Abi Tavsiyesi…
Bu makale Cem Soysal tarafından kaleme alınmıştır.
Ne diyor Guru’lar, ohoo, neler demiyor ki.. Hepsinden esinleneceğin zeka çıktıları tabi ki var, okumaya ömrün ve sabrın vefa ederse :) Ben o Guru liginde olmadığıma göre yine basit bir dille aklımdakini paylaşayım şurada:
N'apıyorduk önce, Üniversite diploması. Eh en pragmatik ve asgari gereklilik bu, yalan yok. Evet, sevdiğimiz, arzulayarak seçtiğimiz konuda eğitim altyapımızı tamamlıyoruz. Sevemediysek de onu nasıl kendi faydamıza döndürürüz, aklımızda modelliyoruz ki kahvedeki okey masası olmasın çalışma ortamımız! Yaklaşık 16 yıllık bir maraton bitti – mi.. Heyhat yeni başlıyoruz desem, “hayat oyunu”nun ilk karesine hoş geldiniiiz. Şimdi tercihler, opsiyonlar, alternatifler önümüzde serili. Peki biz ne istiyoruz; Garantili düzgün bir iş mi, meşhur markaların profesyoneli olmak mı, Yüksek Lisans yapıp kalabalıktan biraz daha farklılaşmak mı, havalı bir Ivy League MBA’imi, Doktora yapıp akademik hayata daha derinlemesine dalmak mı, ya da PhD’yi karvizite mi yazdırmak, sevdiğin kızla evlenmek mi hemen, ABD yollarına düşüp yeni kıtayı keşif mi, ya da hızlıca aklındaki o müthiş projeyi hayata geçirmek mi..
Ne var biliyor musunuz, yaşınız ve yaşadığınız zaman itibariyle çok şanslısınız. Dur, “çok klişe kanki” deme hemen, anlatacağım; Hayat size “hata yapabilme” lüksünü zaman ve imkan olarak sunuyor, korkacak bir durum gerçekten yok. Yapacağın hatalı seçim sana 2 sene mi kaybettirdi, hiç dert değil, diğer alternatife geçme şansın her zaman var. Sadece genç olduğun için değil, başka garip bir nedeni daha var, ömürler resmen uzadı be arkadaşım: Bioteknoloji, takviye gıdalar ve destekler, organik tarım, yeni ilaç molekülleri, akıllı protezler, bilinçli yaşam şekli, protein diyeti, düzenli spor, “no smoking” falan derken sana bir eser oluşturman için sunulan zaman bizlerinkinden çok daha uzun olacak, bilimsel veriler bunu bağırıyor. Tabiiki iyi kullan zamanı, ama ilk başlarda hata yapmaktan da korkma, ki bu “düşük maliyet” ile alınmış bir ders olsun, gelecekte kullanılacak esaslı bir referans misali.
De ki girişimciliği seçtik, seçmeseydik Etohum’da bu yazıyla ilgileniyor olmazdık, demek ki seçtik. Haydi hayırlısı. Peşinen söyleyeyim, en zorlu kapıyı seçtiniz, bol şanslaaar :)
E ama “patron olacağım, ürün çıkaracağım, marka olacağım, inovatif zekam zaten var, sıradan asla değilim, bir sonraki Jobs’a merhaba deyin, sonunda da haliyle zengin olacağım” iddiası gizli değil mi bu tercihte, dürüst olalım, EVEEET. Seçimi yapana da koskoca bir helal! Amerikalı’nın şık sözü gelsin: “What’s next?” Ha işte zurnanın çalındığı yer burası, o zurnayı da her bir Guru farklı peşrevlerde çalıyor gibi görünse de bir konsensus ortamı tabi ki oluşmuş geçen zamanla. Derler ki önce iş modelini belirle, hatta otur düz yazı ile kağıda dök, oku, içine sinene kadar gerekli değişiklikleri yap, rafine et. İş planı eski adıyla, bu model nelerden mi oluşuyor, emin ol basit. İşte bileşenleri:
Kimiz – Kısaca, hatta belki de logolar kullanarak eğitimimiz ve varsa iş tecrübemizin özeti
İşimiz nedir – Hangi probleme nasıl bir çözüm bulduk, nasıl bir teknoloji, altyapı vs. kullanıyoruz
Farkımız ne – Yaptığımız işin giriş bariyeri var mı, yoksa her gören dalabilir mi, ki bu ilk günden fiyat rekabeti getirir, elveda güzel brüt kârlılıklar :(
Hedef pazarımız kim – Kadınlar mı, çocuklar mı, 25-40 yaş arası profesyoneller mi, diyabet hastaları mı, Japonca konuşanlar mı..
