az tutarsanız tutun, bütçeyi denkleştirmenin zor olabileceğini, insanlarla, devletle, müşterilerinizle, rakiplerinizle ilişkinizde doğru adımların ne olduğunu deneyimlersiniz. Her deneyimin maliyetini üstlenmek zorunda kalırsınız.
Bir adım atarsınız, işler beklediğiniz gibi gitmez, neyin yanlış olduğunu bulup, düzeltmek zorunda kalırsınız. Başlangıçta siz yapmadığınızda, hiçbir iş yapılmaz. İnsanlar sizin talimatınızı, sizin doğru kararlarınızı, sizin yanlışları düzeltmenizi bekler. Haksız da değiller, başarırsanız en büyük kazancı sağlayacak olan, yine sizsiniz. Yalnızca sizin için, yolculuğun kendisi başarıdır, varılacak nokta değil.
Diyelim ki zorunlulukların gereğini yaptınız. Başarılı olmanız garanti mi? Maalesef, değil. Yine de başaramayabilirsiniz. Ama, başarısız olmak değil, vazgeçmek yenilmektir. Başarısız olursanız, her şeye baştan başlamak zorunda kalırsınız. Yenilmemek için, dirayetli olmanız gerektiğini öğrenirsiniz. Her başarısızlık, bir şeyler öğrendiyseniz, başarılı olma ihtimalinizi artıracaktır.
Başaran her işin, her insanın hikayesini dinlediğinizde göreceksiniz. Hepsinin geçmişinde yüzlerce, binlerce zorunluluk vardır. Şimdi her biri hoş bir anı olan, dönüp baktıklarında “nelerin üstesinden gelmişim” dedikleri zorunluluklar.
Hayat, konfor alanınızın bittiği yerde başlar. Ve dünya, zorunlulukları zul görmeyenlerin sırtında döner.
Zorunda kalmayı bir sıkıntı kaynağı değil, bir düello çağrısı olarak görenlerdenseniz, çok küçük bir azınlıktansınız demektir. Dakika kaybetmeden, her birinin gereğini yapmaya başlayın. Yoksa sizin yerinizi bir başkası doldurmak zorunda kalır.
Botego Kurucu Ortağı