Beklenen Çip Savaşları
Makale Steve Blank tarafından kendi blogunda yayınlanmıştır. Türkçe'ye Utku Yıldız çevirmiştir.
21. Yüzyılda gelişmiş çip üretim sürecini kontrol altına almak, bir önceki yüzyılda petrol arzını kontrol etmeye yakın derecede bir önem arz ediyor.
Çip üretim sürecini kontrol altına alabilen ülke, diğer ülkelerin ekonomik ve askeri gücünü azaltabilir hale gelebilir. ABD bu durumun farkına varıp Çin’e ait Huawei’nin Tayvan merkezli Yarı İletken Üretim Şirketi TSMC’ye ürün ürettirme ve ürünleri dışarıdan temin ettirme (outsource) kapasitesini azaltarak yanıt vermişti.
Eğer aradaki diyalog süreci başarısız olursa Çin bu duruma yanıt verebilir ve gelişmeler firmanın Amerikan şirketleri için dökümhanelerinde çip üretimini durdurması gibi sonuçlar bile doğurabilir. Bu durumda gözler tekrardan ABD’ye döner.
Savaş dışında ABD’nin bu dökümhanelerin kontrolünü kazanması mümkün olmayabilir. Bu çipler olmadan ABD savunma ve elektrikli aletler sektörü en az beş yıl geriye gider. Çin kendi çip dökümhanelerine sahip olduğu için önümüzdeki on yılda ve hatta sonrasında dünyada teknoloji lideri haline gelebilir. Nedeni şunlar ve bunu nasıl yapabileceklerini açıklayayım.
Çip sektöründe iki firma türü mevcut.
1) Intel, Samsung, SK Hynix ve Micron gibi kendi sahip oldukları fabrikalarda kendi ürünlerini üretebilen firmalar.
2) Askeri ve ticari ihtiyaçlar için kendi çiplerini üretenler. Tayvan’daki TSMC bu konudaki dünyadaki en büyük firma.
TSMC’ nin ürettiği çipler akıllı telefonlar programlama cihazları, elektronik eşyalar, arabalar, baz istasyonları, oyun konsolları, PC’ler, tabletler, dijital elektronik aletler, dağıtıcı programlar ve hemen her yerde üretilen askeri teknolojiler gibi pek çok sektörde kullanılıyor. TSMC’nin ürettiği çiplerin yüzde 60 ‘a kadarlık kısmı ABD’li şirketler için kullanılıyor.
Arkaplan:
2012’de ABD Temsilciler Meclisi Huawei’nin sisteme izinsiz erişimini sağlayabilecek bir teknoloji bulundurup bulundurulmadığının ve bu biçimde bir veri casusluğu yapılıp yapılmadığının araştırılması için soruşturma başlattı. Bunun sonucunda Huawei’nin Çin Hükümeti ile arasında bir ilişki olup olmadığı tam olarak açıklığa kavuşmadı ve firmanın ABD yasaları ile örtüşmeyen bir konumda olduğu belirlendi.
Rapora göre devlete ait sistemlerde ve yüklenicilerde Huawei sistemlerinin kullanılmaması tavsiye edildi. 2019’da Ticaret Bakanlığı Huawei’yi izleme listesine aldı ve ABD tarafından firmaya sağlanan teknoloji transferinin sınırlandırılmasını talep etti.(Gerçi bazı lisanslar kısıtlamalardan feragat edilmesi için yine de verildi.)
Bu ay Ticaret Bakanlığı yarı iletken endüstrisine ait Amerikan teknolojisi kullanan firmalardan Huawei’ye satış yapmadan önce lisans başvurusu yapmasını talep etti. ( Bazı analistler bu yasada bazı boşluklar olduğunu düşünüyor.)
Bu kararın merkezinde Huawei’nin ana çip tedarikçisi TSMC vardı ve bu çipler olmadan Huawei ,Apple ve Samsung gibi akıllı telefon sektöründeki firmalara ve Cisco ve diğerleri gibi ağ ekipmanları firmalarına karşı rekabet avantajını kaybedecekti.
Bununla birlikte Washington’ın çip yapımında kullanılan ürünlerin satışını sağlayan Applied Materials, Kla ve Lam gibi firmalara yasak getirmesi bekleniyor.
Şimdilik TSCM’nin bir taraf seçmesi gerekiyordu ve TSMC ABD’yi seçti.
