

Discover more from Etohum
Başlarken: Ortaklarınızı bulmak
Necmettin Begiter'in girişimcilere yararlı olacak makaleleri Türkçe'ye çevirisi devam ediyor. Makalenin yazarı Seth Sternberg, birden fazla anında mesajlaşma servisine aynı anda bağlanmanıza olanak veren ve çevrimiçi çalışan Meebo servisinin kurucusudur. Yale Üniversitesinde Siyasal Bilgiler okuduktan sonra bir süre IBM'de çalışmış, ardından Stanford İşletme bitirmiştir. Uçmayı sever (ama pahalı olduğu için genelde yeryüzündedir), motorsiklete biner ve tekerlekli paten kullanır.
Bu blog girdisi, sıfırdan kendi girişiminizi kurmak konusundaki bir yazı dizisinin üçüncüsüdür. Sonuncusu gibi, bu yazı hem Meebo Blog'da hem de TechCrunch'da yayınlanmıştır.
Kendi girişimini kurmakla ilgili son blog yazımı okuduktan sonra gelen sorularda başı çeken hep “ortaklarımı nasıl bulacağım?” sorusuydu.
Bu gerçekten harika bir soru. Cevaplamaya kendimize bakarak başlayabiliriz:
Gözlerinizi kapatın ve en yakın arkadaşlarınızı gözünüzün önüne getirin.
Şimdi boylarının ne kadar olduğunu düşünün.
Süper gidiyoruz; şimdi kendinize şu soruyu sorun: “Hepsi de yaklaşık aynı boyda mı?” Bahse girerim öyledir, siz dahil.
Kurmak için yanıp tutuştuğunuz o şirkette sizinle ortak olacakları bulma noktasındaki problem de budur. Kendimize benzeyen insanlarla takılmak iyidir, güzeldir, ama birlikte şirket açmak istemeyeceğiniz insanlar da tam olarak onlardır. Garip mi geldi? Açıklayayım.
Bir girişim şirketi için en iyi kurucu ekip “birlikte iyi giden” (birbirinin alanına girmeyen) becerileri olan iki ya da üç kişiden oluşur. Hedef ve arzularınızın ortak ya da benzer olması da önemlidir. Eğer biriniz şirketi kısa sürede satmak istiyorsa ama biriniz de milyar dolarlık bir şirket haline gelmek istiyorsa, zaman geçtikçe ciddi sürtüşmeler olacaktır. Bir kurucu şirketlere yönelik diğeri bireylere yönelik çalışmak istiyorsa da akıbet aynı olur. Ancak, sizin zayıf kaldığınız noktaları tamamlayan insanlarla çalışmak da önemlidir. Tüketiciye yönelik internet hizmetleri söz konusu olduğunda, bu şu anlama gelir: Bir geliştirici ön yüzde, kullanıcıyla muhatap olurken, diğeri arka planda sunucuyla ilgilenir, ve bu ekibi ticaret kafası olan bir işletmeci tamamlar (bu konuyu başka bir yazımda detaylandıracağım).
İşin gerçeği, hepimiz bize benzeyen insanlarla takılmak isteriz. Kafalarındaki iş fikrini bana anlatan üç işletme öğrencisi vardı; fikirlerini dinledim ama sonunda ürünü hangisinin ortaya çıkaracağını anlayamadım. Bunu çok sık görüyorum – hem işletmecilerde, hem de teknoloji meraklısı girişimcilerde. Okulda sınıf arkadaşlarınızla, iş yerinde hep aynı insanlarla takılmak her zaman daha rahattır.
Hâlâ okuyorsanız, iş ortaklarınızla tanışma konusunda olabilecek en iyi yerdesiniz. Bundan faydalanın! Elaine ve Sandy ile nasıl tanıştım? Okuldaki ortak arkadaşlarımız sayesinde. Ya diğer ekipler? Google'dan Larry ve Sergey Stanford'da tanışmış. Yahoo!'dan Jerry ve David de öyle. Plaxo'nun kurucuları da, Facebook'dan Mark da ortaklarıyla okulda tanışmış.
İyi birer ortak olabileceğini düşündüğünüz insan bulamıyor musunuz? İşte size birkaç fikir:
1. İlginizi çeken konularda öğrenci kulüplerine katılın. Eğer işletme okuyorsanız, Mühendislik Kulübünün aylık toplantılarına gidin. Eğer bilişim okuyorsanız, işletme öğrencilerinin Girişimcilik Kulübü toplantısında sizinle tanışmak için can atacağına eminim.