Pazara gidiş modelimiz nedir – Düz yazı ile ürünümüzü nasıl duyuracağız tüketiciye, satınalma arzusunu nasıl yaratacağız, hangi mecralarda görüneceğiz, adwords mü, display ad’s mi, gazete mi, outdoor mu, bolca PR mı..
Hedeflediğimiz pazarın büyüklüğü nedir – Internette her tür kaynağa erişebilirsiniz, sayısal veriler her zaman ciddi bir araştırma yapıldığının ipuçlarıdır
Satış kanallarımız hangileri – Internet mi, mobil mi, dükkan mı, kurumsal müşteri yönetimi mi…
Rakiplerimiz kimler – Google’la mı rekabete girmeye kalkıyoruz, yoksa köşedeki pastane ile mi, rakip kim..
Organizasyon yapımız nedir – Kim hangi işten sorumlu olacak..
İş takvimimiz – Neyi ne zaman yapacağız, ilk 100 günde neler tamamlanacak, ilk bir yılda neler olacak, planımız gerçekçi mi..
Veee sözün özü: Finansallar – 4 işlem matematik ha bahsettiğim, öyle finansçıların hava attığı gibi korkulacak bir şey değil;
Kaç liradan kaç adet sattın, mal / servis kaça mal oldu, brüt kârın ne, genel giderlerin – yani maaşların, pazarlaman, kiran, ulaşım ve iletişimin – ne kadar tutuyor, bunu da çıkarınca aşağıda vergi öncesi nasıl bir kârlılık (EBT) kalıyor, al sana gelir tablosu, havalı adıyla P&LJ Yanında bir de baştan yapacağın yatırımlar tablon ile serbest nakit akışı da oldu mu yeme de yanında yat..
Bunu hazırladık, sırada ne var, Şirketimizi kurmak. Ne lazım, para. Nerden bulacağız, birkaç farklı kademesi var bu arama işinin:
1- Şirketi kuracağız, tercihen de Anonim, ürün çıkaracağız, çok küçük bir ekiple iş modelimizi hayata geçireceğiz, yani herkesin birden fazla fonksiyonu mutlaka olacak, ev-ofis bile çalışabiliriz baştan, ihytiyacımız olan tohum sermayesi: 1 $ - 50.000 $ arası; Aile ve arkadaşlardan bulunabilecek bir meblağ.
2- Şirketi kurduk, hala küçük bir ekibiz, ürünümüz / servisimiz var ve çalışıyor, biraz satış yaptık, küçük bir ofisimiz var, pazarlama yapmak, ürünümüzü geliştirmek için ihtiyacımız olan erken aşama sermayesi: 50.000 $ - 500.000 $ arası; Gidilecek yer Melek Yatırımcılar ve Erken Aşama Yatırım Şirketleri.
Aman aklınızda olsun, Melek Yatırımcı deyince artık belge sorabilirsiniz karşı tarafa, T.C. Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı’ndan lisansı var mı, daha önce yatırımlar yapmış mı, iş kurmayı, büyütmeyi biliyor mu, finansallardan ve müşteriden anlar mı, ilişkileri ya da popüler adıyla “network”ü var mı size faydalı olacak, iş başarıları nedir, parmağınızın ucunda bir dünya, araştırın ki sonra hayal kırıklığı olmasın, moda oldu ya, “ben de meleğim” diye gezen adamlar türedi, lütfen dikkat. En güvenilir ve büyükleri hangisi derseniz, işte Galata Business Angels, işte Etohum, bunlar çok sağlam adresler. Bu aşamada alacağımız para bizi o bildiğiniz “ölüm vadisi”nden de sağ salim geçirecek inşallah.