20 Mayıs 2020’de TSMC 12 trilyon dolar değerinde bir çip dökümhanesi tesisini Arizona'da inşa edeceğini belirtti. Bu dökümhane tesislerinin inşa edilmesi için en az üç yıl gerekiyor.
Aynı zamanda yapımı en maliyetli fabrikalar bu dökümhaneler.
TSMC’nin bu dökümhanelerin yapımına 2021’de başlaması gerekiyordu ancak çip üretimi 2024’e kadar başlamayacak.
TSMC’nin bu kararı olumlu karşılansa da Arizona dökümhanesinin yapılması durumunda bu dökümhane, TSMC’nin en büyük yarı iletken üretim merkezinin yalnızca çeyreği kadar çip üretim kapasitesine sahip olacak. Ve bu sayı TSMC’nin Tayvan’daki üretim kapasitesinin yalnızca yüzde 3’üne tekabül ediyor.
TSMC’nin Giga Bag ismi verilen dört ana üretim tesisi mevcut ve bu tesislerde yılda 13 milyon yarı iletken tabaka üretiliyor. Bunu onların ABD’de üretmeyi tasarladıkları çeyrek milyon yarı iletken tabaka ile kıyaslayın. Eğer ABD TSMC’yi Çin’de kaybederse bir Amerikan üretim tesisi ile aradaki fark kapanmayabilir.
Çin’in Yarı İletken Endüstrisi
On yıl öncesine kadar Çin’in dünyanın ucuz maliyetli üretim merkezi haline dönüşmesi stratejisinin yolunda gideceği düşünülüyordu. Çin’deki işçilik maliyetlerinin artmasıyla beraber ucuz üretim merkezi haline Vietnam gibi başka ülkeler geldi. Bunun üzerine Çin ABD ile eşdeğer olabilecek biçimde gelişmiş ve komplike ürün üretme politikasını izlemeye başladı. Yalnız bu ürünlerin üretimi için çoğu özel yapım çipler gerektiriyordu ve Çin’in bunun altından kalkabilecek yerli üretim kapasitesine sahip değildi. Çin dünya üzerindeki çiplerin %61’ni hem yerli pazarı hem de dünyaya ihracat için kullanıyor ve yılda 310 trilyon dolar değerinde üretim yapıyor. Çin stratejik olarak en gelişmiş çip yapımını başaramayacağını kabul etti.
Çin bu sorunların çözümü için iki plan üzerinde durdu. İlki Made in China 2025 stratejisi. Bu strateji ülkenin ucuz maliyetli üretimden elektrikli otomobiller yapay zeka yeni nesil telekomünikasyon aletleri ve gelişmiş çipler gibi yüksek teknolojili üretimine geçişini amaçlıyordu Bu stratejideki amaç Çin’in yabancı teknolojiye olan bağımlılığını azaltmak ,Çin yapımı ürünlerin yüksek teknoloji üreterek dünya pazarına açılmasını sağlamak ve bununla beraber yüksek teknoloji üreten firmalarının halka arzlarının ABD yerine Çin’de gerçekleşmesini sağlamak. Çin Hükümeti bu doğrultuda Star Market isimli Nasdaq benzeri bir finans sistemi kurdu.
İkinci plan ise National Integrated Circuit Plan isimli yarı iletken endüstrisini büyütmek ve çip üretiminde hızlanmayı amaçlayan program. Bu plandaki amaç 2030 yılı itibariyle çip üretiminde yerel talebi karşılıyor olmak. Yalnız bu noktada belirtmekte yarar var ki; bu planlar henüz hükümetin açıkça belirttiği planlar değil ve amaçlarına ulaşıp ulaşamayacakları kesin ölçüde belli değil.
Bu planlar büyük bir ulusal özveri ve efor gerektiriyor. Çin yarı iletken endüstrisinde dünya lideri olmak için yılda 100 trilyon dolar harcıyor.
Big Fund bu doğrultuda 2014’te 51 trilyon dolarlık bir yatırım yaptı ve 29 trilyon dolarlık bir ek yatırımı 2019’da gerçekleştirdi. Çin yarı iletken endüstrisinde 70 proje( içlerinde fabrikalar inşa edilmesi yabancı firmaların ülkeye çekilmesini sağlamak ve ortaklıklar kurulmasını sağlamak) gerçekleştirmek için bu sermayeyi kullandı ve sıfırdan dünyadaki çip üretiminin %16’ya kadarının üretimini gerçekleştirdi. Bugün bu ürünlerin kalitesinin düşük olduğunu belirtmekte fayda var. Aynı zamanda çip dizayn yazılımı yüksek teknolojili ürünler ve yarı iletken malzeme üretimi konusunda yatırım yaptı.
