5’te Devre, 10’da Bitmez!
Bu makale Emre Uğurlu tarafından kaleme alınmıştır.
Sevgili Burak girişimcilik üzerine Etohum için yazı yazmamı istediğinde, yazılmamış ne kaldı acaba diye düşündüm. Türkiye’de içeriğe yapılmış en büyük yatırımı yapan firmanın Türkiye Genel Müdürü olarak; “Nasıl Yatırım Alırsınız?” ya da “Yurtdışından Yatırım Almanın 10 Altın Kuralı” gibi bir şeyler yazabilirdim. Ama istemedim. Bunların hepsini defalarca okumuş olabileceğinizi varsayıyorum. Bir de zaten benzer şeyler okumakan sıklımış olanlar olabilir; o yüzden biraz daha eğlenceli bir şeyler olsun istedim. Malum Perform olarak bizim işimiz “Dijital Spor Medyası”; Türkiye’deki şirketimiz Maçkolik A.Ş. de ülkenin en büyük dijital spor içerikçisi. O zaman sporla, girişimciliği birleştiren bir yazı olsun dedim. Spor deyince de Türkiye’de öne çıkan tabi ki futbol. O zaman dedim ki girişimcilerimizin çoğu genç, belki futbola meraklı olanlar da vardır. Onlar daha çok konsollarla, bilgisayar oyunlarıyla futbol oynadılar ama bizim için vazgeçilmez olan “Mahalle Futbolu”dur. Ve bu maçların kendine has ama her yerde aynı ve geçerli olan kuralları vardı. Aynen “Girişimcilik ve İş Hayatı” gibi... Gelin bu kuralları beraberce karşılaştıralım...
“Atan alır”: Mahalle futbolunda topu uzağa atan gidip kendi alırdı. Yani yaptığı kötü bir seçimin karşılığına kendi katlanırdı. Bu kural varolduğu için, anlamsız vuruş yapmamaya dikkat edilirdi. Girişimcilikte de öyle, yaptığınız her harekete dikkat edin. Bir “gol” imkanı gördüğünüzde şutunuzu dikkatli çekin. Yapacağınız kötü bir tercihin cezasını da siz çekersiniz. Doğru kararı, doğru şekilde verin.
“3 korner 1 penaltı”: 3 defa korner kazandığınızda penaltı atma hakkınız vardır. Ama girişimcilikte bu yoktur. Rakiplerinizi sürekli topu”korner” e atmak isteyecekler ama ne kadar atarlarsa atsınlar, kimse size “penaltı” çalmayacaktır.
“Abanmak yasak”: Topa çok şiddetli vurmak yasaktı, kimsenin canı yansmasın istenirdi. Girişimcilikte bu da tabi ki yok. Eğer girişimci olmaya karar verdiyseniz, karşınızda sürekli size doğru abanan insanlar olduğunu göreceksiniz. En başta bu fırsatı yakalamya çalışacak rakipler ve piyasa şartları... Önleminizi buna göre alın.
“Top kiminse hakem odur”: Topun sahibi olan kişi tartışmalı kararlarda kararı belirler. İş hayatında da bu böyle. Sözünüzün dinlenmesi için güç sahibi olun. Bu güç her zaman para değildir. Yaptığınız işi en iyi, en doğru ya da en hızlı yapan kişi olursanız bu size iş dünyasında önemli bir güç kazandırır.
“Penaltıyı yaptıran atar”: Penaltı olduğunda, vuruşu yaptıran kişi kullanır. Siz iş hayatıda sakın böyle yapmayın. Takımınızda ya da ortaklarınız arasında her işin bir uzmanı, sorumlusu olsun. O işi en iyi yapacak kişi kimse, her zaman o yapsın.
“Gol atan kaleye”: Kaleci bulmak zor olduğu için gol atan oyuncu kaleye geçer. Bu da yukarıdaki gibi her işin uzmanının olmamasıyla alakalıdır. Kaleci olmayan biri size direk gol yedirir. Sizin için önemli pozisyonlara geçici ya da o işi bilmeyen birini koymayın. Özellikle stratejik pozisyonlara doğru adamı bulmaya dikkat edin.
“Kaleden kaleye gol yok”: Kendi kalenden diğer kaleye direk vuruşla gol atılamazdı. İş hayatında da böyledir. Hedefe ulaşmak için doğru ve düzgün bir stratejiyle sahip olmanız gerekir. Siz de hedefinize kısa yoldan ulaşmaya çalışmayın; önce atağınızı geliştirin, doğru yerden şutunuzu çekin. Bir kişinin başarılı olma şansı düşük tek bir hareketiyle değil; doğru ekibin düzgün stratejisi ile sonuca ulaşmaya çalışın.
Bunlar gibi belki onlarca kural daha var. Onları da siz ekleyin ve aslında hayattaki en basit, küçük kuralların bile iş hayatında gireceğiniz “Girişimcilik” yolunda karşınıza çıkabileceğini unutmayın.
Ben son olarak da şunu söylemiş olayım. “5’de devre, 10’da biter” ama girişimcinin işi hiç bir zaman bitmez ...
Görsel: www.ellesse.com