3- Şirketimiz var, müşteri kontratlarımız ya da müşteri kitlemiz oluşmaya başlamış, müthiş de olmasa sürdürülebilir bir satışımız var çok şükür, ekibimiz büyüme ihtiyacında, pazarlama, yayılma, büyüme, rakiplerden fark yaratarak sıyrılma şart olmuş, ihtiyacımız olan büyüme sermayesi: 500.000 $ - 2.500.000 $ arası; gideceğimiz adrese VC de denir, Girişim Sermayesi Yatırım Ortaklığı da.
Kısaca VC fonlarının kapısını çalacağız, haa kırk yılda bir kayan kuyruklu yıldız misali bir “super angel” da çıkabilir bu rakamları verebilecek, yakalayabilen için ne ala :)
İşler çok daha büyüdüğünde Private Equity vs. başka yatırım mekanizmaları sizin kapınıza gelmeye başlar ama bu bizim şu anki konumuz değil. Peki sormanız gereken soru şu, diyelim ki bir satış cümleniz var dikkat çekici, ki mutlaka olmalı, ve birilerinin dikkatini çekip randevu aldınız. Yukarıda bahsettiğim düz yazıyı iş modelinizi de sunuma dönüştürdünüz. E bu yatırımcı denilen adam biraz cins, öyle kolay kolay her şeyi beğenmez, mutlu olmaz, çok sorgular çünkü kendisi o yollardan geçmiş, bir de olmazı oldurmuş. O zaman şunlara bir dikkat ediverelim:
Laf uzatmak asla yok, konuya hemen gir, “dünya bir ateş topuydu” girizgahı işi baştan mefta eder, dinlemezler
Enejik ol, çoşkulu ol, işine olan tutkunu hissettir ki yatırımcıya da heyecanın geçsin
Negatif tavır sakınnnn, karşındaki o yollardan geçmiş, bir tavsiyede ya da yorumda bulunursa olumlu yaklaş, not al, tartışmaya girdinmi büyük geçmiş olsun, demedi deme
Doğru ses tonunu ayarla, bağırma, sönük kalma, tonunu inişli çıkışlı kullan ki heyecan kaybolmasın
Sunum hazırladıysan sayfa başına aklında önceden çalıştığın 2-3 cümlen olsun, maksimum 20. dakikada mesajını aktarmış ol karşıya
Sunumunun son iki sayfası her zaman ve mutlaka şunlar olsun: Niye buradayım, sizden ne istiyorum – yatırım tabi ki, bildiğin para, akıllı para, akılsız para, o ayrı bir yazı konusu – ve karşılığında ne vereceğim – Şirketinden ne kadar pay vereceksin konusu. Diğeri ise “use of proceeds” ki Türkçe adı “senden aldığımız parayı şu işlere kullanacağız hocam”. Bunlar konuyu yatırımcı açısından netleştirecektir.
Bir de şu aklında hep kalsın: Sat, Sat, Sat, bu gezegende satabildiğimiz sürece varız.
Şimdilik burada keselim. Yatırım alıp projenizi hayata geçirmenizi dileyelim. Uzun yazdım ama söyleyecek laf çokmuş, kusurumuz affola. Yatırım sonrasındaki süreçle ilgili sorularınız olursa da Twitter’dan @corvorado hesabıma ulaşıp danışabilirsiniz. Girişimcilikyolculuğuna çıkmış genç arkadaşlarıma faydalı olabilmek bir hobim oldu.
Sağlıklı kalın, mutlu olduğunuz işi yapın..