Çin ABD’nin hamlelerini nasıl görüyor?
Çin bu yüzyılın kendi yüzyılı olduğunu düşünüyor ve ABD’nin hamlelerini Çin’în dünyadaki konumunu zedelemek için yaptığını düşünüyor. Çip üretim kontrolünü ele geçirmenin önemi düşünüldüğünde ABD’nin Çin’in çip üretim arzını kesmesi durumunda Çin’in buna hızla yanıt vermesi gerekiyor. Çin Huawei’ye karşı atılan adımların tek bir firmaya yönelik mi olduğunu yoksa Çin’in gelişmiş çiplere ulaşımını engellemek için yapılmış bir hamlenin habercisi mi olduğunu Çin’in nasıl yorumlayacağı bilinmiyor.
Çin ABD’nin bir önceki hamlelerinden ne öğrendi?
21. Yüzyılda ABD kendi çıkarları aksine durumlarda bile fazla tepki vermedi. Çin’deki bazı stratejistlere göre ABD ordusu ve halkı Irak ve Afganistan gibi savaşlardan dolayı son derece yorgun bir durumda ve bir daha savaşmayı göze alabilecek durumda değil. ABD’nin siyasi olarak bölündüğünü, Covid virüsü nedeniyle sorunlar yaşadığını ve Amerikan askerinin hayatını çip üretimi için tehlikeye atmayacağını düşünülüyor.
Çin birkaç yıl önce agresif tavırlar sergilediğinde ABD’nin güçlü bir tepki vermemesi bu iddiayı destekliyor. 2012’de Çin Scarborough bölgesini işgal edip kontrolünü Filipinler’den ele geçirdi.
O sırada Çin, ABD ile askeri olarak karşı karşıya gelebilecek durumda olmadığı için ( ABD bu durumu sonradan fark etse de ), ABD uçak gemileriyle Çin’in bölgeye ulaşımını engelleyip askeri üretim yapma planlarını durdurabilirdi. Bunun yerine Washington birkaç uygunsuz mesaj vermek dışında hiç birşey yapmadı.
Bugün Spratly Adaları Çin üslerine, füzelerine ve savaş uçaklarına ev sahipliği yapıyor. Bu durum bir savaşta işleri değiştirebilir.
ABD’nin batı Pasifik'te hava sahanlığını ele geçirme planı büyük bir tepki ve can kayıpları sonuçlarını doğurabilir. Daha öncesinde tartışılmaz bir 'ABD gölü' olarak tanımlanan bu bölgede şu anda Çin hakimiyeti mevcut.
Bu haftaya kadar Çin’in bir parçası olduğu halde ifade ve basın özgürlüğünün yasalarla garanti altına alındığı bir demokrasiye sahip olan bir bölge idi Hong Kong. Lakin Çin bu anlaşmaları tek taraflı olarak yırtıp attı ve ifade özgürlüğüne yönelik Çin'dekine benzer sert yasalar geçirilmesini empoze etti.
ABD’nin bu durumda bazı endişeler dile getirmek ve Hong Kong’un özel ticari statüsünü kaldırmak dışında atabileceği fazla bir adım yok. Lakin Çin bu durumu önemsemiyor. ABD'nin bu konuda atacağı adımları önceden tahmin ettiler ve ABD'nin bir adım atmasının sadece daha fakir bir Hong Kong yaratacağını ve Hong Kong'un kaybedeceği ekonomik aktivitenin tekrardan Çin'e döneceğini gördüler.
Daha fakir bir Hong Kong sadece orada yaşayanlar için bir ceza verme anlamı taşır. Çİn'in Hong Kong’a karşı atacağı bir adım sonrasında Çinli yetkili Lİ Keqiang Pekin’in Tayvan İle birleşme isteğini barışçıl olarak nitelendirdi( bu bir politika değişikliğinin habercisiydi) ve Çin’i bir sonraki adım için hazır hale getirdi.
ABD’nin Huawei’nin Tayvan’ın en gelişmiş çip fabrikalarına ulaşımını kesmesi durumunda Çin Hükümeti bir sonraki adımı düşünüyor. Önlerinde özetlemek gerekirse üç seçenek var.
