Balon Olmayan Girişimci
Bu yazı Ali Servet Eyüboğlu tarafından yazılmıştır.
Milyon dolarlar, yatırımlar, yatırımcılar, öğütler, büyük projeler ve daha nicesi. Girişimci olmak için nekadar çok sebep var değil mi ?
Diğer yandan başarı hırsı, büyük adam olma hevesi, hayallerini gerçekleştirme isteği ve belkide en somut olanı kısa yoldan köşeyi dönme beklentisi.
Sahi tüm bu kalabalığın içinde işin aslını düşünmeye, yaratıcılığa, üretkenliğe ve üretimin keyfini çıkarmaya çok zaman kalıyor mu emin değilim.
Yazının başlığı veya içeriği üzerinden kimseye bir itham veya mesaj kaygısının olmadığını peşinen bildirmek isterim. Amacım son derece içten ve temiz duygular ile fikirlerimi paylaşmak sadece. Dragon savaşlarını aratmayan soğuk savaşların hakim olduğu bir ortamda barışı ve insani değerleri en önde tutan bir insan olarak bunu özellikle belirtmek istedim.
Balonu bilirsiniz. Yeryüzündeki ilginç icatlardandır bence. Sempatiktir de. İlk örneği 1800’lerde Michael Faraday tarafından üretilmiş ama günlük hayattaki kullanımı 1930’larda gerçekleşebilmiş. Bu yazıda girişimci arkadaşlarıma daha sağlıklı bir aktarım yapabilmek için balonu teşbih nesnesi olarak kullanmış olduk.
Lafı çok uzatmadan birkaç madde halinde balon olmayan girişimci modelini özetleyerek bu dünyaya adım atmayı düşünen veya henüz adım atmış arkadaşların verimli bir değerlendirme yapmalarına vesile olabilirsek ne mutlu.
Balon olmayan girişimci ;
Verilen her gaz ile şişmez. Şişme gereği duyarsa kendisi ihtyaç duyduğu gazı istediği şekilde tedarik eder.
Uçmaz, ayakları yere basar. Hayalleri vardır ama hayalperest değildir. Gerçekçidir.
Girişimciliği seçme sebebinin temeline indiğinizde temel sebebin maddi hedefler yerine kendi özgürlüğü ve dünyada anlamlı bir iş yapma isteği olduğunu görmüş olursunuz.
Saldırgan değil, naiftir.
Hırsları insanı duygularının önüne geçmemiştir.
İnsan harcamaz, insan kazanır.
Savaşmaz, barışır.
Bencil değil, paylaşımcıdır. Herşeyi paylaşabildiği gibi, başarısını da paylaşmayı bilir.
İlk günden yatırıma odaklanmak yerine ilk günden işine odaklanır.
Girişimi için bilimsel metodlar ile planlı bir şekilde gece gündüz çalışır.
Ne zaman ve ne için yatırıma ihtiyaç duyacağını çok iyi bilir, herşeyi hesaplayarak ilerler.
Yaratıcıdır, girişimiyle ilgili her saniye yeni fikirler düşünür ve kurgular.
Kıskanç değildir.
Rekabeti savaş olarak değil katmadeğer olarak görür.Başkalarının başarılı işlerini takdir eder ve çıkarımlarda bulunur.
Başarısız olmaktan korkmaz. Bunun olası bir sonuç olacağını çok iyi bilir ve bundan utanmaz.
Bu maddeler detaylandırılabilir ve çoğaltılabilir. Eminim herkesin bu listeye ekleyeceği fikirler de vardır. Maalesef yaşadığımız dönem ve bugünün şartları bizleri balon girimciler olmaya fazlasıyla zorluyor. Ama yine de siz siz olun balon girişimci olmaktan kaçının. İç huzurunuzu, naifliğinizi, insani değerlere olan hassasiyetinizi hiçbir zaman yitirmeyin.
“Ben bayrakları değil insanları severim” sözünün sahibi Sait Faik’in
“Dünyayı güzellik kurtaracak, bir insanı sevmekle başlayacak herşey” görüşüne yürekten inanan ve bağlı kalan girişimciler ile dünya kesinlikle daha güzel olacak.