2. Eğer okulunuzda öğrenciler için kulüpler yoksa, ilk kulübü siz kurun! Stanford'daki BASES bu konuda çok iyi bir örnek ve modeldir. Tasarım, bilişim ve işletme gibi farklı dallardan eski ve yeni öğrencileri biraraya getirir,
Bahse girerim bu yazıyı okuyanların çoğu çoktan mezun olmuştur. Şansımıza, okul dışında bir yerde tanışıp ortak olanlara da örnekler var. YouTube'dan Chad ve Steve PayPal'da çalışırken tanışmış. Napster'dan Sean ve Shawn bir IRC kanalında tanışmış. Cisco karı-kocanın birlikte kurduğu bir şirket. Öğrenciyken ortak bulmak daha kolaydır, ama ortak bulmak için öğrenci olma zorunluluğu yok nihayetinde. İster öğrenci olsun, ister mezun, herkesin uygulayabileceği birkaç yöntem:
1. Farklı gruplardan insanları biraraya çeken etkinlikler bulun ve onlara katılın. Silikon Vadisi'nde, bu aralar girişimciler arasında kaya tırmanışları oldukça popüler. Frizbi de aynı şekilde. Bu da her hafta en az bir kez girişimci insalarla dolup taşan bir frizbi oyunu demek.
2. Hakkında bilgi sahibi olmak istediğiniz alanlarda, arkadaşlarınızdan sizi konuyla ilgili kişilerle tanıştırmalarını rica edin. Muhtemelen sizin bilgisayarcı arkadaşlarınızdan birkaçının işletme odaklı tanıdıkları vardır. İlk tanıştıklarınız çok uygun olmasa bile, bu tanıştırma zincirine devam ederseniz eninde sonunda aradığınız kişiyi bulursunuz.
3. Girişimcilikle ilgili kişileri biraraya getirmek ve birbirleriyle tanışmalarını sağlamak için hazırlanan etkinliklere katılın. Silikon Vadisi'nde SVASE ve Founder Dating, Londra'da First Tuesday, New York'ta Hackers and Founders ilk akla gelenler.
4. Şu anda çalıştığınız işteki ve geçen yaz yaptığınız stajdaki iş arkadaşlarınızla birlikte çalışın. Bu süreçte kendi işinizi ya da başkalarının işini baltalamayın yeter! Genelde, üzerinde çalıştığınız şey işvereninizin yürütmek isteyeceği bir iş değilse sorun yok demektir. Elbette işvereninizin kaynaklarını kullanmamanız gerekir. Örneğin bu aralar yakın bir arkadaşım bir sonra girişimi için bir iş arkadaşıyla çalışıyor. Biri proje yöneticisi, diğeri ise mühendis.
Eminim bazılarınız “Herşey iyi güzel de, ben hayat olmayan bir yerde yaşıyorum ve bu kaynakların hiçbirine ulaşamıyorum.” diye düşünüyordur. Açık konuşalım, Silikon Vadisi'ne taşınmanın bir yolunu bulun. New York, Boston, Seattle, Los Angeles ve Austin TX gibi diğer bazı şehirlerde de girişimcilik toplulukları oldukça güçlüdür. Ancak, hiçbir yerde Silikon Vadisi'ndeki kadar çok emlak ofisi, avukat, muhasebeci, arsa sahibi, çalışan, kurucu ortak, danışman ve yatırımcı yok. Ekosistemi yenmek çok zor. Sonuçta o ilk adımı atmanıza yardım edecek çok sayıda insanla tanışma fırsatınız olacak. Kendimi ele alırsam, ben Connecticut'ta büyüdü ve zamanımın yeterli diyebileceğim bir kısmını New York'ta geçirdim, bu süre zarfında da başarısız sayılabilecek kadar çok şirket kurma girişimim oldu. Silikon Vadisi'ndeki arkadaşlarım de yukarıda saydığım nedenlerden ötürü ortaya taşınmamı söyleyip duruyordu. Sonunda işletme fakültesi vasıtasıyla oraya taşındım. Siz de bir vasıta bulun.
Sıfırdan başlamanın en zor tarafı iş ortaklarınızı bulmaktır. İşin fikir kısmı nispeten kolaydır. Üç ayda bir sağlam bir fikir üretseniz bile iş ortağınızı bulmanız üç yıl sürebilir. İşin güzel tarafı, kurucu ekip hazır olduğunda o ultra mega süper fikri sizinle aynı zamanda bulan kişilerden çok daha hızlı hayata geçirebilirsiniz.
Unutmayın, ana hedef kurucu ekibin becerileri dahilinde fikrin çalışan bir prototipini mümkün olduğunca hızlı şekilde ortaya çıkarmaktır. Bu da sizin zayıf yanlarınızı kapatan doğru becerilere sahip kişileri bulmanız demek oluyor. Bir girişimi birlikte kurmak evlenmek gibidir, doğru kişiyi bulmak kritik öneme sahiptir. Sonraki yazılarımda hakların kurucular arasında dağıtılması ve fonlamaya gitmeden önce para kazanmaya başlamak gibi konuları ele alacağım. Twitter'da beni takip ederek o yazılardan haberdar olabilirsiniz.