1) Statükoya dönüş- Huawei’nin TSMC fabrikalarına erişiminin önünü açmak.
2) Kısıtlamaların tansiyonu kızıştırmamasını sağlayacak adımlar atmak.
3) TSMC ve Tayvan’ın Çin’e TSMC’ye erişim için izin vermesini sağlamak.
4) Masayı ters çevirmek ve TSMC fabrikalarının kimse tarafından kullanılmamasını sağlamak.
Çin’in Seçenekleri
Çin bu hedeflerini nasıl gerçekleştirebilir? Çin tansiyonu düşürücü adımlar atıp Amerikan kısıtlamalarını kabul edip ve bu konuda daha fazla ileriye gitmeyeceğinin sözünü verebilir.
Bu statükoya dönüş anlamına gelen adım, Huawei’nin TSMC fabrikalarına erişiminin önünü açar. Bunun sonucunda bir ticari anlaşma veya Huawei’nin kendi network araçlarının satışına kısıtlamalar getirilmesi sağlanabilir. ( Bu rakam Huawei'nin gelirinin %34'üne tekabül ediyor.)
Bu şekilde yapılacak bir anlaşma Huawei’ye ait işletmelerin ayakta kalmasına ve güçlenmesine sebep olur( Huawei'nin gelirinin %66'lık kısmı). Lakin bu seçeneğin gerçekleşmesi için Çin’in geri adım atmayı kabul etmesi gerekiyor.
Eğer Çin pazarlık yapma seçeneğine bağlı kalmayıp ABD’ye karşı misilleme yapacak adımlar atarsa ABD buna karşılık büyük olasılıkla verir ve TSMC’nin Çin’li şirketlerle iş yapmasını ya da Çin'de üretim yapan herhangi bir firmaya çip satışının yapılmasını yasaklayabilir.
Böyle bir adım Çin tarafından sadece Huawei’ye karşı atılmış bir adım olarak algılanmaz ve daha büyük ölçekteki bir ticaret savaşının habercisi olarak ele alınır. TSMC Çin’in kendisine ait olduğunu belirttiği Tayvan merkezli bir firma olduğu için işler daha karmaşık hale gelebilir.
Bu durumda en mantıklı seçenek Çin’i 1949 politikalarına geri döndürmek olur.
Bu politikalara göre Tayvan Çin’den ayrılmayı talep eden başkaldıran bir bölge ve gerekirse savaşla bu bölge geri alınması seçeneği gündeme gelebilir.
Tayvan’ a karşı gerçekleştirebilecek bir abluka ya da savaş ile Çin’li muhafazakar kesim yeni silahları kullanmak için bir bahane bulmuş olur ve bu seçeneğe göre hem ekonomik kriz Çin toplumunu zora sokar hem de bu seçeneğe göre ABD’nin yanıt verme olasılığı güçlenir.
Lakin bu agresif senaryolar şu anda pek mümkün gözükmese de Çin'de başlayan ( Wuhan) Covid-19 salgını nedeniyle ve Çin'in risk toleransı barındıran hareketleriyle Çin'in daha agresifleşmesi de mümkün olabilir.
Aynı zamanda Çin üçüncü ve dördüncü seçenekte anlatılan hedeflerini gerçekleştirmesi olası.
Çin, bir işgal politikası gütmeden Tayvan’ı rahatlıkla zayıflatabilir. Bir diğer seçenekte TSMC’ye ve ABD'ye karşı bir dezenformasyon kampanyası başlatmak olarak karşımıza çıkıyor. Bu durumda Çin'in şu anda yaptığı kampanyaların yanında esamesi bile okunmaz.
Fakat bu seçenek gerçekleşirse ABD yasaları çiğneyen ve Çin’ karşı illegal bir ekonomik savaş başlatan taraf olarak gözükebilir.
Bu durumda Tayvan’ın Çin’e ait olan bir bölge olduğu iddiaları güçlenir ve Çin, TSMC’nin ABD’ye yaptığı satışları durdurmasını sağlayabilir. Bu dezenformasyon kampanyası eşit ölçüde Tayvan halkına karşı yapılmış bir dezenformasyon kampanyası haline gelebilir ve Çin ile yarı iletken fabrikaları için ABD’nin bir savaş başlatılmayacağı algısını yaratabilir. Bu durumda Çin'in talepleri mantıklı gözükür.( Dezenformasyon kampanyalarının ne kadar etkili olduğu ayrı bir tartışma konusu Tayvan'ın Ocak Ayındaki seçimlerinde Çin'İn tercih etmediği adayın seçilmesi ile tekrar tartışılabilir.)
Bu na karşılık Çin bir ‘saldırmazlık anlaşması’ talep edebilir ve bu Tayvan hükümetine ABD’nin Tayvan’ı bir savaşta koruyamayacağı mesajının verilmesi anlamına gelir.
Savaş seçeneği gündeme gelmeden Çin Tayvan’a karşı bir ticaret savaşı başlatabilir ve en ekstrem durumda TSMC fabrikaları sabotaja maruz bırakılabilir.
Bir başka durumda Çin TSMC’nin kendi kıtasında bulunan iki fabrikasını kamulaştırma adımı atabilir ve ya Tayvan’daki TSMC fabrikalarına yönelik askeri bir gözdağı verme politikası uygulayabilir.
TSMC sadece Çin’e üretim yapmalı mesajını vermek için TSMC fabrikalarının askeri müdahaleye maruz kalacağını bildirebilir. Tayvan’ın bu senaryoda Çin ile savaşması pek mümkün olmayabilir. Bu durumun sonucu olarak ABD gelişmiş çip dökümhanelerine erişimi olmayan bir ülke haline gelebilir ( Çin'in bu dökümhanelere erişimi mümkünken.)
Bu durumda ABD ne yapabilir?
ABD çip fabrikaları ve üretimi üzerinden Çin ile bir savaşa girebilir mi? TSMC’nin kaybedilmesi ABD’nin acilen bu konuda yeni kaynaklar aramasına neden olabilir. Bu durumda ABD Intel ve Samsung gibi firmalara yanaşabilir. Fakat bu dönüşüm yıllara ve trilyonlarca dolara mal olur. Bu durumda ABD teknolojide ikinci sınıf bir ülke konumuna düşebilir. Bütün bunların olup olmaması Çin’in tutumuna bağlı.
Çin ne zaman harekete geçebilir?
Bir Ekim Sürprizi 2020 Seçimlerinden Önce.
Şu anki ABD hükümeti Çin ile çip dökümhaneleri sebebiyle bir savaşı göze alamayabilir fakat özellikle Çin'e odaklanmış bir kampanya dönemi bu hesabı değiştirebilir.
2020 Seçimlerinden Sonra.
Eğer başkanlık el değiştirirse, yeni gelen yönetim tansiyonu düşürmek isteyebilir ve tekrardan kısıtlamaları gündeme getirebilir. Fakat bu olana kadar yani 2021 Ocak Ayına kadar pek çok şey olabilir.
Eğer Trump yönetimi ikinci kez seçilirse tekrardan seçilmek için bir kaygı taşımayacaktır ve bu durum daha iyi bir ticaret anlaşmasını gündeme getirebilir.
Olumsuz Taraf: Önümüzdeki 7 ayda Çin'i pandemi sürecinden tekrar toparlanma sürecinden dolayı pek çok belirsizlik bekliyor ve bu yüzden daha acil bir adım atılması gerekebilir.
Çıkarılan Dersler:
Huawei’nin TSMC’ye olan erişimi konusunda yaşanan tartışmalar ABD ekonomisinin çip arzında yaşanacak kayıplarına karşı ne kadar kırılgan olduğunu gösteriyor.
Eğer pazarlık masasında bu sorun çözülmezse Çin bu durumu kendisine karşı yapılmış bir ekonomik bir saldırı olarak görebilir ve durum Çin'İn Tayvan’ı tehdit etmesine kadar gidebilir.
Washington'ın bu süreçte kendi hareketlerinin nasıl bir sonuç doğuracağı hakkında bir fikir ürettiği bilinmiyor aynı zamanda şu anki ABD yönetiminin çip arzının daha geniş bir tedarik zincirini ve milli sanayiyi ilgilendiren bir mesele olarak ele alıp almadığı bilinmiyor.
ABD Temsilciler Meclisi’nde yarı iletken endüstriye yapılacak 25 trilyon dolarlık bir yardım teklifi kabul edilme aşamasında ve ABD çip konusunu daha büyük ölçekte yerel endüstri politikası olarak görmeli.
Çin bu konuda ABD’den daha fazla seçeneğe sahip olduğu için bu süreci Çin’li yetkililerin nereye götüreceğini göreceğiz.